
CHP Gaziantep Milletvekili Melih Meriç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğunun üçüncü haftasında Silivri Cezaevi’ni ziyaret etti.
Meriç, burada İmamoğlu’nun yanı sıra tutuklu bulunan diğer belediye başkanları, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve bazı tutuklu öğrencilerle de görüştü.
Ziyaretin ardından yaptığı açıklamada Meriç, alınan kararın yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir adalet sorununa dönüştüğünü belirterek, “Sandıktan çıkan iradeyi cezaevi hücresine koyamazsınız. Bu, bir mahkeme kararı değil; siyasetin korkuya verdiği cevaptır” dedi.
CHP Gaziantep Milletvekili Melih Meriç, Ekrem İmamoğlu’nu Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti: Gaziantep’in yiğit ve mert insanlarına selam olsun! Milletimiz büyüktür!https://t.co/4Rfu5lBQyB@ekrem_imamoglu @melih_meric pic.twitter.com/4zeQ3yGGIi
— Gazikent27 (@Herdaim_Haber) April 14, 2025
İmamoğlu’ndan Gaziantep’e mesaj: “Milletimiz büyüktür”
Ziyaret sırasında Ekrem İmamoğlu, Gaziantep halkına yönelik el yazısıyla bir mesaj iletti. Mesajında şu ifadeler yer aldı:
“Çok sevdiğim Gaziantep’e; üreten emeğiyle, çalışkan iş insanlarıyla, muazzam etkisini her zaman hissettiren güzel kentimin güzel insanlarına selam olsun.
Sizleri çok seviyorum. Ahlakı ve adaleti önceleyen, mert ve sözünün eri insanlara ne denli sahip çıktığınızı bilirim.
Milletimiz büyüktür.”
“Cezaevleri dolu, adalet yer arıyor”
Türkiye’deki cezaevi doluluk oranlarına dikkat çeken Meriç, İmamoğlu’nun gönderildiği Silivri Cezaevi’nde kapasitenin iki katı tutuklu bulunduğunu hatırlattı. Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2025 yılı itibarıyla cezaevlerinde 403 bini aşkın mahkûm bulunuyor; bu sayı mevcut kapasitenin yaklaşık %130 üzerinde.
“Seçilmiş bir belediye başkanının, ağır koşullara sahip, aşırı kalabalık bir cezaevine gönderilmesi kabul edilemez” diyen Meriç, yargı sisteminin siyasi saiklerle işletildiği her durumda yalnızca hukukun değil, insan onurunun da zarar gördüğünü ifade etti.
“Diploma iptalinden cezaevine: Siyasi mühendisliğin son halkası”
Meriç, İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptaliyle başlayan sürecin tutuklamaya kadar uzandığını belirterek, “Bu yalnızca bir kişiye değil; halkın aklına, seçme hakkına ve demokrasiye yöneltilmiş bir müdahaledir” dedi. Yerel seçimler yaklaşırken alınan bu kararın hukuki değil, açık bir siyasi mühendislik çalışması olduğunu vurguladı.
“Üç haftada yaşananlar: Adalet değil, talimat konuştu”
CHP’li Meriç, İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından geçen üç haftada yaşanan gelişmeleri şu sözlerle özetledi:
“İlk hafta toplumun vicdanı ayağa kalktı, milyonlar hukuksuzluğa karşı ses verdi.
İkinci hafta Avrupa Konseyi ve insan hakları kuruluşları kararı siyasi olarak nitelendirip sert açıklamalar yaptı.
Üçüncü haftadaysa ekonomik dengeler sarsıldı, döviz kuru tırmandı, piyasalar istikrarsızlaştı.
Ne adalet işledi ne de hukuk; yalnızca siyasi çıkarlar yürürlükteydi.”
“Uluslararası alanda güven kaybı büyüyor”
Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve uluslararası insan hakları örgütlerinin tepkilerine dikkat çeken Meriç, “Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi bu kararı halkın iradesine müdahale olarak değerlendiriyor. Türkiye, hukuk devleti ilkesinden uzaklaştıkça yalnızca içeride değil, dışarıda da güven kaybediyor” dedi.
“Sadece hukuka değil, ekonomiye de zarar verildi”
Ekonomik etkileri de değerlendiren Meriç, tutukluluğun ardından piyasalarda sert dalgalanmalar yaşandığını belirtti. “İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası döviz kuru 39 TL’den 41 TL’ye yükseldi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 20 milyar dolarlık rezerv müdahalesi yaptığı iddiaları gündeme geldi” dedi.
Ekonomistlerin hesaplamalarına göre, 19 Mart’tan bu yana Merkez Bankası döviz kurunu baskılamak amacıyla yaklaşık 40 milyar dolarlık satış gerçekleştirdi. Meriç, “Siyasi bir kararın bedeli Merkez Bankası’nın rezervlerinden ödeniyor. Bu, halkın alın teridir, geleceğidir” ifadelerini kullandı.
“Hukuksuzluğun bedelini halk ödüyor”
Açıklamasında ekonomik etkilerin vatandaşa doğrudan yansıdığını vurgulayan Meriç, “Kur artışı ithalatı, ithalat zamları ise gıdayı, akaryakıtı ve tüm temel ihtiyaçları pahalı hale getiriyor. Geçim sıkıntısı yaşayan yurttaş, bir siyasi hamlenin ekonomik bedelini cebinden ödüyor” dedi.
“Bu karar Türkiye’nin demokrasisine, ekonomisine ve halkın iradesine darbedir”
Meriç, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması yalnızca bir kişiye değil; Türkiye’nin demokrasisine, ekonomisine ve halkın iradesine vurulmuş açık bir darbedir. Bu karar, ülkenin hukuk devleti kimliğini zedelemiş, yatırım güvenini sarsmış ve milyonlarca insanın oy hakkını hiçe saymıştır. Bu hukuksuzluk derhal sona ermeli, siyasi saiklerle alınan bu yanlış karardan bir an önce dönülmelidir. Türkiye, bu karanlık dönemi geride bırakacak güce sahiptir. Unutulmasın: Ekrem İmamoğlu yalnız değildir; halk, iradesine sahip çıkacaktır.”