Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Kamusen) üyeleri, Gaziantep'te 'Andımız' eylemi gerçekleştirdi.
Danıştay’ın "Andımız" konusunda verdiği karara iktidar partisi AKP’den tepki gelirken Türkiye Kamu Sen eylemli destek kararı almıştı. Tüm il ve ilçe teşkilatına "Andımız’a sahip çıkın" talimatı veren Kamu-Sen üyeleri, Gaziantep'te Yeşilsu Şehitler Abidesi önünde yaptığı basın açıklaması yaptı.
Yeşilsu’da gerçekleştirilen basın açıklamasına MHP Gaziantep Milletvekili A. Muhittin Taşdoğan, MHP Gaziantep İl Başkanı Muzaffer Çelik, Şahinbey İlçe Başkanı Cahit Çıkmaz, Şehitkamil İlçe Başkanı Aziz Yücel, MHP Karkamış İlçe Başkanı Mehmet Seydi Yılmaz, MHP Şahinbey Meclis Üyesi Abdullah Şaşuşağı, Ülkü Ocakları İl Başkanı İsa Alper Açıkbaş, TÜRKAV Gaziantep Şube Başkanı Selçuk Uğur, Türk Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Bekir Avan, Sendika yöneticileri ve üyeleri katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan basın açıklamasında daha sonra Kamu-Sen Gaziantep İl Temsilcisi Kemal Kazak açıklama yaptı.
ANDIMIZ ÜZERİNDEN TÜRK KİMLİĞİNE SALDIRIYA GEÇTİLER
Çözüm sürecinde yaşananları hatırlatan Kazak, şöyle konuştu: ’’İki gün sonra 95 kuruluş yıl dönümünü kutlayacağımız cumhuriyetimiz ve milli devlet yapımız büyük saldırılarla karşı karşıyadır. Ağır bedeller ödenerek kurduğumuz devletimizin bu coğrafyadaki varlığı ve millet olma özelliği etrafında kenetlendiğimiz değerlerin korunması ile mümkündür. Nitekim birkaç yıl önce adına çözüm süreci denilen gerçekte ise çözülme süreci olan bir takım uygulamalarla, milli kimliğimiz yok edilmek istenmiş ve bu topraklardan Türk adı silinmeye çalışılmıştır. O dönem milli değerlerimizin içinin boşaltılmasının, milli kimliğimizin yok edilmesinin ve bizleri tek millet olarak bir arada tutan değerlerin yağmalanmasının karşısında durmuş, sürecin ülkemizi bir felakete sürüklemek de olduğu gerçeğini haykırmıştık. Bu rezaletler zincirinin bir halkası da 1933 yılından beri okulumuzda okutulmakta olan andımızın kaldırılması olmuştur. Hatırlanacağı üzere, o tarihlerde açtığımız davalarla çözüm sürecinin bir parçası olan andımızın kaldırılmasını Danıştay nezdinde yargıya taşımıştık. Nitekim, Danıştay 8. dairesi de 24. 04. 2018 tarihli kararıyla, öğrenci andını kaldıran işlemi hukuka aykırı bulmuş ve andımızın okullarda yeniden okutulmasının önünü açmıştır. Danıştay'ın bu kararı sonrasında bir anda ülkemizde kıyamet koptu. Ne kadar açılımcı, ne kadar çözümcü varsa meydanlara fırlayıp, ‘Andımız’ üzerinden yeniden Türk milli kimliğine karşı saldırıya geçtiler. Bu kesimler, devletin kurucu değerleriyle hesaplaşma arzusunu öğrenci andının ırkçı söylemler içerdiği safsatası ile bir kez daha su yüzüne çıkardı. Danıştay'ın kararı öğrenci andını hem ayrıştırıcı değil, bilakis Türk milli kimliğinin oluşturulması açısından birleştirici bir unsur olarak tanımlanmış, hem de Milli Eğitim sistemimizin temel amaçları arasında görmüştür. Kaldı ki, bu karar Danıştay’ın öğrenci andı konusunda verdiği ilk ve tek karar değildir. 2002 yılından beri andımızın kaldırılması için açılan pek çok davada Danıştay öğrenci andının kaldırılmaması yönünde görüş bildirmiştir. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğrenci andı ile alakalı 2009 yılında yaptığı savunma bizlerin hislerine tercüman olmuştur. Ancak, aynı Milli Eğitim Bakanlığı'nın 24 Nisan 2018 tarihli Danıştay kararına itiraz etmesi çelişki yaşatmaktadır. Kısacası 2009 yılında savunduğunu bugün kabul etmeyeceksin. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2009'daki görüşlerine uygun davranmasını ve öğrenci andının yeniden okutulması için gerekli düzenlemeyi yapmasını beklemekte ve istemekteyiz.’’
MEMUR SEN’E YÜKLENDİ
Kazak, Danıştay’ın andımız ile aldığı karara tepki gösteren iktidara yakınlığı ile bilinen Memur-Sen’e de tepki göstererek, ’’Danıştay'ın öğrenci andı kararına ilk tepki gösterenler arasında bir de adı Memur Sendikası olan, ama yaptıkları sendikacılıkla bağdaşmayan bir kuruluş var. Bunlar, 2 yıl da bir ortaya çıkar, memuru toplu sözleşmede pazarlar, sonra iki yıl boyunca ortada görünmezler.%4+ %3.5 zamma imza atıp, %24.5 enflasyona karşı gıkını çıkarmazlar. Memurlar ek gösterge beklerken tek kelime edecek takati göstermezler. Dolar 7 TL’ye ulaştığında alım gücünün korunmasına karşı bir tedbir önermezler. Mülakat denen kıyım sistemi ile hak yenirken sus pus olurlar. Aileleri parçalanmış sözleşmeli personeller için tek kelime etmezler. Memurun sözleşmelinin emeklinin mağduriyetini sorun etmezler. Ek zam istemeye hiç cesaret edemezler. Kısacası memur sorunlarına karşı kafalarını kuma gömer ama iş Türk düşmanlığı oldu mu girdikleri delikten bir anda fırlar 81 ilde basın açıklaması yaparlar. Bunlar andımızı Türk Cumhuriyeti ve devletimizin kurucusu kadrolarıyla hesaplaşma aracı yaparlar. Kıymetli kamu görevlileri sözüm sizedir artık gerçeği görmenin zamanı gelmedi mi? daha ne kadar devletimizde devletimizin korucularıyla Türklükle milli kimlik ve bildiğimizde sorunu olan bu zihniyete destek vermeye devam edeceksiniz? konu memur olduğunda rahat koltuklarından kalkmayanlar iş milli değerlerimize savaş açmaya geldiğinde ihanet bayrağını kapıp en önde meydanlara koşuyorlar. Çözüm sürecinin akilleri, bölünme sürecinin yol başçıları FETÖ'cülerin hamileri bunlar değil miydi? Milli ve manevi değerlerine önem veren tüm kamu görevlilerinin artık maskesi düşmüş, deşifre olmuş tescili memur düşmanı bu sendikalardan istifa etmeye davet ediyorum.’’ dedi.
O TEK MİLLETİN ADI YOK MU?
Demokrasi adına bu topraklardan Türk kimliğine kazımaya çalışanların, bir milliyeti olmayan ABD'de 1892yılından beri okullarda okutulan bağlılık yemininden haberleri yok mudur? diyen Kazak,’’ O yeminde bölünmez vatana, tek millete bayrağa ve devlete bağlılık yer almaktadır. Türk milletini öz yurdunda garip, öz vatanında parya yapma gafletine düşen ve Türk milli kimliğini yok edebilmek adına 81 ilde andımıza karşı eylem yapan bu sendika ve bu anlayış, çok kısa zaman da bu milletin Türklüğe koştuğunu ve Türk kimliğine sarıldığına şahit olacaktır. Anayasamızın 66. Maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür der. Öyle ise Türklük bu ülkede yaşayanların üst kimliğinin adı ve anahtarıdır. Almanya'da yaşayanlara Alman Fransa'da yaşayanlar Fransız İtalya'da yaşayana İtalyan deniyorsa herkes bilsin ve kabul etsin ki, bu topraklarda yaşayanlara da Türk denecektir! Son yıllarda herkesin diline pelesenk olmuş ‘’Tek vatan, tek devlet, tek bayrak, tek millet’’ diyorlar. Biz de soruyoruz o tek milletin adı yok mu? Neden adını koymuyor sunuz ? Kimden çekiniyor neden gocunuyor sunuz? Abdurrahim Karakoç'un dediği gibi bindirmişler bir gemiye rotasından haberi yok. Korkuyor Türk'üm demeye atasından haberi yok. Ne yazık ki, Türklüğün etnik bir unsur olduğunu iddia edenler öğrenci andı ile Milli Marşımızı karşı karşıya getirerek tehlikeli bir ayrımcılığa girişmektedir. Bilinsin ki, Metehan’da bizim Oğuz Kağan’da bizim Alpaslan’da bizim, Kılıç Aslan’da bizim Abdülhamid’de bizim Atatürk’te bizim, Hira Dağı da bizim Tanrı dağı da bizim, milli marş da bizim, adımız da bizimdir. Bizi bizle sınamaya, bizi bizle çatıştırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Şairin dediği gibi her şey akar; su, tarih, yıldız, insan ve fikir oluklar çift birinden nur akar, birinden kir. Oluklardan kirli fikirlerini akıtan sözde sendikalara sesleniyoruz; bilinsin ki biz, maliye milliyetinden gocunmayan, Türk olmaktan gurur duyan Türkoğlu Türkleriz. Gerekirse her sabah çocuklarımıza andımızı biz okuturuz. Siz ise çocuklarımız Türk'üm doğruyum çalışkanım demesin diye eylem yapan sendika olarak tarihe geçeceksiniz. Bir milletin geleceği o milletin kökleri ile şekillenir. Mavisinden milli ve manevi değerlerinden koparılmış milletler yok olmaya mahkûmdurlar. İnanıyorum ki, Türk memuru içinden çıkan ve kendisine cephe alan bu mankurtlaşmış sendikaları da bertaraf edecektir. Ruhunu İslam’dan, mücadele gücünü damarlarındaki asil kandan alarak, milli ve manevi değerlerimizden bir an olsun kopmadan, Türklük şuurundan en ufak bir sapma göstermeyen Türk milletinin hafızasından andımızı söküp çıkaramayacaksınız. Türk kimliğini yok etme gayreti içinde, her türlü fitneye başvuranlara inat, biz işte burada ilk bir kez daha haykırıyoruz: Türk’üm doğruyum, çalışkanım. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene!’’dedi.
Açıklamanın ardından alanda bulunanlar hep bir ağızdan andımızı okudu.