Gündem

Narin Güran cinayeti davası... Sanık avukatları, mahkeme hakimini HSK'ye şikayet etti

Narin Güran cinayetine ilişkin 6’sı tutuklu 15 sanığın, 'Suçluyu kayırma' suçundan 17’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada, sanık avukatları, mahkeme hakimini Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikayet etti. Dilekçede, duruşma hakimi hakkında soruşturma

Narin Güran cinayeti davası... Sanık avukatları, mahkeme hakimini HSK'ye şikayet etti
18-04-2025 01:08
18-04-2025 13:18

Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos 2024'te kaybolduğu izlenimi verildikten sonra arama çalışmalarının 19'uncu gününde dere yatağında çuvalda, üzeri 30, 25 ve 20 kilo ağırlığındaki 3 taşla kapatılıp, çalılıklarla gizlenmiş halde cansız bedeni bulunan Narin Güran'ın ölümüne ilişkin 4 kişi hakkında Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

Tutuklu sanıklar, aracında Narin'e ait DNA ve kıl örneği bulunan amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile gözaltına alındıktan sonra cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

28 Aralık’ta görülen davanın 2’nci duruşmasında Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran'a 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Nevzat Bahtiyar'a ise 'Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme' suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

‘SUÇLUYU KAYIRMA’DAN 15 ŞÜPHELİ HAKİM KARŞISINA ÇIKTI

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutuklu sanıkları Birsen Güran, Fuat Güran, Maşallah Güran, Salim Güran'ın işçisi Mehmet Selim Atasoy, Mehmet Şevket Kaya ve Muhammed Kaya ile tutuksuz şüpheliler Şeyma Kaya, Hediye Güran, İbrahim Halil Güran, Barış Güran, Kurtuluş Güran ve Ömer Faruk Güran hakkında da 'Suçluyu kayırma' suçundan Diyarbakır 17'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

Tutuksuz suça sürüklenen çocuklar M.G. (15), İ.K. (16) ve R.A. (15) hakkında 'Suçluyu kayırma' suçundan hazırlanan iddianame de Diyarbakır 2'nci Çocuk Mahkemesi'nde kabul edildi. Sonraki süreçte 2 dava dosyası birleştirildi.

Narin Güran cinayetine ilişkin 6’sı tutuklu, 15 sanığın 'Suçluyu kayırma' suçundan 14 Nisan'da 17’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği’nin (UCİM) avukatları, davaya katılma talebinde bulundu.

Sanık avukatları, katılma taleplerinin reddine karar verilmesini istedi. Talebi değerlendiren hakim, katılma taleplerinin kabulüne karar verdi. Hakim, sanık avukatlarının reddihakim talebini ise reddetti.

9 saat süren duruşma sonunda mahkeme başkanı, tutuklu 6 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verip, duruşmayı 25 Nisan’a erteledi.

Davayla ilgili, sanık avukatları, mahkeme hakimini HSK'ye şikayet etti.

Sanık avukatları adına Avukat Mustafa Demir imzasıyla HSK'ya gönderilmek üzere Cumhuriyet Başsavcılığı Muhabere Bürosu’na teslim edilen dilekçede, “Duruşma teknik imkanlar kullanılmak suretiyle kayıt altına alınmıştır. Ses ve görüntü kaydı alınan dava dosyasının duruşmasında bir kısım meslektaşlarımızın ifade ettiği üzere sanıkların sorgu/savunması alınmadan önce iddianamenin okunması, sanıkların yasal haklarının hatırlatılması gerektiği belirtilmesine karşın duruşma hakimi tarafından sanıkların susma hakkı ve diğer hakları hatırlatılmadan, ayrıca savcı tarafından iddianame okunmadan sanıkların savunmasına geçilmiştir. Bu hususa ilişkin itirazlarımız duruşmaya ilişkin görüntü ve ses kayıtlarının temini halinde görülecektir. Ancak sonradan UYAP'a yüklenen duruşma tutanağında sanki CMK m.147’de belirtilen haklar hatırlatılmış gibi duruşma tutanağı düzenlenmiştir. SEGBİS kayıtlarının temini, duruşmadaki avukatların ve sanıkların bilgisine başvurulması halinde CMK m.147’de belirtilen haklar hatırlatılmadan ve iddianame dahi okunmadan sanıkların savunmasının alındığı anlaşılacaktır” denildi.

‘İLGİSİZ DERNEĞİ ADETA BARO GİBİ DEĞERLENDİRDİ’

Dilekçenin devamında, şu ifadeler yer aldı:

“Bahse konu dava dosyasında çocukların da yargılanması nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 185'inci maddesi uyarınca duruşma kapalı icra edilir. Yine Çocuk Koruma Kanunu'nun 22'nci maddesi çocuk, velisi, vasisi, mahkemece görevlendirilmiş sosyal çalışma görevlisi, çocuğun bakımını üstlenen aile ve kurumda bakılıyorsa kurumun temsilcisi duruşmada hazır bulunabileceği belirtilmiştir.

'Suçluyu kayırma' suçunun adliyeye karşı işlenen suçlardan olması bu suçun mağduru veya suçtan zarar göreninin UCİM (Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneğinin) katılan olarak kabul edilemeyeceğine ilişkin itirazlarımıza rağmen duruşma hakimi CMK m.237.maddesindeki açık hükme aykırı davranmak, Avukatlık Kanunu'nun 76'ncı maddesindeki ‘Baroların kuruluş ve niteliklerini’ düzenleyen hükme atıf yapmak suretiyle ilgisiz derneği ilgisiz kanun hükmü ile katılan olarak kabul etmiştir.

Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin kanun hükmüne rağmen çocukların yargılandığı bir dava dosyasına ilgisiz derneği adeta baro gibi değerlendirmek suretiyle davaya katılmasını sağlayıcı yol açıldığı, çocukların üstün yararının gözetilmediği anlaşılmıştır. Bu şartlar altında hakimin tarafsızlığı ve bağımsızlığına ilişkin şüphe dile getirilmiş ve duruşmada reddihakim talebinde bulunduk.

Yasada yeri olmadığı halde ‘reddihakim talebinin yazılı dilekçe ile verilmesi gerektiği’ gerekçesi ile reddihakim talebinin reddine karar verilerek duruşmaya devam edilmiştir. Duruşma sırasında bunun üzerine reddihakim dilekçesi yazılı olarak sunulmasına ve ilgili mevzuat hükmünde yazılılık şartı bulunmadığı hatırlatılmasına rağmen duruşmaya ara verilmeden devam edilmiştir. Reddihakim talebimiz konusunda usulüne uygun bir karar alınamamıştır."

‘YARGILANDIKLARI SUÇUN ALT SINIRI 6 AY’

Dilekçenin devamına şu ifadelere yer verildi:

“Sanıkların yargılandığı suçun kanundaki alt sınırı 6 ay bir ceza gerektirdiği, duruşma tarihi itibarıyla tutuklulukta geçirdiği sürenin 7 ayı aşkın bir süredir devam ettiği, bir kısım sanıkların benzer suçlamalardan tutuksuz yargılandığı, bir kısım sanıkların ise soruşturma aşamasında resen tahliye edildiği, kardeş ilişkisi sebebiyle şahsi cezasızlık sebepleri dahi bulunmasına karşın tüm bu hususlar gözetilmeden salt sanıkların tutukluluk halini devam ettirme adına yasada yeri olmayan bir gerekçe yazılmak suretiyle sanıkların zararına sebebiyet verilerek tutukluluk halinin devamına karar verildiği,

suçluyu kayırma suçu CMK 100/3. maddesinde belirtilen katalog suçlardan olmadığı halde ve bu mevzuatı bir hakimin bilemeyeceği düşünülemeyecek kadar açık olmasına karşın tutukluluk devam gerekçesinde CMK.m.100/3’e atıf yapılarak kanuna açıkça aykırı davranılması suretiyle duruşma yapılarak işlem tesis edilmiştir. Kamuoyunun gündeminde olan bir dava dosyasında açıkça yasaya aykırı duruşma icra edilmesi, sanığın temel haklarının korunmaması,

yasada yeri olmayan sebep gösterilmek suretiyle tutukluluk devam kararı verilmesi gibi uygulamalara neden olunmak suretiyle yargıya olan güvenin sarsılmasına yol açıldığı anlaşılmaktadır. Arz ettiğimiz nedenlerle; farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin kanun hükümlerine aykırı işlem yapılmak suretiyle yargılanan sanıkların temel kanuni haklarına aykırı duruşma yapılması, duruşmada yasaya aykırı ara kararların tesisi ve sanıkların tutukluk halinin devamına ilişkin kararda yasada var olmayan gerekçenin yazılması suretiyle zarara sebebiyet veren duruşma hakimi hakkında soruşturma açılması ve tecziyesini saygıyla arz ve talep ederim." 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER