MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Samsun'da düzenlediği mitingde muhalefet partilerinin oluşturduğu altılı masayı hedef gösterdi. Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni ise Atatürk'ün sözleriyle savundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Samsun'da partisinin mitinginde yaptığı açıklamada muhalefeti eleştirdi.
Devlet Bahçeli, "Zillet ittifakının kundura derisinden yapılmış maskesini indirmek de bizim için milli bir görevdir. Tek söyledikleri güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri dönmek projeleridir. 6+1 formatında kurulmuş masada vatan ve millet sevgisinin kırıntısı yoktur" dedi.
MHP liderinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni eleştirilere karşı Mustafa Kemal Atatürk'ün "Biz bize benziyoruz. Biz kendi benliğimiz içinde ve kendi mizaç ve tabiatımızla terakki ediyoruz ve edeceğiz" sözleriyle savunmaya çalışması dikkat çekti.
Devlet Bahçeli'nin açıklamasının satır başları şöyle oldu:
"CUMHUR İTTİFAKI GÖREVE HAZIRDIR"
Buradan şahit olduğum duygu seli karşısında bahtiyarlıkla çıkıyorum ki, MHP ile Cumhur İttifakı Türk devletinin geleceğini kurtarmak, mazlum devletlere kılavuzluk etmek için dün olduğu gibi bugün de yarın da göreve hazırdır.
MİLLİ MÜCADELE VURGUSU
19 Mayıs 1919 Türk milletinin kendisine biçilmiş kefeni yırtarak tarihi yeniden yazdığı bir dönemin başlangıcıdır.
14 Mayıs 1919 günü Nişantaşı'ndaki Sadaret Konağı'ndan ayrıldıktan sonra beraberindeki Genelkurmay Başkanı Cevat Paşa, Mustafa Kemal Paşa'ya samimiyetle şunu sormuştur: 'Bir şey mi yapacaksın Kemal?' Mustafa Kemal Paşa ise ise "Evet Paşam bir şey yapacağım.' dedi. O bir şeyden milli devlet doğruldu.
Türk milleti tarih boyunca zilleti reddetti. Türk milleti var olduğu müddetçe esareti elinin tersiyle itti. Bu iradeye kilit vuramayacaklar, ambargo koyamayacaklar. Aynı zamanda 19 Mayıs 1919'da Cumhuriyet'in 100. yıl dönümünün de karar ve hareket merkezidir.
Milli ilerleyişimizi durduramayacaklar. Türkiye Yüzyılı vizyonu yayından çıkmış ok gibidir menzile doğru ilerlemektedir. Zillet partilerine 19 Mayıs ruhuyla direnecek misiniz? Türkiye'yi zalimlere rehin bırakmak için kuyruğa girmiş işbirlikçi siyasetçilere karşı koyacak mısınız?
ALTILI MASAYI ELEŞTİRDİ
Seçimlere az bir süre kala zillet ittifakının adayı hala ortada yoktur. Eğri bacaklı masalarda 8 kez toplanmışlar, bir arpa boyu yol alamamışlardır. Zillet ittifakının kundura derisinden yapılmış maskesini indirmek de bizim için milli bir görevdir. Tek söyledikleri güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri dönmek projeleridir. 6+1 formatında kurulmuş masada vatan ve millet sevgisinin kırıntısı yoktur. Her birisinin gizli ajandası, farklı cumhurbaşkanı adayları vardır ve karşımızdadır. Birbirleri ile anlaşamayan, birbirinin kuyusunu kazan partilerin ortak akla sahip olduğunu ileri sürmek temelsiz bir uydurmadır.
Çıkarları dışında hiçbir şeylerini düşünmeyen partilere itibar edinir mi? Zillet İttifakı kuklacıdır, kuklacı ise Türkiye düşmanlarıdır. Çıkmaz bir siyaset yolunu seçmişlerdir. Zillet İttifakı karanlık bir projedir. Her birinin gizli ajandası ve farklı adayları var. Türk milleti Lozan öncesine döndürülmek istenmektedir. Dışarıda taviz türbülansına kapılan, içeride ise yalan talan politikalarına bel bağlayan muhalefet partileri Türkiye'nin karşı cephesinde toplanmışlardır.
Milli ilerleyişimizi durdurmaya da takatleri yetmeyecektir. Türkiye Yüzyılı vizyonu; yayından çıkmış ok gibidir, menziline de süratle ilerlemektedir.
"CUMHUR İTTİFAKININ CUMHURBAŞKANI ADAYI SAYIN ERDOĞAN'DIR"
Yol haritamız bellidir. Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonuna milli birlikle ulaşmanın azmindeyiz. Seçimleri Türk milletinin karar anı, Cumhuriyeti yeni yüzyılı olarak değerlendiriyoruz. Adayımız belli, kararımız nettir. Seçime kadar değil, Türkiye Yüzyılı'nın çatısını el birliğiyle örene kadar biriz diyeceğiz. Cumhur İttifakı, Türkiye'dir, pazarlıksız, araçsız, Türk milletinin has bahçesidir. Cumhurbaşkanı adayı da sayın Erdoğan'dır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin birinci beş yıllık dönemi muazzam icraat ve atılımların hayalden gerçeğe dönmesine sahne olmuştur. Türkiye aradığı demokratik enerjiyi bu yeni sistemde bulmuştur. Türk milleti tarihiyle, kimliğiyle, kültürüyle, sosyolojisiyle uyumlu muazzam bir yönetim sistemini tercih etmiş; Türkiye Cumhuriyeti geçmişle geleceği buluşturan dinamik bir kulvara geçmiştir.
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNİ ATATÜRK İLE SAVUNDU
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne 'tek adam yönetimi' diyenler yalancıdır, yozlaşmanın çukurundadır, 'istibdat, şahsım rejimi' diyenler, utanmadan, sıkılmadan diktatörlük lekesi sürenler on numara müfteridir. Türkiye siyasi müflislerin hafsalasının dahi alamayacağı bir seviyeye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile tırmanmıştır. Hakikat gün gibi ortadadır. Bu hükümet modelinin dünyada hiçbir yönetim sistemine benzemediğini ileri sürenlere 1921'de aynı minvalde eleştirilere maruz kalan Gazi Mustafa Kemal'in sözüyle cevap veriyorum: "Biz bize benziyoruz. Biz kendi benliğimiz içinde ve kendi mizaç ve tabiatımızla terakki ediyoruz ve edeceğiz inşallah."
Bize benzemeyenlerin, yani Türk milletinin hasletlerine ileri ölçüde yabancılık çekenlerin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne karşı gelmesi onların ayıbı, onların arızası, onların açmazı, onların vebalidir.
Milletin seçimini karalayanlar demokrasiyi ağzına alamaz.
Ülkemiz dış politikada altın yıllarını yaşamaya başlamıştır. Söz dinleten, egemenlik haklarından bir milim taviz vermeyen bir Türkiye gerçeği ortaya çıkmıştır. Otobanlar, köprüler, tüneller, havalimanları yapılmış, ülkemiz dev bir şantiyeye dönüşmüştür. Salgınla en tesirli mücadeleyi Türkiye yapmıştır.
Türk Devletleri Teşkilatı ile Türk Birliğinin ümitleri yeşermiştir. Türkiye'nin yıkımını düşleyenlerin, sokakları karıştırmak suretiyle demokrasi dışı arayışları teşvik edenlerin kurgularında gerileme yaşanmamıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile alayının oyunu bozulmuştur.
DEVLET BAHÇELİ, KEMAL KILIÇDAROĞLU'NU HEDEF GÖSTERDİ
Son bir yılda rekor üstüne rekor kıran İstanbul Borsa'sı Kılıçdaroğlu'nun uykusunu kaçırmaktadır. Kılıçdaroğlu milli güvenlik sorunudur. Türk şirketlerinin değerini düşürmek isteyen, İstanbul Borsa'nın yükselişinden dolayı rahatsızlık duyan Kılıçdaroğlu'nun yolu namertlik yoludur. Bu Kılıçdaroğlu, tasfiye memurudur.
Cumhuriyet Halk Partisi, aziz Atatürk'ün ilkeleri ve Türkiye tehdit altındadır. Bu zillet zihniyeti ne söylerse söylesin, hangi iftiradan medet umarsa umsun, bugün devlet çok daha güçlü, millet çok daha umutlu, gelecek çok daha aydınlıktır.
İSTİKLAL CADDESİNDE TERÖR SALDIRISI VE PENÇE KILIÇ HAVA HAREKATI
Terörle mücadele çok önemli kazanımlar elde edilmiştir. Güney sınırlarımız boyunca açılmak istenen terör koridoru baltalanmıştır. Güvenlik güçlerimiz hainleri araya araya bularak etkisiz hale getirmişlerdir. Terörist neredeyse Türkiye artık orayı yıkıp geçmektedir. Dost görünümlü şaibeli ülkeler, kiralık katiller kullanmaktadır. 13 Kasım'da Taksim'de yaşanan hunhar saldırı Türkiye düşmanlarının faal olduklarının kanıtıdır.
Dün gece yarısı yapılan harekatla teröristlerin mağara, barınakları vurulmuştur. Hainler için hiçbir yer güvenli korunaklı değildir. Vakit hesap vaktidir, vakit dökülen kanların hesabını damla damla sorma vaktidir. TSK'yı tüm gücümüzle destekliyor, en alt rütbeden en üst rütbeye kadar hepsini tebrik ediyor, başarılar diliyorum.
CHP'nin bir grup başkanvekili teröristin hangi örgüte ait olduğu muamma sözlerini ağzından çıkarmıştır. Teröriste terörist diyemeyen kim varsa teröristin eylem ve fikir yoldaşıdır. Katil katil diyemeyenlerin vatan ve millet sevgisi kalmamıştır.
İstiklal Caddesi'nde bomba patlatan katil her şeyi bir bir açıklarken, malum partiler hala somut delil peşindeler. Zillet partileri ağız birliği etmişçesine suyu bulandırma derdindeler.