Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala kararlarını hatırlatarak, “Hukuk devletiyseniz o zaman bırakacaksınız” dedi.
Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı Habertürk canlı yayınında Serap Belet ve Kürşad Oğuz'un sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Ben 85 milyonun oyuna talibim. Geçmişte AK Parti'ye MHP'ye oy vermiş vatandaşların oylarına talibim. Türkiye kavgadan yoruldu artık. Buradan çıkmamız lazım. Bugün Isparta, Kayseri mitinginde pekçok ülkücü arkadaşım gelip destek verdi, bunu görüyorum. Ülkede kişi başına gelir düştü, fakirleşme arttı. TÜRK İŞ'in açlık sınırı rakamları açıklandı, asgari ücretin üstünde. Bugün milyonlarca kişi asgari ücretin altında aylık alıyor. Sandığa giden her yurttaştan oy istiyorum. Türkiye'de huzur, bereket istiyorsan, siyasal partiler akılcı politikalarda yarışmak istiyorsa bize oy vereceksiniz diyorum. MİT onun emrinde zaten. Bizim gizli kapaklı görüşmemiz varsa çıksın açıklasın. Devleti yöneten kişi sorumluluk üstlenir. Diyorum ki 'evet bunlarla oturduk ittifak konusunda anlaştık' derim. Böyle bir şey yok. Biz 6 lider bir aradayız. Benim tek başına pazarlık yapma şansım var mı? Yok masanın altında imiş, yanında imiş, üstünde imiş. Açıkça söyleyin. Milletin kafasını karıştırmak istiyorlar, işin gerçeği bu.
"BİZ AK PARTİ, MHP VE HDP İLE DE GÖRÜŞÜRÜZ"
Biz bütün partilerle ilişki sürdürürüz. Bugün parlamentoda bugünkü koşullar dahil bütün partilerle görüşen tek parti biziz. AK Parti ile de MHP ile de HDP ile de görüşürüz. HDP'yi düşmanlaştırıyorlar. Sen düşmanlaştırırsan ikili oynuyorsun. HDP'nin başkanvekili parlamentoyu yönetiyor. Siz hukuk içinde hareket etmek zorundasınız. Bir kişinin hapisten çıkması için kanun çıkması lâzım değil mi? Kanun çıkmadan hangi yetkiyle 'Ben seni serbest bırakacağım' derim. Bir haksızlık varsa, siyasi görüşüne bakmaksızın 'Burada hata var giderilmesi lazım' derim. Gezi olaylarında içeride olanlar, ne günahı var bunların? Osman Kavala neden? Selahattin Demirtaş neden? Hiçbirisi terörden ötürü mahkum olmadı, yalan söylüyorlar millete. Halka doğruları söyleyeceksiniz. Bir insanı eleştirebilirsiniz, buna kimse bir şey diyemez. Haklı ise kendime çeki düzen veririm. AİHM kararı var. Anayasa'ya koymuşsunuz, 'herkes uymak zorunda' diye. Siz hukuk devleti misiniz? Evet ise o zaman bırakacaksınız.
"KİMLERDEN OY ALACAĞIMI GAYET İYİ BİLİYORUM"
Muharrem Bey nasıl herkesten oy istiyorsa ben de herkesten oy istiyorum. Kendisine göre ilkeleri, kuralları vardır ki, onlara saygı duymak zorundayım. Ben de Cumhurbaşkanı adayı olarak oy kullanmak için sandığa giden her vatandaşın oyuna talibim. Bu ülkede demokrasi, huzur, ahlaklı bir yönetim olsun diyenlerden oy alacağım. Kul hakkı yiyenler, uyuşturucu baronları, 5'li çeteler bana oy vermez. Bunlar beni yolumdan döndürmez. Siyaset halka adanmışlıktır. Bu ülkeye baharları getireceğim, hiç kimse şüphe etmesin.
"ERDOĞAN DA DAVET ETMİŞTİ, O ZAMAN CIA FALAN YOKTU"
2022 Ekim'de Atatürk Uzay ve Havacılık Merkezi.Yeni değil. Hazırlayan Doç. Dr. Devrim Akgündüz. Daha sonra İngiltere'ye gittim, yüksek teknolojiyi ülkemize getirmek için. Benim oraya gidişim yüksek teknolojiyi ülkemize nasıl getiririz? Orada bu işte çok iyi olan çok iyi insanlarımız var. Eren ve Fatih Özmen var. ABD'nin iki numaralı şirketini kurdular. Bu insanları Türkiye'ye getirip yatırım yaptırmak. Bunlar ticari şirket. Müşteri varsa mal yapıp satarlar. Bugün MİT dünyanın pekçok ülkesinden alet edevat almıyor mu? Biz şimdi o şirketleri mi suçlayacağız? Eren ve Fatih Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil mi? Yurt dışına gidenlerin tamamını yerli ve milli olmaktan çıkarıyor musunuz? Bunu açıkladıktan sonra NASA'da çalışan bir Türk'le konuştum. 'Bunu yapın, gelip ülkeme çalışacağım' diyor. Erdoğan da zaten bunu davet etmişti. O zaman CIA falan yoktu.
"BAYKARLAR DA ŞAMPİYONLAR LİGİNDE YERLERİNİ ALACAK"
Bayraktarların Türkiye için ne kadar önemli şeyler yaptıklarını anlattım. Beni dinlememişler. Babası hayatta iken yanlarına gittim. Çok güzel ve nitelikli ekibi vardı. Orada fotoğraflar çektirdik. Aileden izin almadığım için fotoğrafları paylaşmadım. Ben asla ve asla onlar da benim söylediğim şampiyonlar liginin parçası olacak. Onları niye dışlayalım? Onlara her türlü desteği vereceğiz. Bütün bu gelişmeleri parti devleti süreci içinde yaptılar. Acaba Kılıçdaroğlu gelirse aynı mantıkla gider mi, parti ayrı devlet ayrıdır. Samsun'da TEKNOFEST'e ben de gittim. Pırıl pırıl gençler vardı. Kim bilmiyorum, bana söylesin. Diyecek ki 'Sizin şu milletvekiliniz bizim aleyhimizde konuşuyor' diye. Kim bu ülkede taş üstüne taş koyuyorsa ben onun siyasi görüşüne bakmam. Keşke Bayraktar beni TEKNOFEST'te karşılasaydı. Ben haber verdim 'gellmek istiyorum' dedim. Büyük bir ihtimalle çekindi ve kendisi TEKNOFEST'ten ayrıldı. Bakan veya bakan yardımcısı bizi aldı, gezdirdi.
"RAHMETLİ ÖZAL SANAYİ FONU'NU KURMUŞTU"
Kızılelma mı yaparsın, başka bir şey mi yaparsın bilmiyorum. Bu ülkenin güçlü savunma sanayine ihtiyacı olduğunu bilen birisiyim. Savunma sanayinin devlet için yapılması lazım. Bu güvenliğin coğrafyamızda önemini bilen insanım. Bunu yapıyorsanız tank palet fabrikasını Katar'a vermemeleri lazım. Alacağız o fabrikayı Katar'dan. ODTÜ'de bazı bölümler açılmasına izin vermediler. Rekabet olsun. İHA'yı başka firmalar da yapıyor. 'Hayır sen öğretme ben öğreteceğim' demek olmaz.Bugün ASELSAN, HAVELSAN 1980 yıllarında kuruldu. Rahmeli Özal savunma sanayi fonunu kurdu. Devlet dediğiniz budur. 'Efendim ben İHA yaptım sen karşı çıktın' Yok kardeşi 1 tane değil 10 tane yap. Türkiye'de çip üreten firma var mı? Bilmezler. Ben gittim Bursa'da o firmayı da gezdim. Ama onlar bilmezler.
"YABANCI ASKER POSTALININ ÜLKEME DOKUNMASINI İSTEMEM"
Suriye tezkeresine niye hayır oyu verdik? Tezkerede diyor ki, yabancı askerler Türkiye'ye davet edilebilir deniyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti askeri, polisi, jandarmasıyla 30 yıldır terörle mücadele ediyor. Yabancı asker mi davet edildi? Bahçeli'ye, Erdoğan'a sordum 'hangi yabancı askeri terörle mücadele etsin diye Türkiye'ye davet edeceksiniz". İşgal kuvvetlerinin Türkiye'de terörle mücadele edeceğine biz inanıyor muyuz? Ben kendi ülkemde yabancı asker postalının dokunmasını istemiyorum. Ama onlar istiyor. Bu ülkenin güvenlik kuvvetleri terörle mücadelede yetersiz mi? O cümle oraya niye girdi? Tezkerede terörle mücadele konusunda yabancı askerin Türkiye'ye davet edileceği yazıldı. Bunu bir tek kişi yazmadı. Nasıl olur da yazılmaz?
"RAHMTLİ ECEVİT 'ÖCALAN'I ÇIKARIN' DEDİ VE ÖYLE DE OLDU"
Dış politika ve terörle mücadele birbirini tamamlayan iki temel unsurdur. Rahmetli Ecevit, önce Mısır devlet başkanını Ankara'ya davet etti. 'Git söyle Öcalan'ı oradan çıkarsınlar' dedi. Ne oldu? Çıkardılar. Devlet öyle yönetilir.
"UTANIYORSANIZ NEDEN HÜDA PAR'I LİSTEYE KOYUYORSUNUZ?"
Hani Bahçeli milliyetçiydi, 'Ben bayrağımı ezdirmem' demişti, niye sesini çıkartmıyor. Siyasetçi esen rüzgara göre gidip gelmez. Liderler toplanıyor. HÜDA PAR'ın genel başkanı orada yok. Utanıyorsanız niye listeye koyuyorsunuz? Niye orada değildi? Devleti yönetemiyorlar, artık bitmişler. Erdoğan'ı nasıl eleştiriyorsam HÜDA PAR'ı da, MHP'yi de eleştiririm. Düne kadar Gaffar Okan'ın katillerini kendi bünyesinde tutan yapıyla nasıl bir araya gelirsiniz? Hani bize diyorlar ya 'HDP masanın neresinde?'. Peki HÜDA PAR nerede? Aynı şekilde SADAT çıktı. Biz Türkiye Cumhuriyeti devletini kaldıracağız, resmi dil Arapça olacak diyor. Bu MİT Müsteşarının yanında oturuyor, Erdoğanın danışmanı. Türkiye böyle mi yönetilir?
"AK PARTİLİ MİLLETVEKİLLERİ DE PARLAMENTER SİSTEME OY VERECEK"
Başlangıçta hangi yöntemle seçime girileceği konusunda düşünceler farklıydı. Doğal olarak yerel olarak ilçe bazında onlar da karar veremiyorlardı. Sonra karar verildi. Partilerin pozisyonu netleşti. Belki tümümüz beraber tek liste ile girseydik, daha az mı, daha fazla mı çıkarırdık bilmiyorum. 300 milletvekilini geçmemiz lazım. Alana baktıımızda vatandaşlardan hissediyoruz. 360 konusunda, demokratik sisteme, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçtiğimiz aşamada AK Parti'nin de oy vereceğini düşünüyorum. Biz demokrasi ve özgürlüğü savunuyoruz. Bizi istediği gibi eleştirmeleri için onların da parlamentoda önlerinin açılması lazım.
"KİMİN İNANÇLI OLUP OLMADIĞINI YÜCE YARADAN BİLİR"
CHP'nin belli kesimlerde çok katılaşmış algısı vardı. Kabul edelim bunu. Farklı gerekçeler hafızalarda yer etmiş ve kolay kolay silinmiyordu. Belki bizim izlediğimiz politikaların yanlışlıından kaynaklanabilir. O kesime ulaşıp anlatma gibi görevi üstlenmeme pozisyonundan da kaynaklanabilir. Öncelikle sayın Davutoğlu'nun halasının ellerinden öperim. Kimin inançlı olup olmadığını sadece yüce yaradan bilir. İnsanları sen inançlısın, inançsızsın diye asla konuşmamalı. Kimlik de siyasetin dışında kalmalıdır. Siyasetin konusu ben ülkeyi nasıl büyüteceğimdir. Milyonlarca insanın karnını nasıl doyucağım, ihracatı nasıl yapacağım. Kimlik ve inanç üzerinden siyaset toplumu ayrıştırıyor, kutuplaştırıyor. Az değil ben pekçok kesimle, muhafazakar kesimle bir araya geldim. Uzun uzun toplantılar yaptım. Bu toplantıya katılanların sayısı 35-30'u geçmez. Hiçbirisi CHP'li değil. CHHP'yi bizim onlara anlatmamız lazım, eski algılardan kurtulmamız lazım. İstanul'da evlere Kuran okumaya giden vaizelerle bir araya geldim. Onlara istediğiniz herşeyi sorun dedim. Bir vaize söz aldı,bir şey söyleyecek ama tereddüt ediyor. Şunu mu demek istiyorsunuz, CHP'ye oy vereceğiz ama CHHP dinsiz parti mi? Vallahi öyle dedi. Ben de onlara Merkez Bankası'nın Hazine Bakanlığı'nın dini olur mu dedim. Bu partilerin içindeki insanları tek kalıbın içine koyamazsınız. Onlarla muhatap olup konuşmadığımız için dededen, babadan bizi tanımaya başladılar. Efendim siz camileri yakmışsınız. Hangi camiyi yakmışız?
"BEN ADAMIN İNANCIYLA NİYE UĞRAŞAYIM?"
Biz CHP'nin genel başkanları ne Diyanet İşleri konusunda ne de Genelkurmay konusunda zorunlu olmadıkça konuşmadık. Diyanet İşleri'ni kuran CHP, niye kapatsın. İmam Hatipleri kuran ilahiyat fakülteleri kuran CHP. Biz gübreyi nasıl bulacağız, siyaset odur. Ben adamın inancıyla niye uğraşayım. Türkiye yeni bir hamlenin başlangıcında. Türkiye son 5 yıldır milli gelirde çok ciddi düşüş var. Anadolu'nun içi boşalıyor. Doğru dürüst fabrika kalmadı. Kayseri eski gücünü kaybetmiş büyük ölçüde. Hangi gerekçe ile kaybetti. Kayserililer'e şu sözü verdim. Kayseri'yi demiryolu ile Mersin ve İskenderun'a bağlamamız gerekiyor. Sivas'ı, Yozgat'ı bağlamamız gerekiyor. Biz özel ekonomi bölgeleri kurmak zorundayız. Gençler kırsalda kalsın diye kırsalda çalışan kadın ve gençlerin sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek. Bütün köy okullarını açacağız. Çocuğu eğitim yaşına gelince mecbur şehre gidiyor. Köyde öğretmen olursa ziraat mühendisi, veteriner, teknisyen olacak. Kırsal entelektüel yapı itibariyle bir yere gelecek.
"BAKANLAR KİM OLACAK DEĞİL MB BAŞKANI KİM OLACAK?"
Temel ilkemiz her partiye bir bakanlık verilecek. Bize soruyorlar 'bakanlarınız kim olacak' diye. Aslında bakanlar değil Merkez Bankası Başkanı kim olacak? Bu kişi güven veren kişi olacak. Saraydan gelen talimatla değil işin gereğini yerine getirmiş olacak. 2400 maddelik ortak mutabakat metnini hazırladık. Önemli olan Bakanların altındaki liyakatlı kadrolar. Burada bakan kim olursa olsun, bakanın altındaki kişi kim olacak, bu önemli. Devlet bu zaten. Bürokrat devlettir. Kim büyükelçi olacak mesela. Hayatı boyunca dış politika konusunda makale okumamış kişiyi büyükelçi yaparsanız, rüşvet alanları büyükelçi yaparsanız. Yetişeceksin, dünyayı tanıyacaksın, yabancı diller bileceksin. Oturmasını, kalkmasını bileceksin. Adamı bulduk geldi, e ne yapalım, büyükelçi tayin edelim. Büyükelçi tayin ettiler, ne oldu?