Yaşam

15. Yüzyıldan kalma kalenin gizemi çözüldü

Bilim insanları, Milano'nun on beşinci yüzyıldan kalma Sforza Kalesi'nin altında, ünlü sanatçı ve mühendis Leonardo da Vinci'nin çizimlerinde tasvir edilen gizli geçitlerin varlığına işaret eden gizli yapılar keşfetti.

15. Yüzyıldan kalma kalenin gizemi çözüldü
16-01-2025 00:39
16-01-2025 17:52

Sforza Kalesi, İtalyan tarihinin bir simgesi olarak tarihçilerin, mimarların ve mühendislerin hayal güçlerini uzun süredir büyülüyor.

İnşa edildiği 15. Yüzyıldan bu yana Milano'da bir kale, konut ve iktidar merkezi olarak hizmet vermiş ve yıllar içinde yeraltı odaları hakkında sayısız efsane ortaya çıktı.

Bu hikayelerden biri, karısı Beatrice d'Este'yi ziyaret etmek için gizli bir geçit kullandığı iddia edilen Milano Dükü Ludovico il Moro ile ilgilidir. Yeraltı geçidi ünlü polimat Leonardo da Vinci'nin çizimlerinde de tasvir edildi.

Şimdi, gelişmiş yer radarı teknolojisinin kullanıldığı bir çalışma, bu tür yeraltı koridorlarının ve benzer mimari özelliklerin gerçekten de kalenin altında var olabileceğine dair yeni kanıtlar sunuyor.

Son radar araştırması, kalenin altında gizli yapıların varlığına işaret eden yüzey altı anomalileri tespit etti. Bu teknoloji zemine elektromanyetik dalgalar yaymakta ve yansıyan sinyalleri analiz ederek bilim insanları toprak bileşimi, yoğunluğu ve boşlukların varlığındaki değişimleri tespit edebilmektedir.

Araştırmacılar, radar araştırmalarını kullanarak Sforza Kalesi'nin dijital bir ikizini oluşturmayı ve bu ikizi, sit alanının zaman içindeki tarihsel değişimlerini keşfetmeyi kolaylaştıran interaktif bir araç olarak kullanmayı umuyor.

“İLERİ ÇALIŞMALAR İÇİN FİKİRLERİ GÜN IŞIĞINA ÇIKARDI”

Projede yer alan mimarlık araştırmacısı Francesca Biolo, “Yere nüfuz eden radar, 3D modeli bilinen ancak erişilemeyen alanlara ilişkin verilerle zenginleştirerek bilinmeyen geçitleri ve gizli geçitlerle ilgili daha ileri çalışmalar için fikirleri gün ışığına çıkardı” dedi.

Bilim insanları bu rekonstrüksiyonda artırılmış gerçeklik (AR) teknolojisini kullanarak “bireylerin tarihle etkileşim biçimlerini dönüştürmeyi” umuyor.

Bulgular, sadece kalenin altında yatan potansiyel sırları ortaya çıkarmakla kalmadı, aynı zamanda bu tür teknolojilerin dünyadaki diğer tarihi alanların araştırılması için bir model oluşturabileceğini de kanıtladı.

Araştırmacılar, “Kale sadece bir anıt değil; her bir taş katmanı daha önce gelenlerin yaşamlarını ve miraslarını temsil eden, anlatılmayı bekleyen bir hikayeler deposu. Kaleden toplanan veriler, gizli geçitler ve bunların tarihi anlatılardaki rolleri üzerine daha fazla çalışma yapılmasını teşvik ederek akademik camiada yeni araştırma yollarını teşvik edebilir” diye yazdı.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER