İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik 19 Mart’ta başlayan operasyonlar sonrası Kanal İstanbul başta olmak üzere iktidarın rant odaklı projeleri hızlandı.
Öte yandan kamuoyunda bilinen adıyla Rezerv Alan yasası, deprem bölgesi başta olmak üzere yurttaşın tapusunu hedef almaya devam ediyor. Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde 41 gündür tutuklu bulunan İBB Genel Sekreter Yardımcısı, Şehir Plancı Gürkan Akgün gelişmeleri Cumhuriyet’e değerlendirdi.
6306 Sayılı Afet Dönüşüm Yasası ile getirilen imar düzeninin acilen değişmesi gerektiğini belirten Akgün, “Bu bütüncüllükten, bilimsellikten uzak rantçı sistem güya bürokrasiyi azaltmak maksadıyla şehirlerimizi büyük bir kaosa doğru sürüklüyor” dedi. Yerel yönetimler tarafından onaylanan planlarda çeşitli sorunların olmasının gayet doğal olduğunu söyleyen Akgün, “Ama en azından onlar bürokratik bir gelenekle hazırlanıyor, mecliste tartışılıyor, bu tartışmalar kamuoyuna yansıyıp kararlar revize edilebiliyor, itiraz ve mahkeme süreçleri işliyor” ifadelerini kullandı.
"TOPLUMSAL BARIŞI BÖYLE SAĞLAYAMAZSINIZ"
Bu durumun aynı zamanda çok önemli bir demokratikleşme talebi olduğunun altını çizen Akgün, “Bu ülkenin daha demokratik bir yaşama kavuşabilmesi için halkın imar planlarında, kamu mülklerinin değerlendirilmesinde söz ve karar hakkı olması gerekir. Başka türlü toplumsal barışı da sağlayamazsınız. Ümraniye’de eski 1 Mayıs Mahallesi’ndeki bir gecekonduda yaşayan İstanbul’lu, karşısında yükselen Finans Merkezi’ni görürse ve üstüne bir de işe gitmek için trafikte saatlerini geçirirse, bu şehri nasıl rasyonel bir şekilde planlayacaksınız?” uyarısında bulundu.
"MAHKEME SÜRÜYOR, SU HAVZASINDAN İNŞAATLAR YÜKSELİYOR!"
Kanal İstanbul'a karşı yüzbinlerce insan itiraz dilekçesi verdiğini anımsatan Akgün, sözlerine şöyle devam etti: Sonrasında imar planları mahkemece iptal edildi. Çok ufak değişikliklerle Bakanlık yeniden planları yürürlüğe soktu. Bugün mahkemeler devam ederken, su havzasının içinde inşaatlar yükseliyor. Aynı şey Hatay'da acele kamulaştırma kararı alınan zeytinlikler için de, dereler, madenler için de geçerli. O yüzden artık dikiş tutmaz bu düzen, değişmesi gerek!"
