CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'li tutuklu milletvekili Enis Berberoğlu'nun durumuyla ilgili "Koca koca Yargıtay üyeleri biri hariç farklı düşünüyor. Neymiş özel hüküm varmış, geçici maddede. Ne yapsın içeride tutması lazım, bir şeye sarılması lazım. Yasama dokunulmazlığı sürekli değil. Seçilen milletvekili dokunulmazlık kazanır. Adli tatilin başlayacağı günden bir gün önce kararlarını verdiler ve hep birlikte tatile çıktılar. O tatil sizlere haram olsun." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
“Asla ve asla durmayacağım. Durmak bize yakışmaz. Dün 23 Temmuz’du. Erzurum Kongresi’nin yıl dönümü. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının yaptıkları ilk kongre. 1919 da başlayan bu kongre 14 gün sürdü.
95 yıl önce 24 Temmuz 1923’te Erzurum Kongresi’nden sonra büyük bir zafer kazanılmıştır. Lozan’da ayrı bir masa kurulmuştur. Sevr Anlaşması’nı Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları yırtarak çöpe atmıştır. Gazi Sevr Anmaşması bizde mümkün değil der. Kuvayi Milliye yırtıp çöpe atmıştır.
Lozan Anlaşması İli Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu Türkiye’ye teslim edilir. Bunu sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’dür.
Kimseyi kimliğinden ötürü ötekileştirmediler. Bugün geldiğimiz noktada binlerce şehidimizin kanı vardır. Hiç kimseye boyun eğmemiştir. Saray boyun eğdi ve düşman gemisine binip kaçmak zorunda kaldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları kanla gözyaşı ile kurulmuştur.
Ödediğimiz bedeller genç kuşaklara yeterince aktarılmıştır. Gazi Mustafa Kemal’i gençlere Kenan Evren gözleri üzerinden anlatılmıştır. Savaş meydanlarında kazanılan savaşlar ekonomik bağımsızlıkla taçlandırmazsa gelecek tehlikeye girer. Atatürk’ü anlamak onun fikirlerini savunmak demektir. 24 Temmuz sözde basın özgürlüğüdür. 24 Temmuz’da sansür memurları gazetelere giremezler ve 25 Temmuz’da gazeteler özgür olarak çıkmıştır ve o günü basın bayramı ile kutlanmaya başlanmıştır.
Şimdi geldiğimiz noktaya bakın, ya Saray’a yağcılık yapacaksın ya da sana yaşam hakkı tanımayacağım denen bir noktaya gelindi. Gazeteler zorla sattırıldı. Onların tek bir görevi var. Saraya itaat etmek. Alsa ne olur uçağına almasa ne olur. Medya iktidarın emrindedir. Havuz medyasının en temel özelliklerinden biri de sürekli yalan haber yapmasıdır. Havuz medyasına verilen bütün desteklere rağmen o nedenle gazeteler satılmıyor.
Ece Selim Öztürk sen misin 15 Temmuz olayını araştıran. Yakaladılar aynen hapise. Bunu araştırmayacaksın diyorlar. Basın özgürlüğünde 157’nci sıradayız. Medyanın özgürlüğü halk adına gücü denetlemektir. Gazetecilik sıradan bir meslek değildir. Bir kamu görevidir. Bugün sadece ve sadece Saray’a hizmet eden ciddi bir medya grubu var. Kendi TV kanalları var, çağrı yaptım, hangi gazete en muhalif ise onu çağır katılmayan şerefsizdir."