Artan obezite ve kronik hastalıklarla ilgili araştırmalarda şeker metabolizmasının özellikle sofra şekeri ve NBŞ’deki fruktozda yoğunlaştığına dikkat çekilen raporda şunlar kaydedildi: “Metabolizmada glikoz uyarısı ile salgılanan insülin, tokluk hormonu ‘leptin’i uyarır, açlık hormonu ‘grelin’i baskılar. Böylece yeme sonlanır. Fruktoz ise insülini çok az uyarır. Bunun tokluk hissini engelleyerek obeziteyi tetiklediği ileri sürülmektedir.”
Obezite, gut
Fruktozun karaciğerdeki metabolizmasının glikozdan farklı olduğu kaydedilen raporda şöyle denildi: “Karaciğer yağlanması, fibrosis ve siroz gelişebildiği yönünde çalışmalar bulunmaktadır. Fruktoz glikoza göre daha tatlıdır ve beyinde iştah artırıcı hedonik yolakları uyardığı yönünde çalışmalar bulunmaktadır. Fruktozlu ürünlerin tüketimi özellikle çocuklukta damak tadının şekerli ürünler doğrultusunda gelişmesini kolaylaştırmaktadır. Fruktoz ürik asit artışına da neden olmakta, gut hastalığını tetikleyebilmektedir. Şekerli besinlerin aşırı tüketilmesinin gereğinden çok yeme, insülin direnci, obezite, diyabet ve kalp damar hastalıklarına yol açtığı yönünde çalışmalar bulunmaktadır. Sakkaroz ve NBŞ içeren besinlerin fazla tüketimi metabolik hastalıkların yanı sıra obezite ile ilişkili kanser türlerinin (kolon kanseri, pankreas, karaciğer ve meme kanseri) gelişimine de zemin hazırlamaktadır.”
3 ülkede yasak!
Ünlü fitoterapist Dr. Buğra Buyrukçu, “Nişasta bazlı şekerlerden gelen fruktoz, insülin salgılatmaz. Yani yersiniz ama doymazsınız. Bu ürünler düzenli tüketildiğinde kolay kilo alma, diyete rağmen kilo verememe sorunları ortaya çıkar. Kanserde ve karaciğer hastalıklarında artış meydana gelir. NBŞ’nin girdiği yiyecek ve içecekler bizi zehirliyor. NBŞ, Fransa, Hollanda ve İngiltere’de yasaklandı” dedi.
‘NBŞ kullanımı sınırlandırılmalı’
Kurul raporunda şu önerilerde bulunuldu: “Şeker tüketiminin azaltılması için tüm tedbirlerin alınması, sübvansiyonların gözden geçirilmesi, halen yüzde 10 olan nişasta bazlı şeker (NBŞ) kotasının artırılmaması ve gıdalarda kullanımının sınırlandırılarak sıkı denetiminin sağlanması, yiyecek ve içecek etiketleri üzerindeki şeker içeriğinin, elde ediliş kaynağı ve fruktoz oranı belirtilmek suretiyle Türk Gıda Kodeksi şeker tebliğine uygun şekilde ‘şeker’, ‘glikoz şurubu’, ‘yüksek fruktozlu mısır şurubu’, ‘invert şeker’ yazılmasının sağlanması, sağlıklı beslenmenin teşvik edilmesi çalışmaları kapsamında; endüstri tarafından yüksek fruktozlu mısır şurubu kullanımının asgari düzeye indirilmesine destek olunması gerekmektedir.”