Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), 28 Ocak’tan bu yana Ege Denizi’nde bulunan Santori’ni adası bölgesinde devam eden depremlere ilişkin hazırladığı raporunu yayınladı. Raporda, depremlerin volkanik aktiviteyi tetikleyebileceği belirtilerek, ''Devam eden sismik aktivitenin olası bir volkanik hareketliliğe yol açma ihtimali bulunmaktadır. Patlama ya da deprem sonrası olabilecek tsunami gibi tehlikelerin etkileri ülkemize kadar ulaşabilir'' denildi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), 28 Ocak’tan bu yana Ege Denizi’nde bulunan Santori’ni adası bölgesinde devam eden depremlere ilişkin hazırladığı raporunu yayınladı. Yaklaşık dokuz gündür devam eden sarsıntıların daha büyük bir felakete neden olup olmayacağı merak edilirken AFAD tarafından yayımlanan raporda, depremlerin volkanik bir hareketliliğe yol açabileceği ifade edildi.
''DEPREM SAYISI 900'Ü GEÇTİ''
Yayımlanan raporda, 28 Ocak’tan bu yana meydana gelen deprem sayısının 900’ü geçtiği belirlilerek, şu ifadelere yer verildi:
“Ege Denizi içinde, Santorini Adası ve civarında meydana gelen ve 28 Ocak 2025 tarihinden itibaren yoğunlaşmaya başlayan depremlerin sayısı 5 Şubat 2025 itibariyle 900’ün üzerine çıkmıştır. Depremlerin dağılımı görülmektedir. Deprem fırtınası şeklinde gelişen bu aktivite sonucunda kaydedilen en büyük deprem 5.1 Mw büyüklüğündedir. Depremler Santorini Adası’nın yaklaşık 25 km kuzeydoğusunda artış göstermekte olup derinlikleri 5 km ile 25 km arasında değişmektedir. Ülkemiz kıyılarına en yakın deprem 140 km mesafededir.''
“VOLKANİZMA VE TEKTONİZMA BİRBİRLERİ İLE DOĞRUDAN BAĞLANTILI''
Depremlerin Santorini Adası’nın 6,5 kilometre kuzeydoğusunda bulunan su altı kratere sahip olan Kolumbo volkanının olduğu bölgede yoğunlaştığı bilgisine yer verilen raporda, 3 bin 600 yıl önce Santorini volkanının patlamasının ardından oluşan tsunaminin Türkiye sınırlarına ulaştığı belirtildi. Raporda, şunlar kaydedildi:
''Bölgede Santorini adasının kuzeydoğusunda bulunan Kolumbo volkanı ise Santorini Volkanik Kompleksinin bir parçası olup en son aktivitesi 1650 yılında gerçekleşmiştir. Piroklastik akıntılar, tsunami ve gaz çıkışları nedeniyle etkili olmuştur. Depremler Santorini adasının kuzeydoğusunda su altı volkanlarının da bulunduğu bölgede son günlerde artarak devam etmektedir. Yunanistan kaynakları depremlerin kökeninin ilk incelemelere göre tektonik kökenli olduğunu belirtmektedir. Ancak volkanizma ve tektonizma birbirleri ile doğrudan bağlantılı jeolojik olaylardır. Bir magma odasına bağlı gelişen sismik hareketler olabildiği gibi tektonik hareketler sonucu volkanizma da meydana gelebilmektedir'' denildi.
“VOLKANİZMA VE TSUNAMİ TEHLİKELERİ AÇISINDAN DİKKATLE TAKİP EDİLMEKTEDİR''
Raporda, bölgede 2011-2012 yıllarında 14 ay boyunca benzer bir sismik aktivite yaşandığı ancak herhangi bir volkanik aktiviteye yol açmadığı ifade edildi. Olası bir volkanik hareketliliğe dair uyarının yapıldığı raporda, şu ifadelere yer verildi:
''Devam eden sismik aktivitenin olası bir volkanik hareketliliğe yol açma ihtimali bulunmaktadır. Bölgede olası bir volkanik aktivitenin gerçekleşmesi durumunda, patlamanın tipi, şiddeti, magma-su etkileşimi vb. farklı jeolojik özelliklere bağlı olarak volkanik aktivite ortaya çıkabilir. Olası bir patlama sonucu tarihsel kayıtlarda olduğu gibi volkandan çıkan ince taneli volkanik kül malzemesinin havadan rüzgâr ile taşınması, patlama kolonunun yüksekliği ve çökmesine bağlı olarak gelişebilecek piroklastik akışlar ve patlama ya da deprem sonrası olabilecek tsunami gibi tehlikelerin etkileri ülkemize kadar ulaşabilir. Tüm bu etkenler farklı oluşan püskürmelerde farklı şekillerle ortaya çıkabilir. Bu nedenlerle Ege Denizi’nde meydana gelen aktivite deprem, volkanizma ve tsunami tehlikeleri açısından dikkatle takip edilmektedir.''
Raporda, AFAD Deprem Danışma Kurulu, bilim insanları ve araştırmacılar sismik aktiviteyi farklı yönleriyle AFAD ile koordineli bir şekilde takip ettiği bilgisine de yer verildi.