Siyaset

AKP'den Özgür Özel'e 'komutan' çıkışı: 'Adaba aykırı, kabul edilemez'

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında CHP lideri Özgür Özel'in komutanlara yönelik sözlerine Sözleri siyaset adabına aykırıdır. Kuvvet komutanlarının hedef alınması kabul edilemez. Devlet kurumlarını haksız, dayanaksız şek

AKP'den Özgür Özel'e 'komutan' çıkışı: 'Adaba aykırı, kabul edilemez'
25-02-2025 22:38

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yanıt veren Çelik, şu ifadeleri kullandı:

“SİYASET ADABINA AYKIRI”

"Bana Silahlı Kuvvetler'den birtakım kişiler söyledi' diyerek dedikodulara dayandığını kendisi de ifade ederek kuvvet komutanlarını doğrudan hedef alan bir açıklama yaptı. Kuvvet komutanlarını doğrudan hedef alarak ve isimlerini zikrederek Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı'nın 'ben bunları not ediyorum' diyerek bir konuşma yapması her türlü siyaset adabına aykırı olduğu gibi Cumhuriyet Halk Partisi'nde aslında geçmiş zamanlarda da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin iç işlerine karışma, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içerisinde hizipçilik ve bu vasıtayla Cumhuriyet Halk Partisi'ne siyaset yolu açma şeklindeki tavrın aynen devam ettiğini gösteriyor. Geçmişte de çok iyi bildiğimiz gibi Cumhuriyet Halk Partisi'nin hiçbir zaman milletten vize alamadığı için, milletin onayıyla iktidar olamadığı için tercih ettiği iki tane yol vardı... Bir tanesi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin iç işlerine karışarak bir kaos ortamı oluşturup kendisine bir siyasi yol bulmak. Ki bu çerçevede de milli iradeyi desteklemek yerine askeri vesayetten yana rol oynamak şeklindeydi. İkinci konu ise yargının içine karışarak, oralarda hizipçilik yaparak bir takım kaoslar çıkarma şeklindeydi.

“MUHALEFETİN KAOTİK GÜNDEMİYLE UĞRAŞACAK VAKTİMİZ YOK”

Bu konular çok uzun zamandır tartışıla tartışıla belli bir noktaya geldiğini zannediyorduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın Büyük Kongremizde kullandığı cümle bir takım muhalif isimler tarafından altı çizildi. Cumhurbaşkanımız orada muhalefeti dönüştürmekten bahsediyordu; bunu siyasete, muhalefete müdahale gibi sunmaya çalıştılar. Halbuki Cumhurbaşkanımızın muhalefetin bu kaotik ve sıkıcı gündemiyle uğraşacak bir vakti yok. Kastedilen şey şuydu; Yassı ada zihniyetini temsil eden bu siyasi parti Türkiye'de Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerçekleştirilen büyük dönüşümlerin sonunda, büyük demokratik devrimlerin sonunda demokratik süreçlere saygı göstermeyi, millet iradesine saygılı olmayı öğrenmeye başlamıştı. Bu sebeple de Cumhurbaşkanımızın liderlik ettiği bu büyük demokrasi dönüşümünde bunlar da dönüşerek, kendi siyasi partilerinin binasına 'Yeter, söz milletindir' ifadesini asmak zorunda kaldılar. Ya da geçmişte okullara girmesini engelledikleri kız çocuklarına kendi partilerinde yer verme ihtiyacı hissediyorlar. Bütün bunlardır dönüşüm. Ama bir kere daha görüyoruz ki millet iradesine saygı ve siyaseti siyasetin doğası içerisinde yapma, herhangi bir şekilde kurumlar üzerinden bir vesayet kaos oluşturmama şeklindeki dönüşümünü bir türlü gerçekleştiremiyor.

“KAPASİTESİZLİK GİDERİLEMİYOR”

Önceki genel başkanları 'helalleşme' diyordu, şimdiki 'normalleşme' dedi. Ama günün sonunda varılan yer her zaman maalesef aynı oluyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin yönetilmesindeki kapasitesizlik, siyaset üretememe konusundaki kronik hali giderilemiyor. Şimdi de disiplin soruşturması çerçevesinde kuvvet komutanlarını ve genel kurmayı hedef gösteriyor, 'ben bunları not aldım' diyor. Peki bunu neye dayandırıyor? Bir siyasi partinin genel başkanı, 'Şundan duydum, bundan duydum' diyerek bunu bilgi gibi sunarak böylesine bir yorum yapıyor. Bu ciddiyetsizlik, kayıt dışılık, demokrasi konusundaki bu kapasitesizlik, siyaset üretmedeki zaaf giderilemiyor. Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki genel başkan sorunu, yönetilememesi sorunu spekülasyonlarla kapatılma çalışılıyor. Cumhuriyet Halk Partisi sürekli olarak bağışıklık sistemi demokrasi konusunda zayıflayan yanlış bir siyasi yazılıma sahip. Bir siyasi partinin genel başkanının komuta kademesinde dedikodu üzerinden bir üslupla konuşamayacağını anlatmak bile gerçekten son derece üzücü.

“MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Devlet kurumlarını haksız, dayanaksız şekilde hedef alan kim varsa karşısında bizi bulacak. Siyasi eleştiri hakkını kullanmak isteyen buyursun yapsın. Siyasi saldırı yapmak isteyenler buyursun yapsın, biz buradayız, bunun cevabını veririz. Milletin gözbebeği anayasaya, kanunlara millet iradesine bağlı şekilde vazifesini yerine getirirken, başkomutan Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Türkiye'nin hak ve menfaatlerini korumak için, birtakım operasyonlara imza atarken bunun herhangi bir şekilde siyasi parti genel başkanı tarafından hedef alınması düşünülemez. Sayın Özgür Özel kendisini Türkiye'ye karşı düşmanlık, rekabet üreten ülkelerdeki birtakım siyasetçilerle aynı kefeye konmak istiyorsa kendi bileceği iştir. Biz onun ne yapmaya çalıştığını görüyoruz ve buna müsaade etmeyeceğiz. Akdeniz'de Ege'de üstün disiplini ile, askerlik sanatının erdemleri ile herkes tarafından takdir edilen silahlı kuvvetlere başarılar diliyoruz."

ÖZGÜR ÖZEL NE DEMİŞTİ?

CHP lideri Özgür Özel, partisinin grup toplantısında şu ifadeleri kullanmıştı:

“Türk Silahlı Kuvvetleri'nden Mustafa Kemal'in askerleri, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz." diye and içen 5 teğmeni ihraç ettiler, biliyorsunuz. Orada Disiplin Kurulu'nun başkanı Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı'ydı, Korgeneral Tevfik Algan. Bu ihraca, bu ihraca şerh koydu, itiraz etti. Ardından Algan'ın bu tutumundan rahatsız olanlar Algan'ı sürgüne yollamak istediler. Algan onlara gerekli cevabı istifa dilekçesini basarak verdi. Ben buradan sadece şunu söylüyorum: O süreçte Algan'a kimin baskı yaptığını, o süreçte teğmenlerin ihracı için kimin çırpındığını, bu sürecin medyada köpürtülmesi için kimin uğraştığını biliyorum ve onlara, onlara isimlerini vererek sadece şunu söylüyorum: Kara Kuvvetleri Komutanı Selçuk Bayraktaroğlu ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Ercüment Tatlıoğlu, ne yaptığınızı biliyorum ve Hulusi Akar'a söylediğimi size de söylüyorum. Siz arkadaşlarınızın hayır duasını değil, bedduasını almış adamsınız.

Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın kimin yerine geçmek istediğini, kimin kuyusunu kazdığını ve gayrinizami harp denebilecek bir psikolojik savaşla teğmenlerin ihracını nasıl kışkırttığını, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın nasıl, komutanının nasıl mobbing uyguladığını biliyorum. Silah arkadaşlarımdan duyuyorum. Günü gelince hesabını sormak üzere bir tarafa not ediyorum.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER