
MHP lideri Devlet Bahçeli, yaptığı açıklamada CHP'yi sert sözlerle eleştirdi, 'cunta' benzetmesi üzerinden CHP lideri Özgür Özel'i hedef aldı.
Bahçeli, "Sayın Cumhurbaşkanımıza cunta başı iftirası tam anlamıyla akıl tutulması, zeka yoksunluğu, sağduyu yoksulluğu, gerçeğin ve milli iradenin aydınlığına tahammül edemeyen potansiyel darbe meraklısı bir zavallının hezeyanıdır" dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) "kayyum tehlikesine" karşı düzenleme kararı aldığı, 21’inci Olağanüstü Kurultayı dün Yenimahalle Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal genel başkan adaylığından çekildi, eski milletvekili Berhan Şimşek ise başvuru saatini kaçırdığı için aday olamadı.
ÖZEL YENİDEN GENEL BAŞKAN
Tek aday olan Özgür Özel, 1171 oyla yeniden CHP Genel Başkanı seçildi. 1276 oy kullanılan seçimde 105 oy geçersiz sayıldı.
ÖZEL'İN O SÖZLERİ GÜNDEM OLDU
Özgür Özel, kurultayda yaptığı konuşmada "Millet bu darbeyi püskürttü ama karşımızda bir cunta kaldı. Darbeyi planlayanlar bir önceki seçimin sonuçlarından dolayı sarayda, bakanlıklarda, devlet dairelerindeki makam odalarına hapsedilmiş bir cunta olarak durmaktadırlar. Ama sokaklar, medyanlar, irade, halkındır, milletindir, bizimle birliktedir" dedi.
Özel, şu ifadeleri kullandı:
"O cunta bugün arkadaşlarımızı cezaevlerinde esir tutmaktadır. Bugün Türkiye'yi seçimden korkan, rakibinden korkan, milletten korkan bir cunta yönetmektedir. Tayyip Erdoğan halkın desteğini arkasına alan bir Cumhurbaşkanı değil, halkın desteğini alanları, kendine rakip olabilecekleri hedef alan bir cunta başkanına dönüşmüştür. Çünkü artık meşruiyeti yoktur. Seçimden, sandıktan, sokaktan ve milletten korkmaktadır. Zaman demokratik yollarla o cuntayı dağıtmanın zamanıdır. Türkiye bir avuç cuntacıdan büyüktür."
BAHÇELİ, ÖZEL'İ SERT SÖZLERLE HEDEF ALDI
Bakanlar ve AKP'li isimler, CHP lideri Özgür Özel'in kurultayda "Türkiye'yi cunta yönetiyor" şeklindeki nitelendirmesine sert tepki gösterdi.
Tepki gösteren isimlerden biri de son olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu.
CHP lideri Özel'i hedef alan Bahçeli, "Sayın Cumhurbaşkanımıza cunta başı iftirası tam anlamıyla akıl tutulması, zeka yoksunluğu, sağduyu yoksulluğu, gerçeğin ve milli iradenin aydınlığına tahammül edemeyen potansiyel darbe meraklısı bir zavallının hezeyanıdır. CHP, yasa dışı marjinal grupların sözcüsü durumuna düşmüş, Türkiye düşmanlarının gözcüsü durumuna düşmüştür" dedi.
"CHP KURULTAYI DEMOKRASİ HAYATIMIZA KARA LEKE OLARAK GEÇTİ"
MHP lideri Bahçeli, açıklamasının tamamında şu ifadelere yer verdi:
"Cumhuriyet Halk Partisi’nin 6 Nisan 2025 tarihinde yapılan 21. Olağanüstü Kurultayı siyaset ve demokrasi hayatımıza taze ve yeni bir nefes vermek yerine kara leke olarak geçmiştir. Siyasi bozgunculuk, Türkiye karşıtlığından mülhem söylem ve eylem bulanıklığı bu partinin yönetim kademesine A’dan Z’ye kanser hücresi gibi nüfuz etmiştir.
CHP Genel Başkanı’nın nefret saçan dili, son derece çarpık ve dağınık üslubu ülkemiz ve milletimiz adına esef verici olduğu kadar demokrasi kültürünü zehirleyecek boyutlara sancılı şekilde ulaşmıştır.
Türkiye böylesi kirli, kifayetsiz ve kindar bir muhalefet anlayışına, üstelik iliklerine kadar gayri milli ve faşizan özellikleri barındıran icazetli bir siyasi yapıya elbette mahkum ve müstahak değildir."
"İÇ VE DIŞ MİHRAKLARIN TERTİPİ İLE GERÇEKLEŞTİ"
"CHP’nin 21.Olağanüstü Kurultayı baştan ayağa aşikar olan kuşkulu ve kumandalı bir senaryo kapsamında, muhtemelen de ülkemiz aleyhine plan yapan iç ve dış mihrakların tazyik, tertip ve tesiriyle gerçekleşmiştir.
Mezkur 6 Nisan Kurultayı’nın her etabında nükseden ayak oyunları, tedavüle sokulan dedikodu ve iftira kampanyaları, aleni fırtınaya dönen alavere ve dalavereler hukuki değilse bile ahlaki ve demokratik meşruiyeti tartışmalı hale getirmiştir.
Ülkesine ve milletine ekonomik boykot uygulayan, yerli ve milli sermayeye cephe açan; daha vahim anlatımla siftaha, nafakaya, rızka, helal kazanca düşmanca saldıran bir partinin bugünkü süreçte tarihin hangi karanlık noktasına paldır küldür yuvarlandığı iyice anlaşılmış, açıklığa kavuşmuştur. Siyonist ve emperyalist barbarlıkla CHP Genel Başkanı ve yönetimi aynı fotoğraf karesine girmiş, aynı emel ve hedeflerde birleşmiş, Türkiye’ye karşı da bilenmiştir.
Boykot ve sokaklara davet çağrısı CHP’nin siyasi ihtirasları uğruna milletimizi ve ülkemizi nasıl ateşe atmaya hazır olduğunu netleştirmiştir. Nitekim CHP, tüketimi durdurmak için husumet kartını sahaya sürerken, aslen ve esasen siyasi, fikri ve ahlaki tükeniş sürecini hızlandırmıştır.
Görünen gerçek şudur: Saraçhane-Söğütözü ve Silivri arasında cereyan eden rant, ikbal ve siyasi mahiyetli çıkar rekabeti; hatta bu minvalde sürekli derinleşen, hizipler arasında gittikçe şiddetlenen kutuplaşma ve çatışma hali iç barışımızı, milli güvenliğimizi ve toplumsal huzurumuzu kırılma noktasına kadar bükmenin amacına hizmet etmiştir.
CHP, yasa dışı marjinal grupların sözcüsü, Türkiye düşmanlarının gözcüsü durumuna düşmüştür. Bu yaka silkilecek ve utanç duyulacak tablo, bir partinin siyaset yerine dış güçlerin taşeron ve dönen tekeri olduğunu ibretle tescillemiştir. CHP’nin muhteris Genel Başkanı’nın 6 Nisan Kurultayı’nda yaptığı konuşma işin özünde bir çiğlik, çirkeflik ve çirkinlik manifestosundan öte bir anlam taşımamıştır.
Sayın Cumhurbaşkanımıza cunta başı iftirası tam anlamıyla akıl tutulması, zeka yoksunluğu, sağduyu yoksulluğu, gerçeğin ve milli iradenin aydınlığına tahammül edemeyen potansiyel darbe meraklısı bir zavallının hezeyanıdır.
Siyasi tarihimizin ısdıraplı sayfaları karıştırıldığında, bunun yanında milli hafızanın sabırla deşifresi yapıldığında cunta kelimesinin aynısının tıpkısıyla CHP’de karşılık bulduğu ve siyasi şablonuna uyduğu görülecektir.
Cunta demek CHP demektir, bunu bilmeyen de yoktur.
Sayın Cumhurbaşkanımıza bu alçak bühtanı reva görenlerin aklından ve hayalinden neyin geçtiği, demokrasi dışı dönemlere duyulan özlemin nasıl depreştiği her vicdan sahibi insanımızın malumudur.
Şayet CHP Genel Başkanı, cuntacı arıyorsa yüzünde sırıtan ve her milli hadise sonrasında aşınan demokrasi maskesini çıkarıp aynaya bakmalı veya tek parti olmakla nam salmış CHP’nin postallar üzerine inşa edilmiş rehinli tarihini okumalıdır. Bu şahıs kurşun askerliğine özendiği çevrelerle yol yürümekte ısrarlıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın meşruiyetini sözde tartışmaya yeltenmek, bununla da kalmayıp cuntacılıkla suçlamak bir nevi darbe çığırtkanlığından başka şey değildir. 15 Temmuz’daki hain FETÖ kalkışmasını iradesiyle toprağa gömen Türk milleti, Türkiye’de darbeler dönemini bizzat helal kanıyla kapatmıştır.
Bu gerçekten ders çıkaramayanlar varsa, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize darbeye heveslenenler CHP’nin çağrısıyla ortaya çıkacaksa, 15 Temmuz'dan daha acıklı bir sona hazır olmaları gerektiğini hatırlatmak ikazen ve ihtaren boynumuzun borcudur.
Türk milleti iradesine pranga vurulmasına asla müsaade etmeyecek, iç cephesinin taciz ve tahribine izin vermeyecektir. Demokrasimize ve millet iradesine müdahale etmeyi aklından kim ya da kimler geçiriyorsa Türk milletinin kudretiyle yerle yeksan olacaklarını bilmelerinde sayısız ve sonsuz yarar vardır ve açıktır.
CHP Genel Bşkanı’nın başını çektiği demokrasi ve hukuk muarızı koroyu sorumsuz ve suçluluk telaşıyla yapılan bayağı açıklamalardan uzak durmaya, ayaklarını denk almaya ve sükûnete davet ediyorum. Terörsüz Türkiye hedefi istikametinde adım adım ilerleyişin yaşandığı şu günlerde, herkes söylediği söze daha dikkat etmelidir.
Bölgemizin ve dünyamızın zor günlerden geçtiği bir dönemde iç cephemizi sarsmaya ve gedik açmaya çalışan müflis, müfrit ve münafık siyaset tellallarına asla merhamet ve hoşgörü gösterilmeyecektir.
Biliyor ve inanıyoruz ki; Türk milleti siyasi jakobenlere ve ruhu cuntacı olan hasis ve hain güruha değil Cumhur İttifakı’nda geleceğini görmeye ve kardeşçe yaşamanın muazzez nimetlerini muhafazaya devam edecektir.
Hiç kimse boşuna imza toplayıp erken seçim hayali kurmamalıdır. Türk milletinin muarazam desteğiyle seçilen Sayın Cumhurbaşkanımız ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesi görevinin başındadır. Cumhur İttifakı’nın ortak iradesi seçimlerin zamanında yapılması yönündedir ve bu irade kesindir.
Aynı zamanda Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşma azmimiz çok güçlüdür. Vakit hizmet vakti, icraat vakti, reform vakti, yükseliş vakti, kucaklaşma vakti, sosyal ve ekonomik meseleleri aziz milletimizin beklenti ve talepleri doğrultusunda çözme vaktidir."