CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partinin genel başkanlığı konusunda sorulan bir soruya “CHP, genel başkanını kurultaylarında seçer… Adaylar çıkar ve yarışırlar… CHP, hiç kimseye altın tabak içinde Genel Başkanlığı sunmaz. Bu davranış CHP’nin geleneğinde yoktur” cevabını verdi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 'Serbestiyet' yazarlarının sorularına yazılı bir şekilde yanıt verdi.
“DEĞİŞİM SÜRECİN SONUCUDUR”
CHP lideri parti içerisindeki 'değişim' tartışmaları hakkında şunları söyledi:
"Değişim tartışmasının öncüleri olan bizler, değişimin felsefesini ve amacını ortaya koymalıyız. Çünkü kimi değişimler vardır ki kurumları daha iyiye götürmeyebilir; kimi değişimler kurumları eskisinden daha geriye düşürebilir. Değişim tartışmalarına ve bu tartışmaların olası sonuçlarına bu çerçevede bakıyorum. CHP, farklı sosyal, siyasal, kültürel vb. kesimlerle önyargısız bir araya gelebilmenin hem adresi hem de öncüsü olmuştur. Bu bir değişim sürecinin sonucudur ve sadece CHP değil, CHP’nin uzattığı eli havada bırakmayan herkes, tüm kesimler, kurumlar değişmiştir. Güzel olan budur.
“CHP DEĞİŞİMİNİ BU FELSEFE ÜZERİNDEN SÜRDÜRECEKTİR”
Üstelik bu karşılıklı değişim süreci sadece siyaset alanında da yaşanmadı. Yaşamın her alanında kimseyi ötekileştirmeden; herkesin derdini çözmeyi ve herkesin mutluluğunu paylaşmayı amaçlayan, samimi ve içten bir yaklaşımın ortaya konulmuş olması çok değerli, kıymetlidir. Yaşamın her alanında ve herkes için hakkın, hukukun ve adaletin hâkim kılınması için çaba harcanması kıymetlidir. Özetle, CHP önümüzdeki dönemin değişimini, bu temel felsefenin üzerinden sürdürecektir."
“YAŞAMIMIN HİÇBİR DÖNEMİNDE KOLTUK HIRSIM OLMADI”
Kılıçdaroğlu temel hedefinin ‘Türkiye’yi barıştırmak’ olduğunu söyleyerek “Siyasette hırsı olmayan ama siyaseti akılcı politikalarla yürütmek isteyen bir siyasetçiyim. Yaşamımın hiçbir döneminde de koltuk hırsım olmadı. Ki sadece bir imgelem olarak değil, somut olarak da o koltukta oturan olmadım; tercihim vatandaşlarımızın arasında olmaktan yana oldu. Ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanıyım. CHP’nin şu an itibariyle kaptanı benim. Ve şu anki görevim, grup konuşmamda da belirttiğim gibi CHP’yi güvenli bir limana götürmektir. Ama şu da kesinlikle ve kesinlikle unutulmasın. CHP, bir iç deniz gemisi değildir. CHP engin denizlerin gemisidir.
“CHP YAĞMA DÜZENİNE KARŞI POZİSYONUNA DEVAM EDECEK”
Cezaevindeki bir dostumun, William Shakespeare’e atfen anımsattığı üzere, CHP’nin rotası her zaman her zaman engin denizler, okyanuslardır ve öyle de olmalıdır. Bunun geri dönüşü yoktur. CHP kimin yanındaysa ve kimin karşısındaysa; bu okyanusların, engin denizlerin gemisi olduğu içindir. CHP’yi bir iç deniz gemisine çevirecek tartışmalardan ve bu tartışmaların sonuçlarından uzak tutacağım. CHP, herkes için ve her alanda hakkı, hukuku, adaleti savunmaya devam edecektir. CHP beşli çete ve beşli çeteyle cisimleşmiş yağma düzenine karşı pozisyonuna devam edecektir. CHP kadınların, gençlerin partisine mutlaka dönüşecektir. CHP kimseyi ötekileştirmeyecektir. Toplumun farklı kesimlerinin birbirini sevmesi, aynı şekilde düşünmeleri gerekmiyor ama bir kesimin birbirine saygı duyması gerekiyor.
“ATATÜRK’TEN BU YANA KARŞILAŞTIĞI HER ZORLUĞU YENMEYİ BAŞARMIŞTIR”
Asgari müştereklerde buluşup; bu birlikteliğimizi nasıl azamileştirebilir; bunun arayışında olmamız gerekiyor. CHP bu süreçte öncü bir partidir, yol açıcı bir partidir. Yenilemek gerekirse, engin denizlerin partisidir. Partinin geleceğiyle ilgili endişelenmek, bir CHP’liye yakışmaz. CHP’nin geleceğiyle ilgili her kim endişe taşıyorsa, CHP’nin tarihini bilmiyor demektir. CHP, ülkemizin ve partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten bu yana karşılaştığı her zorluğu yenmeyi başarmıştır.”
“HERKESİN OYUNA TALİP OLACAĞIZ”
Yerel seçim dinamiklerinin genel seçimlerden farklı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Bu seçimlerde aday çok önemli. Halkın beğendiği, güven verdiği adaya farklı partilerden yurttaşlar da oy vermektedir. Yeşil Sol Parti demokrasiye inanmış, saygı duyduğumuz bir parti. Biz, çıkaracağımız ve yeniden aday göstereceğimiz adaylarla, toplumun tüm kesimlerinin, geçmişte hangi siyasi partiye oy vermiş olursa olsun herkesin oyuna talip olacağız. 31 Mart 2019 seçimlerinde izlediğimiz politika buydu. Geldiğimiz nokta itibariyle, kazandığı tarih itibariyle seçmen memnuniyetini kaybeden neredeyse tek bir belediye başkanımız yok. Tüm belediye başkanlarımız kazandıklarından çok daha yüksek bir oranla seçmenin desteğini almış durumda” dedi ve ekledi:
“2024 yerel seçimlerinde iddialıyız ve yeni büyükşehir belediyelerini alacağız. Belediyecilik konusunda başkanlarımızın çok başarılı sınavlar verdiğini kamuoyu da biliyor.”
“ŞAM HÜKÜMETİYLE DİYALOG KURULMASINI SAVUNUYORUZ”
Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki sığınmacılar hakkında ise şunları ifade etti:
“Açlık, iç savaş, anti- demokratik iklim; hangi gerekçeyle ülkelerinden ayrılmak zorunda kalıyorlarsa, bu sorunların uluslararası bir dayanışmayla ortadan kaldırılması gerekiyor. Sadece bizim sorunumuz değil bu. Avrupa da Afrika’dan doğru bir göçmen baskısı yaşıyor. Bu sorunun çözümü sınır güvenliğinde değildir. Bu sorunun çözümü, sorunun olduğu yerde sorunu çözebilmektir. Bu bağlamda biz Suriye özelinde vakit geçirmeksizin Şam hükümetiyle diyalog kurulmasını savunuyoruz. Bu diyalogla birlikte de insan haklarına tam uyumlu bir sürecin başlatılmasını öneriyoruz. Türkiye’deki koşullara gelince; göçmenlerin, sığınmacıların çok azı insani koşullarda yaşıyor.
“GERİ KABUL ANLAŞMASI TÜRKİYE’NİN İRADESİNİN SATIN ALINMASI DEMEKTİR”
Emekleri sömürülerek, asgari ücretin yarısıyla, gelecek güvenceleri olmaksızın çalışıyor ve yaşama tutunmaya çaba gösteriyorlar. Bu insanlar 60 – 70 yaşlarına geldiklerinde bunlara kim hangi güvence ile bakacak? Bunun sosyal, ekonomik ve siyasi maliyetini hiçbir ülke, toplum karşılayamaz. Soruna duygusal pencereden değil, insani ve kalıcı çözüm üreterek yaklaşmamız gerekiyor. Türkiye batının rahatlığı için sığınmacı deposuna dönüşmemelidir. Bu bağlamda “Geri Kabul Anlaşması” Türkiye’nin iradesinin satın alınması demektir. Yapılacak ilk iş dediğim gibi Suriye Hükümetiyle bu sorunun çözümü için görüşmek ve çözüm üretmektir. Türkiye, ırkçılığa, göçmen düşmanlığına bulaşmadan, tüm ırkçılık eğilimlerini reddederek bu sorunu akılcı yöntemlerle çözmelidir.”
“CHP HİÇ KİMSEYE ALTIN TABAK İÇİNDE GENEL BAŞKANLIĞI SUNMAZ”
Kılıçdaroğlu’na “Ekrem İmamoğlu’nu CHP genel başkanlığı için yeterli görmüyor musunuz? Ekrem İmamoğlu’nu CHP genel başkanlığı için yeterli görmüyor musunuz?” sorusu sorulması üzerine “CHP, genel başkanını kurultaylarında seçer… Adaylar çıkar ve yarışırlar… CHP, hiç kimseye altın tabak içinde Genel Başkanlığı sunmaz. Bu davranış CHP’nin geleneğinde yoktur. CHP Kurultaylarında Genel Başkanların yaşından ziyade birikimine, çalışkanlığına, halkla ilişkilerine vs. bakılır. Ekrem Bey de dahil olmak üzere elbette her CHP’li, CHP’ye Genel Başkan adayı olabilir. Bunda hiçbir tereddüdüm yok…” cevabını verdi.