
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Karaman İl Kongresi “yukarıdan talimat” var denilerek engellendi.
BTP Karaman 9. Olağan İl Kongresinin yapılacağı mekan için önceden Piri Reis Kongre ve Kültür Merkezi ile anlaşıldı.
Sözleşmesi yapılan ve salon ücreti ödenen kongre için Karaman genelindeki bilboardlara da reklam verildi.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş da kongre için Karaman’a gelirken önceden Piri Reis Kongre ve Kültür Merkezi yetkilileri ‘Yukarıdan talimat var’ diyerek bir son dakika kararıyla salona veremeyeceklerini söyledi.
Karar nedeniyle il seçim kurulunun kongre için getirdiği sandıklar bile dışarıda kalırken kongre merkezi önüne gelen BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş yapılan uygulamaya tepki gösterdi.
Hüseyin Baş şunları söyledi;
Bundan 65 yıl önce 27 Nisan 1960’da demokrasiye darbe vuruldu, 1960 darbesi yapıldı. O darbeyi eleştirenler bugün Bağımsız Türkiye Partisi'nin kongresine darbe vuruyor. Biz kongre için buradayız. Kongre daha önce belirlenmiş, il ve ilçe seçim kurullarına bildirilmiş mekanlarda olur. İl ve ilçe seçim kurullarının görevlileri gelerek sandıkları kurar ve kongre yaparsınız.
“ ’Ankara'dan, yukarıdan talimat var. Salonu açamayız’ diyorlar”
Biz haftalar öncesinden arkamızda gördüğünüz Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Piri Reis Kongre Merkezi ile anlaştık. Biz bakanlıkla anlaştık, devletle anlaştık. Bize, ‘Şu kadar para ödeyeceksiniz’ dediler ödedik, ‘Şu sözleşmeyi imzalayacaksınız’ dediler imzaladık.
Dün akşam il başkanımı arıyorlar ve ‘Ankara'dan, yukarıdan talimat var. Salonu açamayız’ diyorlar. Onlara, ‘Sizin yaptığınız suç’ diyoruz ama bu suçu kim işliyor, fail ortada yok. Biz bir adım atıyoruz, suç değil ama bize ‘Suç olmasa bile sen failsin’ diyorlar. Bunlar suç işliyor diyoruz, ortada suç var, fail yok.
“Bir siyasi partinin faaliyetini engellemek suçtur”
Bakın siyasi partilerin kongreleri kanuni bir zorunluluk. Bize kanun "Siz delegelerinizi toplayıp seçim yaparak başkanlarınızı seçmek zorundasınız" diyor. Şimdi bana bunu devlet diyor, diyor ki; kongre yapacaksın! Ben de geliyorum kongre yapmaya, devlet bana kongre salonunun kapısını kapatıyor.
Bu demokrasiye, siyasi partilere bir darbedir. Bir siyasi partinin faaliyetini engellemek suçtur. Bugün Karaman'da 100 yıllık demokrasimize bir darbe vurulmuştur ve büyük bir suç işlenmiştir. Bunlara sorsan bizi kale almazlar ve ‘Senin yüzde 1 oyun mu var’ derler.
“Çevre illerdeki il başkanlarım aranmış”
Ben yargılanıyorum ortada suç yok, kongre yapacağım kapılar yüzümüze kapatılıyor, kongre salonlarımızın kapıları açılmıyor. Gittiğim her programda polis kamerası yolluyorlar. Polis kamerası niye vardır ortamda? Bir suç teşkil edecek, problem oluşturacak bir durum olursa bunu tespit etmek için var. Polis kamerası nereyi çekmeli; ortamı, kalabalığı. Nereyi çekiyor polis kamerası? Genel başkanı çekiyor! Ya buradaki suçlu ben miyim? Çevre illerdeki il başkanlarım emniyet tarafından aranarak ‘Karaman Kongresi'ne katılacak mısınız, bize bilgi verin’ diye aranmış. Senin işin bunu sorgulamak değil.
“Bugün BTP’nin il kongresini engelleyenler yarın sizin genel seçiminizi de etkiler”
Bakın arkadaşlar Türkiye öyle bir noktaya geldi ki bugün Bağımsız Türkiye Partisi'nin il kongresini engelleyenler, bu seçimi yaptırtmayanlar yarın sizin genel seçiminizi de etkiler, o seçimi de yaptırtmaz. Bu demokrasinin kara bir lekesidir. Buradan şu çağrıyı yapıyorum; artık yeter. Ülkenin üzerine kara basan, bir kabus gibi çökmüş bu iktidarı biz artık istemiyoruz ve bir an evvel buraya getirmediğiniz sandığı, Türkiye'deki bütün okullara getirin ve o erken seçimi yapalım.
“Kusura bakmayın Sayın Cumhurbaşkanım üçüncü kez aday olamazsınız!”
Biz diğer partiler gibi ‘gel aday ol’ da demiyoruz. Kusura bakmayın Sayın Cumhurbaşkanım üçüncü kez aday olamazsınız! Getirin seçimi, adayınızı belirleyin ve o seçimi yapalım. Millet göstersin; artık bu ülke AK Parti iktidarını istiyor mu istemiyor mu?
“Muhalefete demokrasi zemininde buluşma çağrısı”
Türkiye'deki muhalefet artık amasız, fakatsız bu hukuksuzluğun karşısında bir ve beraber olmak zorundadır. Bu hukuksuzluğun karşısında, hukuki zeminde bir ve beraber mücadelesini sürdürmek zorundadır. Buradan Sayın Özgür Özel'e Sayın Müsavat Dervişoğlu'na, Sayın Ümit Özdağ’a (içeride ki Salı günü duruşmasında ben de var olacağım) ve Sayın Muharrem İnce'ye amasız, fakatsız Türkiye'nin demokrasi zemininde buluşmayı teklif ediyorum. Bugün benim seçimimi engelleyen yarın sizin Cumhurbaşkanlığı seçiminizi engelleyecek. Bu kara lekeyi hep beraber temizleyeceğiz.
“Çok kısa vadede seçim yapacaklar, yapmak zorundalar”
Önümüzde çok kısa vadede seçim yapacaklar, yapmak zorundalar. Artık ülkeyi idare edemiyorlar. Hukuk kalmadı, kanun kalmadı, nizam kalmadı. Her şey ortada ve milletin, halk desteğinin yüzde 20'sini dahi alamayan bir iktidar bugün ülkenin tamamına kendi babasının çiftliği gibi muamele yapıyor ve insanların siyaset yapmasını engelliyor.
“Bu kararları verenler; en büyük darbeyi vatanınıza vuruyorsunuz”
Mahkeme oyunlarıyla, hukuk oyunlarıyla beni yargılıyorlar. Beni mahkemeyle korkutacaklar. Beni bırak sen kork! Kork o mahkemeden, sen kork. Orada hakimin kendisi şahit, bütün olaylara şahit. Bugün bu kararları verenler, uygulayanlar zannediyorlar ki vatanına, milletine, devletine, dinine hizmet ediyor. En büyük darbeyi vatanınıza vuruyorsunuz, en büyük darbeyi dininize vuruyorsunuz. Bunu Allah affetmeyecek. Bunları yaşayacağız ve zafer bizim olacak”