
Toros Dağları’nın zirvesinde, Manavgat Çayı’nı besleyen derelerin kıyısında bir köy var: Ormana. Burası yalnızca taş duvarları, ahşap pencereleriyle ünlü düğmeli evleriyle değil, aynı zamanda yüzyıllardır süregelen Yörük kültürüyle de bir değer taşıyor. Dünya Turizm Örgütü tarafından 2024 yılında “Dünyanın En İyi Turizm Köyü” seçilen bu benzersiz yerleşim, bugün büyük bir tehdit altında.
Ancak tehdit, doğadan, zamandan ya da unutulmuşluktan gelmiyor. Tehdit, bizzat yetkililerden, alınan hatalı ve tartışmalı kararlardan geliyor.
TARİHÎ MİRASIN YOK OLUŞUNA GİDEN YOL
Ormana, 2010 yılına kadar yalnızca yaşlı nüfusun kaldığı, ulaşımı zor bir dağ köyüydü. Turizmin burada filizlenmesi, İstanbul’dan köyüne dönen iş insanı Aydın Özgüven ve oğlu Tolga Özgüven’in emekleriyle başladı. Harabe haldeki düğmeli evleri özenle restore ederek, bu tarihi dokuyu butik oteller ve turistik restoranlarla canlandırdılar.
Ancak 2014 yılında hazırlanan Koruma Amaçlı İmar Planı, köy için bir milat oldu. Bu planda, 200-300 yıllık birçok düğmeli ev hiç yer almadı ya da “pazar yeri”, “ibadethane”, “karakol” gibi alakasız kullanım alanlarına dahil edildi.
Sorun yalnızca bir hata mıydı, yoksa kasıtlı bir dönüşüm planı mıydı? Bu soru henüz yanıtını bulamadı.
İmar planındaki hataların düzeltilmesi için 2019 yılında bir şehir planlama şirketine ihale verildi. Ancak geçen 6 yıl boyunca hiçbir ilerleme kaydedilmedi. Sonuç olarak, İbradı Belediyesi tarihi düğmeli evlerin büyük kısmı için yıkım kararı aldı.
HATALI PLAN MI, GİZLİ BİR AMAÇ MI?
Belediyenin aldığı bu karar, imar planındaki hataları düzeltmek yerine neden yıkımı tercih ettiğini sorgulatan bir süreci beraberinde getiriyor.
Bu noktada bazı kritik sorular akıllara geliyor:
• Neden 6 yıldır imar planı düzeltilmedi?
• Belediye, köydeki turizmi korumak yerine neden işletmeleri kapatmaya çalışıyor?
• Hatalı planı düzeltmek yerine, tarihi yapıları yıkmak hangi akla hizmet ediyor?
• Ormana’da daha büyük projelere zemin mi hazırlanıyor?
Tüm bu soruların cevabı belirsiz. Ancak düğmeli evlerin korunması için mücadele eden işletmelerin ve köylülerin sesini duymayan bir yönetim anlayışı, ister istemez şüphe uyandırıyor.
TURİZMİ BİTİREN BELEDİYE MANTIĞI
Ormana, Türkiye’de ekoturizmin en başarılı olduğu köylerden biri. Kültürel mirası ve otantik atmosferiyle hem yerli hem yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Ancak düğmeli evlerin yıkılması demek, köydeki turizm faaliyetlerinin sona ermesi anlamına geliyor.
Bu noktada şu sorular önem kazanıyor:
• İbradı Belediyesi, turizmin gelişmesi için mi çalışıyor, yoksa çöküşü için mi?
• Ormana’da büyük bir yatırım planı mı var?
• Bölgede ekoturizme alternatif olarak daha büyük projeler mi hayata geçirilmek isteniyor?
Eğer amaç Ormana’nın kültürel dokusunu korumak olsaydı, yıkım yerine restorasyon ve plan düzeltmeleri gündeme gelirdi. Ancak şu an yaşananlar tam tersini gösteriyor.
KÖYLÜLER AYAKTA, BELEDİYE SESSİZ
İlk restorasyonu yapan Özgüven ailesinin butik oteli ve restoranı, imar planında “pazar yeri” olarak gösterildiği için yıkım kararı aldı. Aynı karar, köydeki başka turistik işletmelere de tebliğ edildi.
Bu süreç yalnızca ev sahiplerini değil, köyde turizmle geçinen yüzlerce insanı ve bölgedeki ekonomiyi de olumsuz etkiliyor.
Turistler artık kapalı kapılarla karşılaşıyor, ekoturizm turları iptal ediliyor, köy halkı ekonomik olarak zor duruma düşüyor.
Köylüler ve turizm işletmecileri, 300’den fazla dilekçeyle bu yanlışın düzeltilmesini talep etti. Ancak İbradı Belediyesi’nden hâlâ bir açıklama gelmiş değil.
Ormana’nın turizmle kalkınmasını sağlayan Tolga Özgüven, yaşananları şöyle özetliyor:
“Köydeki tarihi evlerin %90’ı yıkım tehlikesi altında. Oysa ki biz, burayı sadece bir turizm merkezi yapmak için değil, bir kültürel mirası yaşatmak için çalıştık. Eğer bu kararlar düzeltilmezse, Ormana’nın geleceği yok olacak.”
SON SÖZ: ORMANA’NIN GELECEĞİ TEHLİKEDE
Ormana’daki düğmeli evlerin yok edilmesi, yalnızca bir imar hatasının sonucu mu, yoksa planlı bir dönüşümün parçası mı?
Eğer yetkililer bu hatayı düzeltmezse, yalnızca bir köy değil, Türkiye’nin kültürel mirasından büyük bir parça kaybolacak.
Belediye susmaya devam ederse, tarih susacak.
Ormana’nın geleceği bir imza kadar yakın, ama bir yıkım kadar uzak.