CHP Grup Başkanı Özgür Özel, genel başkanlığa adaylığını resmen açıkladı. Özel, "CHP'yi iktidar yapmak için genel başkanlığa adayım" ifadelerini kullandı.
Özel’e destek veren milletvekilleri, MYK üyeleri ve Özel’in eşi Didem Özel ile kızı İpek Özel de açıklamayı izlemek üzere CHP Genel Merkezi’ne geldi.
CHP’nin genel merkezinin ikinci katındaki toplantı salonunda konuşan Özel’in yanında çok sayıda CHP’li milletvekili de yer alıyor.
"BU BİR YOLCULUĞUN HİKAYESİDİR"
Özel'in açıklamasından satır başları şu şekilde:
Bu bir yolculuğun hikayesidir. Bu artık korkmayanların hikayesidir. Bugün dinleyeceğiniz 28 Mayıs'ı sabahı 81 ilde uyanıp da o günden beri huzurlu bir uyku uyuyamayanların hikayesidir. Seni bu karara ne itti diye soranlara 'Babamın, benim ve kızımın arkadaş grupları' diyenlerin hikayesidir. 30 yıldır sönmeyen Madımak ateşinin zaman aşımı kararıyla yürekleri dağlamasına engel olamamanın hikayesidir. Hiçbir şey olmamış gibi davranmaya itiraz edenlerin hikayesidir. Bir daha aynı hataları yapmamak için azim ve inanç taşıyan gençlerin ve kadınların hikayesidir. Türkiye'yi değiştirmek için CHP'yi değiştirmeye inanan kadroların hikayesidir. Bu bir lider değişikliğinin ötesinde, gücü kadrolardan alan ve kadrolarına güç veren bir hareketin hikayesidir. Bu hikaye, Atatürkçülerin, namusluların, İsmet Paşa'nın, Karaoğlanların hikayesidir.
Ellerinizdeki kitapçık bu amasız fakatsız çıkılan yolculuğun ilk adımıdır. İlk adımdır ama kararlıdır, birikmiştir, kollektiftir. Tek bir kişinin değil bir kadronun attığı adımdır. Parti yönetimi yenilginin nedenlerini araştırıp yeni bir yol haritası çizmedi. Parti içi iktidarı korumaya odaklandı. Parti yönetimi durumu onarmaya yönelik adımlar atmak yerine bu kırılmayı görmezden gelmeyi tercih etti.
"DAHA ÖNCE BAŞARDIK, YİNE BAŞARACAĞIZ"
Yeni yüzyılda yeni bir siyaset için yeni yaklaşımlarla yol alacağız. Ülkemizin kaderini değiştiren, nice devrime imza atan bir siyasi irade bunu yine yapacak güce ve kudrete sahiptir. Daha önce başardık, yine başaracağız. İş cinayetlerini artıran üretim baskısından, grev yasaklarından sendikal baskıya emekçi sınıfının yanından ödünsüz pozisyon alıyoruz. Kutuplaştıran siyaset anlayışını reddediyoruz. Etnik ve mezhepsel kutuplaşmayı kabul etmiyoruz. Tüm farklılıkları kucaklıyoruz. Toplumu dikine kesen ve ayrıştıran siyaseti reddediyor, yatay siyaset anlayışını savunuyoruz.
"39 MİLLETVEKİLİNİN VERİLMESİ UNUTULMAYACAK HASARLAR BIRAKTI"
İttifak siyaseti, ittifak kuranların birbirine benzediği bir siyaset olmamalıdır. İttifaklar, parti vicdanında karşılık bulacak şekilde tasarlanmalıdır. Partimizin 39 milletvekilini başka partilere vermesi parti tarihinde unutulmayacak hasarlar bırakmıştır. Bu süreç parti içi denetime kapalı olarak yürütülmüştür. Seçilmiş kurullar dahi bilgilendirilmemiştir. Sorumluluk üstlenmeyen yönetim tarzı kabul edilemez.
İstanbul Sözleşmesi'nden hukuksuz çekilme kararından güç alanların yeni hedefleri var: 6284 sayılı kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun, çocukların cinsel sömürüsünü engellemek için Lanzarote Anlaşması ve kadın erkek eşitliği artık hedeftedir.
İkinci yüzyılın CHP’si karar alma süreçleri, katılım ve etik ilkeler bakımından yola devam etmelidir. Partinin lideri, kadro, siyaset yapma tarzı yenilenmeli. Tüzükteki yetki ve sorumlulukları bazen aşan yönetim anlayışı toptan terk edilmelidir.
ADAYLIĞINI RESMEN AÇIKLADI
CHP Genel Başkanlığı'na adaylığını resmen açıklayan Özgür Özel, "Gençlerimizi partinin merkezine almak için, kadınların etkin olacağı siyaseti güvenceye almak için, parti için iktidarı kazanmak için değil Atatürk'ün partisini iktidar yapabilmek için Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı'na adaylığımı ilan ediyorum" dedi.
KILIÇDAROĞLU 'GAYET GÜZEL' DEMİŞTİ
Eğitim-İş ziyareti sonrası dün bir basın toplantısı düzenleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Özgür Özel’in adaylığına ilişkin, "Gayet güzel. CHP diğer partiler gibi değildir. Herkesin aday olma hakkı vardır. Yarın Özgür Bey adaylığını ilan edecek. Bir arkadaşımız İstanbul’dan mektup yazmış. Ben de adaylığımı genel merkezde ilan edebilir miyim diye. Tabi dedik" demişti.