Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Hukuk Fakültesi Amfisinde "Kadına Şiddet ve Aile İçi Şiddet " konferansı verildi.
GAÜN Hukuk Topluluğuna üye öğrenciler tarafından düzenlenen konferansın açılışında konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, aile birliğinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Aile çatımızı koruyacağız. Özellikle bir taraftan kutsal olarak gördüğümüz annemiz, kız kardeşimiz, eşimiz nasıl olur da hangi sebeple olursa olsun şiddete maruz bırakılabilir ki? Bunu hangi kültüre, hangi inanca dayalı yapabilirsiniz ki? Nereden öğrendik biz bu kültürü, tamamen cehaletimizden. Kadın olsun erkek olsun şu anda yapabileceğimiz toplumsal olarak en iyi şey beyin terimizi dökerek alanımızda en iyi olmak. Öğrenciyseniz en iyi öğrenci olacaksınız, başka şansınız yok. Akademisyenseniz en iyi akademisyen olacaksınız ve bu işlerde cinsiyet farkı yoktur. Cinsiyet ayrımı hiçbir şekilde kabul edilemez. Eğer mühendisseniz, hukukçuysanız veya öğretmenseniz veya sivil toplum kuruluşlarında görevliyseniz en iyisini yapmak zorundasınız. Şu anda sınır ötesinde Afrin’de canını, kanını veren askerlerimizi bizim için en iyisini yapıyorlar. Bizim burada rahat oturup, konuşabilmek ve bu ülkeyi huzur içerisinde inşa edebilmemiz için. O zaman biz de onlara en iyisini yaparak destek vereceğiz.”
KADINI KORUYACAĞIZ
Biz bazı hukuki normlarının aceleyle batıdan alırken kendi kültürel yapımıza inançsal değerlerimize çok değer vermeden direk uygulandığını kaydeden Prof. Dr. Gür, şöyle devam etti: “6284 sayılı yasamız maalesef çok detaylı bir şekilde incelenmeden bir anda uyum yasalar içerisine gelmiştir. Fakat toplumla uyum problemi yaşıyor. Şu anda ailelerin dağılma sürecinde boşanma süreci çok artıyorsa bunu oturup yeniden düşüneceğiz. Kadını koruyacağız. Şiddeti kim yaparsa yapsın en ağır cezayla cezalandıracağız. Bunların en kötüsü de çocuğa, masumiyete yapılan şiddetti. Bunu hep beraber reddediyoruz genç hukukçularımız oturup bunlar üzerinde kafa yoracaklar. Kanun çıkmış ne yapalım? Hayır, birçok kanun revizyona uğruyor. Deneme yanılma yöntemiyle hatalarını görüyoruz. Düzeltme aşamalarına gelebilmeliyiz.”
FİİLİ ANLAMDA EŞİTLİK SAĞLANMALI
Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu, konuşmasında kadına yönelik şiddetin sadece Türkiye’nin değil bütün dünyanın sorunu olduğunu vurgulayarak, bütün insanlığın el ele vererek çözülmesi gerektiğini ifade etti. Kadına yönelik şiddetin en önemli sebeplerinden birinin kadın-erkek eşitsizliğinin artık görüş birliği halinde kabul edildiğini aktaran Prof. Dr. Nuhoğlu, “Kadın erkek arasında hem yasal anlamda hem de fiili anlamda eşitliğin sağlanması gerekiyor. Ülkemize baktığımızda yasa eşitliğinin olduğunu söyleyebiliriz ama fiili anlamda eşitlik halen yok. Fiili anlamda eşitliği sağlamak hem bir ideal hem de kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin Avrupa Konseyi sözleşmesinin bir gerekliliği. Avrupa Konseyi sözleşmesi aynı zamanda İstanbul sözleşmesi olarak da adlandırılır. Devletleri toplumdaki kadın-erkek eşitsizliğine aykırı gelenek, göreneği kaldırma yükümlülüğü dahi getiriyor. Biz de toplumumuzda kadın erkek arasında gerçek anlamda eşitliliği sağladığımızda şiddet hiçbir zaman sıfıra inemez ama en asgariye indirmiş oluruz” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Nuhoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Aile işi şiddet konusunda hep ileri sürülen, ‘aile içindedir, kol kırılır gen içinde kalır, ailenin devamı esastır’ denir ama aile içinde fiziksel ya da cinsel şiddet varsa orada gerçek anlamda bir aile var mı? Aile olarak devam etmesinde toplumsal bir fayda var mı? O ailede yetişecek çocukların geleceği nasıl devam edecek aile olarak kalması mı daha iyi yoksa o aileyi dağıtıp, çocukları yetiştirmek mi daha iyi? Yapılan araştırmalara göre daha sonraki yaşlarında şiddet uygulayan çocukların çok büyük bir kısmı aile içinde şiddete uğramış ya da aile içinde şiddet görmüşler. Aileyi tabi ki koruyalım ama eğer o aile aile olmaktan çıktıysa şiddet varsa, eşlerin birbirine karşı saygısı yoksa ve eşlerden birinin psikolojik hastalığıyla sonuçlanabilecek şekilde bir şiddet varsa ve çocuklar bu şekilde büyüyorsa, o zaman burada gerçek anlamda bir ailenin varlığından söz edemeyiz. Yasal düzenlemeler konusunda 6284 sayılı şiddetin önlenmesi kanunu yürürlükte. Kanunun uygulanmasında bazı noksanlıklar var. Bu noksanlıklar organizasyonel bir takım aksaklıklardan kaynaklanıyor. Kanunu uygulayıcının benimsememiş olmasından kaynaklanan noksanlıklar var.”