CHP Grup Başkanı Özgür Özel, Şanlıurfa’da kayıp olarak aranırken Semerkand Vakfı'na ait olduğu belirtilen kaçak medresenin yanındaki ahırda ölü bulunan Abdülbaki Dakak’a ilişkin açıklama yaptı. Özel, tarikatların Türkiye'deki etkinliğine iktidarın seyirci kalmasına tepki gösterdi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Şanlıurfa’da 12 yaşındaki Abdülbaki Dakak’ın şüpheli ölümüyle ilgili yazılı açıklama yaptı.
Özel, Meclis’i göreve çağırırken “Türkiye’nin kanayan yarası haline gelen örgün eğitim dışında yer alan yüz binlerce çocuğumuzun kamu denetimi dışında tarikat ve cemaatlerin eline bırakıldığı gerçeğiyle yüzleşmeli ve bir daha benzer olayların yaşanmaması için gerekli önlemler alınmalıdır, bu konuda Parlamento üzerine düşeni derhal yerine getirmelidir” dedi.
Özel’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Şanlıurfa’da Menzil Cemaati mensuplarınca kurulan Semerkand Vakfı’na ait olduğu belirtilen kaçak bir medresede eğitim gördüğü ifade edilen 12 yaşındaki Abdulbaki Dakak isimli yavrumuzun, kursun yakınlarındaki ahırda şüpheli biçimde ölü bulunmuş olması, tüm Türkiye’yi sarsmıştır. Yavrumuzun, kurstan defalarca ayrılmak istemesine rağmen ailesinin buna izin vermediği ileri sürülmektedir.
"DERHAL KAPATILMALI!"
Bu vahim olay hakkında açılan soruşturmayı çok yakında takip ettiğimizi bütün kamuoyunun bilmesini isteriz. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun bu olayı incelemesi ve gerçeklerin açığa çıkması için var gücüyle çalışması gerekmektedir. CHP Grubu olarak TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyelerimiz Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere’yi olaya ilişkin incelemelerde bulunmak üzere görevlendirdik. Abdulbaki Dakak yavrumuzun eğitim gördüğü belirtilen bu kurumun derhal kapatılması, ismi geçen vakfa ait benzer yerlerin de bir an önce denetim altına alınması gerekmektedir.
Türkiye’nin kanayan yarası haline gelen örgün eğitim dışında yer alan yüz binlerce çocuğumuzun kamu denetimi dışında tarikat ve cemaatlerin eline bırakıldığı gerçeğiyle yüzleşmeli ve bir daha benzer olayların yaşanmaması için gerekli önlemler alınmalıdır, bu konuda Parlamento üzerine düşeni derhal yerine getirmelidir. Ülkemiz, benzer olaylarla çok sık karşılaşmaktadır. Bu yaşananlarda Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının, laikliği aşındıran uygulamalarının yanı sıra Millî Eğitim Bakanlığı’nın vakıf görünümlü tarikat ve cemaatlerle birlikte çalışmayı alışkanlık haline getirmesinin rolü büyüktür.
"MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI’NIN GEREĞİNİ YAPMASI ŞARTTIR"
AKP iktidarının bilerek ve isteyerek kamu denetiminin dışında tuttuğu ve adeta teşvik ettiği bu yapılar çocuklarımızın gelişiminde ciddi bir deformasyon yaratmaktadır. Bu tür yapılar Millî Eğitim Bakanlığı'nın denetimi altına derhal alınmak zorundadır. Cumhuriyetimizin kurucu felsefesine de anayasaya da açıkça aykırı biçimde faaliyet gösteren bu tür yapı ve yapılanmalar hakkında benzer facialar yaşanmadan Millî Eğitim Bakanlığı’nın gereğini yapması şarttır. Çocuklarımızın üstün yararı ilkesini her platformda savunan bir siyasi parti olarak, benzer sorunların bir daha yaşanmamasını temin etmeyi sorumluluğumuz ve 28. Yasama Döneminde önceliğimiz olarak belirledik.
TBMM’de önceki yasama dönemlerinde kurulan benzer içerikli Araştırma Komisyonlarına ait raporların gereğinin yapılmadığı açıktır. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının yanlış politikaları; Adana Aladağ’da kaçak bir cemaat yurdunda yaşanan yangında ve Konya Taşkent’te ruhsatsız binada yaşanan patlamada çocuklarımızın ölümüne neden olmuştur. Enes Kara’nın Elazığ’da kaldığı cemaat yurdunda intiharını unutmamız mümkün değildir. Kanuna aykırı eğitim kurumu açmayı 6 aydan 3 yıla kadar hapisle cezalandıran Türk Ceza Kanunu’nun 263’üncü maddesini 2013 yılında tüm uyarılarımıza karşın kaldıran Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, bu ölümlerin, bu faciaların sorumlusudur. Bu konuda mevzuatta atılması gereken adımlar başta olmak üzere kapsamlı bir çalışmayı hazırlayacak ve en kısa sürede kamuoyunun dikkatine sunacağız.”