soL TV’de yayınlanan Mert Doğan ve Kemal Okuyan'la Komünist Bakış programında bugün Türkiye'deki son gelişmeler, Donald Trump'ın ABD Başkanlığı görevine başlaması, Gazze'deki ateşkes ve TKP’nin sermaye karşıtlığı konuşuldu.
Son gözaltı ve tutuklamaları değerlendiren Kemal Okuyan, yargının siyasi operasyonlarının AKP'yle özdeşleştiğine ancak bunun son zamanlarda arttığına dikkat çekti.
CHP'nin AKP'yle mücadele yöntemini eleştiren Okuyan, "Ana muhalefet ile iktidar arasında tek kale maç oynanıyor" dedi. Direnç belirtisi gösteren unsurların AKP tarafından örgütlü bir enerjiye dönüşmemesi için derhal bastırıldığını söyledi. Örgütlü kesimlerinse toplumla iletişim kanallarına müdahale edildiğini belirtti. Okuyan aynı zamanda işçi sınıfının hak arama çabası ve niyetine karşı da AKP'nin mutlak bir kararlılıkla sopa gösterdiğini hatırlattı.
Yargıyı da bu pakete dahil eden Okuyan, "Tüm bunlar siyaset alanının daraltılmasına yönelik hamleler. Tarih boyunca böyle adımların öngörülmeyen sonuçları olmuştur. AKP'nin hukuk alanındaki icraatlarına seçerek yaklaşamayız. TKP yıllardır, Ergenekon, Balyoz'dan beri bu konuda seçici davranılamaz demişti. Siyasi operasyonların hiçbirinin meşruiyeti olmadığını yıllardır söylemiştik, söylemeye devam ediyoruz" şeklinde konuştu.
Siyasetin alanını daraltmanın yasaklama, şiddet gibi yollarını hatırlatan Kemal Okuyan, AKP’nin yargı mekanizmasını iyi kullandığını belirtti, "Artık yargı temel bir siyasi araç haline geldi" dedi.
'Seçim olmayan dönemlerde halkın örgütlü hareket etmesi gerekir'
"Cici demokrasi" kavramının 60'larda gündeme geldiğini anlatan Okuyan, "Belli bir sınıfa hizmet eden demokrasi türü. Bizim anladığımız sosyalist demokrasiyle alakası yok ama burjuva demokrasisi dahi geriye gidiyor" diye konuştu. Halkın siyasete katılım kanallarının kısıtlanmasının da bu durumun bir parçası olduğunu söyledi. Okuyan şöyle konuştu:
"Seçimleri küçümsememekle birlikte siyaset seçime daraltılırsa seçimler de önemini yitirir. Seçim olmayan dönemlerde de halkın siyasallaşması ve örgütlü hareket etmesi gerekir. Seçimlerin önemi toplumun iradesini yansıtmasıdır. İradeyi ortaya koyabilecek kanalları ortadan kaldırırsanız seçimin önemi kalmaz."
Sovyetler Birliği'nin varlığının dünyayı kendini çeki düzen vermeye ittiğini hatırlatan Okuyan, yaklaşık son 40 yıldır hızlı bir şekilde demokrasinin tırpanlandığını söyledi.
'Kapitalizmi sorgulamadan muhalefet yapılamaz'
Dünyanın pek çok ülkesinden örnekle devletin şiddet aygıtının güçlendirildiğine ancak suç oranlarının giderek arttığına işaret eden Okuyan, işçi eylemleri ve grev yasakları gibi anti-demokratik uygulamaları hatırlatarak, Türkiye dışında da durumun çok farklı olmadığını anlattı.
"Bütün iktidarlar içeriyi tahkim edecekler çünkü savaş gerçeğiyle karşı karşıyayız. Ya da savaş hazırlığı yapıldığı söylenerek toplumlar kısıtlanacak" diyen Okuyan, büyük rekabet içerisindeki sermayenin istikrar aradığını dile getirdi.
Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere silahlanmanın arttığını ifade eden TKP Genel Sekreteri, kapitalizmi sorgulamadan mücadele etmenin hatta muhalefet yapmanın imkansız olduğunu savundu. "Cici' demokrasi dönemi kapandı" diyen Okuyan, halkın, toplumların çaresiz olmadığını vurguladı.
Dünyadaki rekabet halinin yakın gelecekte yeni savaşlara gebe olduğunu, bunun bir dünya savaşına evrilmesini şimdilik ironik bir şekilde nükleer silahların varlığının engellediğini söyleyen Okuyan, savaşa karşı tutumun da kapitalizm karşıtlığından azade tutulamayacağını belirtti.
'Trump'ın seçilmesinin farklı sonuçları olacak'
Donald Trump'ın göreve başlamasını değerlendiren Okuyan, ABD içerisinde alışılmış devlet kurumsallığı ile Trump'ın yakın çalışmaları arasında bir uyumsuzluk yaşanabileceğini kaydetti. Trump'ın faşist diktatörlüğe neden olabilecek bir kitleye de sahip olduğunu söyledi.
Kemal Okuyan şu ifadeleri kullandı:
"Trump'ın seçilmesinin farklı sonuçları olacak. Bu kez kurduğu ekip, yakın çalışma arkadaşları gösteriyor ki, bazı konularda kararlı davranacak. Bunlardan biri göçmenler. Bazı başlıklarıysa birbirini çeliyor. Yurtdışından gelen mallara gümrük vergisini artırması düşürmeyi istediği enflasyonu da artırır. Savaşları bitireceğini iddia etmesi de bu çelişkilerden. Dünyanın daha güvenli bir yere gitmediği kesin."
Ateşkes yorumu: 'İsrail ordusu duvara tosladı'
Gazze’deki ateşkesi de değerlendiren Kemal Okuyan, "Bu ateşkes Gazzeliler için iyidir" dedi.
Ateşkesin muhataplarından biri olan İsrail'in sözünü tutmamakla tanındığını, ülkenin sınırlarının belirsiz olduğunu söyleyen Okuyan, ateşkesin kalıcı olmasını beklemediğini söyledi. İsrail'in bölgedeki saldırılarını sürdüreceğini belirten Okuyan, "Hamas yenildi' deniyordu ancak darbelere rağmen silahlı gücü hâlâ ayakta. İsrail'in o gücüne rağmen dayandılar. İsrail ordusu duvara tosladı, Hamas'ı bitirmek, rehineleri kurtarmak gibi iki temel hedefine ulaşamadı. Filistinlilerin diz çökeceğini zannetmiyorum" şeklinde konuştu.
'Her şeyin sorumlusu sermaye düzeni'
TKP’nin pek çok sorunu sermaye sınıfına bağlamasına ilişkin soruyu yanıtlayan Kemal Okuyan, "Her şeyin sorumlusu sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda yapılandırılmış bu sistem, bu düzen. Türkiye’de de dünyada da. Bizi bunu vurgulamaktan hiçbir şey alıkoyamaz" dedi.
Sermaye sınıfının güçlü iktidarlar istediğini ifade eden Okuyan, "Bütün dünyada sermaye diktatörlüğü var, ya halkların birbirini boğazlamasını sağlıyorlar ya da Küba gibi sistemin dışına çıkmaya çalışan ülkeleri ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Bunları kabul edersek, başımıza gelecek her felaketi kabul etmemiz gerekir" diye konuştu.
İkincil meselelerin önemsiz olmadığını ama bu temel çelişkinin unutulmaması gerektiğini belirten Okuyan, "TKP'nin varlık nedeni bu. Halkı buna karşı örgütleyeceğiz, başka çaremiz yok" dedi.