Değerli okurlarım bu şehadet şerbeti dediğimiz şerbeti, neden hep yoksul ve gariban ailelerin çocukları içer?
Neden bu şerbet hep gariban ve fakirin çocuğuna içirilir,
Neden bu şerbet hep gariban ve fakirin çocuğuna layık görülür,
Biraz da; Cumhurbaşkanının;
Bilal oğlanı,
Burak oğlanı
Veya yakışıklı damatları neden içmez bu şerbetten,
Örneğin eski başbakanın Binali beyin göbeği büyük kumarbaz oğlu İdlib’te düşman kuvvetlerine karşı göğüs göğüse neden çarpışmaz,
Peki, bakan çocuklarını veya damatlarını göreniniz, işiteniniz veya duyanınız var mı?
Bu şerbetten tadarken!
Neden tatmazlar bu tatlı şerbetten,
Sevmiyorlar mı yoksa bu şerbeti.
Örneğin tanrı dağlarında uluyan bir vekilimiz vardı,
İşte tam da ulumanın sırası buyur Suriye’ye,
PYD’ye,
YPG’ye,
PKK’ya
Rusya’ya
ABD’ye, Yunanistan’a
Arap devletlerine
Ulu uluyabildiğin kadar,
Belki uluduğun yerde Allah sana da bu tatlı şerbetten içmeyi nasip eder kim bilir?
Peki, mecliste bulunan tüm milletvekili çocukları neden içmez bu şerbetten,
Bu kadar tatlı olduğu,
Kutsal olduğu söylenir,
Ama neden kendileri hiç tatmaz veya içmez,
Ya Belediye başkanlarının,
Bürokratların,
Üst düzey generallerin çocuklarını duyanınız veya işiteniniz var mı bu meşhur şerbetten içen?
Peki, zengin çocuklarının şahadet şerbeti içtiğini duyanınız, işiteniniz veya göreriniz var mı?
Örneğin, Hasan Kalyoncu’nun,
Remzi Gür’ün,
Cihan Kamer’in,
Fettah Tamince’nin,
Ethem Sancak’ın,
Mehmet Cengiz’in vd. lerinin çocuklarından veya damatlarından hiç bu leziz şerbetten içen veya tadanı duydunuz mu?
Yani bu şahadet şerbeti hep garibanın çocuklarına mı reva görülüyor,
Hep fakir fukaranın çocuklarına mı içirilir,
Bu adalet mi?
Bu hak mı?
Bir başkasının çocuğuna, nede kolaydır şerbet içirmek dimi?
Sönen ocaklar sizin değil nasıl olsa,
Yıkılan hayaller sizin değil ne de olsa,
Kaybolan hayatlar sizin değil nasıl olsa,
Yetim kalan çocuklar sizin değil nasıl olsa,
Ciğeri yanan anneler siz değilsiniz nasıl olsa,
Hayatı kararan eşler siz değilsiniz nasıl olsa,
İçirin içirebildiğiniz kadar
Nede olsa sizin için fark eden bir şey yok,
Gidersiniz ciğeri dağlanan babaya, anneye,kardeşe,amcaya, dayıya eşe, evlada..
Vatan sağ olsun,
Kanı yerde kalmayacak,
Var mı bir isteğiniz arzunuz,
Devletimiz yanınızdadır her daim,
Üçbeş cak cakılı laf,
Üçbeş süslü ve gösterişli laf,
Siyasi şovunuzu hamiyetinizle yapar,
Zırhlı Mercedes arabanıza biner dönmemek üzere kaybolursunuz oradan,
Ne bilen,
Ne duyan,
Ne de yanın da ve yakınında gören olur şehit ailesinin.
Değerli okurlarım işin özü şu?
Bu memleket için canını veren de yine bu memleketin öz evladı,
Kasap Ahmet efendinin çocuğu,
Çiftçi Mehmet efendinin çocuğu,
Bakkal Ali efendinin çocuğu.
Hani ünlü Türk şairi nazım hikmet der ya mısralarında der ya!
“Bir eski Acem şairi :
«Ölüm âdildir» diyor,
«aynı haşmetle vurur şahı fakiri.»
Hâşim, neden şaşıyorsunuz?
Hiç duymadınız mıydı kardeşim,
Herhangi bir şahın bir gemi ambarında
Bir kömür küfesiyle öldüğünü?...”
Demem o ki fakire hiç birşey adil değildir,
Adalet, güçlünün yanındadır,
Adalet zenginin yanındadır,
Şahadet şerbeti ise fakirin kucağına bırakılır
İşin özü budur vesselam...
!#**m545**#!