Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkan Vekili Fikret Kileci, ana ihracat pazarı Almanya’daki seçim sonuçları, ABD’nin Kanada ve Meksika dışında Çin ve AB ülkelerine getirmeyi planladığı tarifeler ve Suriye’deki güncel durumu değerlendirdi. Türk ihracatçısının her daim çalışkan olduğunu ifade eden TİM Başkan Vekili Ahmet Fikret Kileci ‘’Bizim hikayemizde hep bir aksiyon var, krizlerden fırsatlar oluşturma gayreti var. Bizim üretmek ve çalışmaktan başka yolumuz yok. Rakiplerimiz ya da pazarlarımızda bu durum böyle değil. Diğer ülkeler daha çok kendi dinamikleri ile ilerliyorlar. Bu da bizi kırılgan ya da hareketli durumlarda daha avantajlı hale getiriyor. Bunun iki nedeni var; birincisi bizim bu ortama daha alışık olmamız, ikinci jeopolitik konumumuz. Bu demek değil ki bizim hiçbir sorunumuz bizim hiçbir problemimiz yok. Biz de herkes kadar nasibimizi alıyoruz. Özellikle ihracatçılar şu anda 10 kat daha fazla çalışıyoruz. Sadece Suriye için değil yeniden yapılanma sürecindeki Ortadoğu’da Gazze, Afrika’da, Irak’ta ciddi sıkıntılar var. Bu süreçte Türkiye tüm dünya için önemli lojistik merkezidir’’ dedi.
Suriye ihracatında 2 ayda yüzde 35 artış
Türkiye’nin bugün bu siyasi konjonktürde daha akılcı hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Başkan Kileci “Bakın Almanya’da bir seçim oldu. Hiç beklemediğimiz farklı bir sonuç ortaya çıktı. Hemen yanımızda 13 yıldır savaşan ülke Suriye kendi ayakları üzerinde durmaya başladı. Ortadoğu ve Afrika’ya açılan kapımız olarak Suriye, sadece bir sınır komşusu değil, aynı zamanda bölgesel iş birliği ve kalkınma için önemli bir partner. Geçen yıl Suriye’ye 2 milyar dolara yakın ihracat gerçekleşti. Bunu 600 milyon dolar sadece Gaziantep’ten çıktı. İki aylık sürece baktığımızda yüzde 35’lik bir artış var. Bizim bu ortamda çok daha akılcı hareket etmemiz, özellikle yatırımlara çok dikkat ederek kaynağımızı çok iyi kullanmamız gerekiyor. Büyümekten ziyade bu pozisyonda şartlara nasıl ayak uydururuz, bunun hesabını çok iyi yapıyor olmamız lazım. Bunun için de sanayi envanterimizi, insan kaynağımızı, coğrafi şartlarımızı, bunların artı ve eksi olmak üzere tüm dinamiklerimizi hesap edip raporlayıp envanterini çıkarmamız, elimizdekilerle; olması gerekenleri karşılaştırmamız gerekiyor. Belli sektörlerde devletin ve kamunun yönlendirmesiyle bir plan dahilinde dönüşümler yapılmalı’’ dedi.
Emek yoğun sektörlerde ciddi kayıplarımız var
İhracatın düşmediğini ancak bazı sektörlerde ciddi kayıplar olduğunun altını çizen Başkan Kileci sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Ürün ve sektör bazında incelediğimizde belli alanlarda çok ciddi kayıplar, belli alanlarda çok ciddi artışlar var. Emek yoğun sektörlerde artık ciddi güç kaybediyoruz. Bugün artık asgari ücret 1500 dolar değil ama bizim ortalama çalışma maliyetimiz 1500 dolar seviyelerinde. Siz bu rakamlarla gidip asgari ücret seviyesi 200 dolar 300 dolar düzeyinde olan bir ülkenin yaptıklarıyla mücadele edemezsiniz. Düne kadar Türkiye’nin en önde gelen sektörlerinden biri olan hazır giyimde ciddi kayıplarımız var. Ancak gıdada, tarıma dayalı birtakım sanayileşmede de çok ciddi artılarımız var. Dolayısıyla bunu çok iyi okumamız lazım.’’
Fırsatları en doğru şekilde değerlendirmeliyiz
ABD’nin Kanada ve Meksika’nı dışında Çin ve AB ülkelerine getirmeyi planladığı tarifelerin tekstil sektörü açısından değerlendiren Başkan Kileci ‘’Fırsatlar, ihracatçıların karşısına her zaman çıkar. Böyle fırsatlar çıktığında da en doğru ve akılcı şekilde değerlendirmek gerekiyor. Bizim hali hazırda ABD pazarına yönelik çeşitli faaliyetlerimiz mevcut. Türk Tekstilini bu pazarda tanıtmak için hayata geçirdiğimiz Turkish Textile Network Turquality projemizle ihracatımızda kalıcı artış sağlamayı hedefliyoruz.’’ diye konuştu. ABD, yaklaşık 30 milyar dolar değerinde tekstil, 82 milyar dolar değerinde hazır giyim ithalatıyla dünyanın en büyük ithalatçısı konumunda.
