MHP lideri Bahçeli, "Eğer şartlar çıkılmaz hale bürünürse NATO'dan ayrılmak bile alternatif bir tercih olarak gündeme alınmalıdır. NATO ile var olmadık, NATO'suz da yok olmayız" diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuşuyor.
Bahçeli'nin gündeme ilişkin konuşmasından önemli başlıklar şöyle:
"Özellikle kur ve enflasyonda ekonomik gerçeklerle ters düşen artışların bir süre sonra normalleşeceğine, hazmedebilir ve makul seviyelerde istikrar kazanacağına inanıyoruz. Vatandaşlarımızın kesesine dokunan, mutfağına dinamit koyan, şikayetlerinin yaygınlaşmasına neden olan fiyat artışlarının önünü arkasını incelemek zorundayız.
Türkiye'yi ekonomik olarak zora sokan, alım gücünü zayıflatan planın geri planında mihraklar vardır ve açıkça meydandadır. FETÖ, bu kumpasın tam ortasında bulunan bir maşadır. FETÖ'cüler, sıcak para çeteleri, küresel tefeciler, ekonomik tetikçiler, emperyalizme gönüllü casusluk yapan kokuşmuşlar Türkiye'nin ekonomik olarak köşeye sıkışmasına, milletimizin hayat pahalılığı içine gömülmesi amacıyla faaliyet içindedir.
Konut fiyatlarıyla birlikte kira fiyatlarındaki artışların gerçek sebebi nedir? Asıl gayesi nedir? Kiralardaki yükselişe sessiz kalamayız, konut fiyatlarındaki yükselişleri atıl vaziyette seyredemeyiz. Vahim artışları sınırlandırmak, taleplerine kulak vermek mecburiyetindeyiz. Haksız kazanç peşine düşen fırsatçıların elbette yakasından tutmalıyız, bedelini de ödetmeliyiz.
'CHP'NİN BAŞINDAKİ ZATIN KONUŞMAYA YÜZÜ BİLE YOKTUR'
Mazisinde karneyle ekmek verilen hüzün dolu yılların olduğu CHP'nin ve başındaki zatın konuşmaya yüzü bile yoktur. Milletimizin ve devletimizin yanında sapasağlam yerimizi alacağız. Tasarlanmış kahramanlıklara karnımız toktur. Gaz yağı yokken haşhaş yağı kullanılan yıllar aklımızdan çıkmamıştır. Biz tarihten dersimizi aldık. Sabırla, sebatla, metanetle, dayanışmayla, bir ve beraberce zorlukları aşacağız. Kavga ve kutuplaşmadan beslenen firavunları Allah'ın izniyle mahcup edeceğiz. 2023 aynı zamanda istikbal hedeflerimizin ileriye taşınmasını sağlayacak tarihi bir eşiktir.
'ABDÜLHAMİT'İ KİMLER SEVMİYORSA ONLARA DİKKAT EDECEĞİZ'
Osmanlı İmparatorluğu'nda tahta çıkan hiçbir padişah, asla ve kat'a kendi çıkarını devletinin ve milletinin çıkarı üzerine görmemiştir. Abdulhamit'i kimler sevmiyorsa, tedavi edilmemiş kuyruk acısını hala kimler çekiyorsa onlara dikkat edeceğiz çünkü onlar Batı'nın içimize yuvalanmış etki ajanlarıdır. 1900'lü yılların başında sahnelenen kahpe oyunların günümüzdeki mültezimleridir.
Gafiller ne istiyorlar tarihimizden? Neyin istibdatından bahsediyorlar? Bilmedikleri, bilemeyecekleri, tanımadıkları, kafalarının ve kalplerinin yetmeyeceği büyüklerimizi hangi bilgi ya da belgelerle itham ederler? Cumhurbaşkanımız Erdoğan bugünün Abdülhamit'i olarak görünüyorsa bizce hiçbir mahsuru yoktur, övgünün tezekkürüdür.
'ATATÜRK'Ü SEVEN ABDÜLHAMİD'İ DE SEVER'
Abdülhamit Han'ın seveni kadar sevmeyeni de vardır. Abdülhamit'i Ermeni çeteciler sevmez, sömürgeciler sevmez, casuslar sevmez, Türk ve İslam düşmanları hiç sevmez. Biz ecdadımıza dil uzattırmayız, tarihimize laf ettirmeyiz, devşirmelere akıllarını başlarına devşirmelerini tavsiye ederiz. Sudan sebeplerle karşı karşıya getiren kanı bozukları asla affetmeyiz. Osmanlı İmparatorluğu bizimdir, Türkiye Cumhuriyeti bizimdir, Atatürk bizimdir, Abdülhamid Han da bizimdir. Atatürk, Ankara ise Abdülhamid Han İstanbul'dur. İkisini birbirinden ayırmak ne mümkün. Dedelerimize hakaret edenler zillettedir. Atatürk'ü seven Abdülhamid'i de sever.
Türkiye'nin İsveç Finlandiya'nın NATO üyeliğine isabetli çekinceleri henüz muhatapları tarafından dikkate alınmamıştır. Laf kalabalığı var, sonuç yoktur.
İsveç PKK'nın önde gelen silah tedarikçileri arasındadır. PKK'lı teröristler İsveç menşeili silahları Türkiye'ye doğrultmuşlardır. Hala sokaklarında teröristleri gezdiren bu devletlere nasıl anlayış göstereceğiz? İsveç bölücü terörün Kuzey Avrupa'daki kumanda odasıdır. İkinci Kandil Dağı, İsveç'tedir. Uzaktan bakılınca eline vurup ekmeğinin alınacağı bir ülke olduğumuzu mu zannetmektedirler?
'NATO İLE VAR OLMADIK, NATO'SUZ DA YOK OLMAYIZ'
Türkiye tamam demeden, vize vermeden, rızası alınmadan bu iki ülkenin hukuken NATO üyesi olması imkansızdır. Haziran ayının sonundaki NATO Liderler Zirvesi'ne kadar İsveç ve Finlandiya'nın karar ve iradesine keskin bir dönüş yapacağına dair herhangi bir emare de henüz ortada yoktur. Türkiye'nin baskı ve dayatma altına alınıp sürecin oldu bittiye getirilmesiyle İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya dahil edilmesi karşısında Ankara kriterleri anında işleme konulmalıdır. Türkiye seçeneksiz, çaresi değildir. Eğer şartlar çıkılmaz hale bürünürse NATO'dan ayrılmak bile alternatif bir tercih olarak gündeme alınmalıdır. NATO ile var olmadık, NATO'suz da yok olmayız."