Gündem

Narin Güran davasında karar: 3 sanığa ağırlaştırılmış müebbet

Narin Güran cinayeti davasının üçüncü duruşmasında karar çıktı. Anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı. Tutuklu yargılanan Nevzat Bahtiyar ise iddianamedeki talebe aykırı şekilde 4 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldı.

Narin Güran davasında karar: 3 sanığa ağırlaştırılmış müebbet
28-12-2024 21:39
28-12-2024 23:34

Narin Güran cinayeti davasının üçüncü duruşmasında karar çıktı. Anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı. Tutuklu yargılanan Nevzat Bahtiyar ise iddianamedeki talebe aykırı şekilde 4 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldı.

Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra cesedi bulunan Narin Güran cinayeti davasında karar açıklandı.

Tutuklu yargılanan amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.Tutuklu yargılanan ve cesedi taşıdığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar, "suç delillerini gizlemek ve yok etmek"ten 4 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldı. İddianamede savcı, Bahtiyar'ın müebbet hapisini istiyordu.

8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde önceki gün başlayan davanın ikinci duruşmasının üçüncü gününde tutuklu sanıklar, Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi.

Adliye önüne de güvenlik önlemleri kapsamında polis bariyerleri yerleştirildi. Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde iki ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı.

Baba Arif Güran "müşteki", Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyarbakır Barosu avukatları da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşma salonunda yerini aldı.

Duruşmada, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları hazır bulundu.

Mahkeme Başkanı, kararın açıklanması için duruşmaya 21.00’e kadar ara verdi. Mahkeme Başkanı, 21.00’de son sözlerin alınacağını, sağlık personelinin de salonda hazır edilmesini istedi.

Karar doğrultusunda amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.Tutuklu yargılanan Nevzat Bahtiyar 4 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldı.

"KARAR NEVZAT BOYUTUNDA EKSİK KALMIŞTIR"

Kararın ardından Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, basın mensuplarına açıklama yaptı. Eren, şunları söyledi:

"Nevzat, Narin’i öldürmemiş olsa bile Narin’i dereye götürüp saklayan Nevzat’tır. Nevzat’ın da çocuğu öldürmekten cezalandırılması gerekirdi. Karar Nevzat boyutundan eksik kalmıştır. Diyarbakır Barosu kararı Nevzat bakımından istinaf edecek."

"KISMEN KARŞILAYACAK DÜZEYDE"

Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç ise şöyle konuştu:

"21 Ağustos'tan bu yana kamuoyunun ilgiyle izlediği dava bugün sonuçlandı. Sanık iştirak halinde çocuğu kasten öldürme suçunda ağırlaştırılmış müebbet, Nevzat için ise delilleri saklama suçundan 4 yıl 6 ay hapis verildi. Mahkemenin kararı kısmen talebimizi karşılayacak düzeyde."

DURUŞMADAN

Diyarbakır Barosu dün yaşanan gelişmeler üzerine duruşmada kayıt açıldığında usule göre itirazda bulunacağını ifade etti. Bunun üzerine mahkeme başkanı söz vermeyeceğini söyledi. Kayda geçmek istediğini ifade eden avukat Nahit Eren’e mahkeme başkanı söz verdi.

Eren, "Savunma özgürlüğüne sahip çıkan bir baroyuz. Bizim sizden bu davanın bugün ya da yarın çıkacak kararın vicdanen hukuk açısından toplumun sizden beklentisi konusunda vicdanen karar çıkacağından şüphe duymuyorum. Bu duruşma salonunda sanıklar, izleyiciler oturduğu yerden bağırdı. Bir baba savunma yaparken masaya vura vura savunma yaptı. Vicdanındaki sıkışmışlığı hissederek siz de ses çıkarmadınız. Dün Diyarbakır Barosunun 15 avukatı duruşmayı takip etti. Bir avukata yapılan bu tutumu kabul etmiyoruz. Hiç kimsenin Diyarbakır Barosunun hafıza ve adalet anlayışına söyleyecek söz hakkı yok" dedi.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Ramazan Dündar, "DEAŞ terör örgütlerini burada yargıladım. Kasten öldürme yaralama suçlarını da yargıladım. Nerede müdahale edeceğimi gayet iyi bilirim. Dün hakim, başkan olan biri değilim. Enes’in Kalaşnikof söylemine de bilerek müdahale etmedim. Bıraktım ki konuşsun. Mahkeme başkanı olarak belki ben bir şey bulacağım, anlayacağım. Benim de kendime has tarzım var. Biz artık dinleme makamındayız. İlk etapta sorgu makamındaydık. Burada benim şahsıma küfür edebilir. Suç unsuruna kanaat getirirsem müdahalede bulunacağım. Dün duruşma salonundan attığım kişi avukat değildi. Cübbesi yoktu, konuşunca söz hakkı vermedim. Seyircisiniz konuşmayın dedim. Konuşmaya devam edince çıkın dışarı dedim. Üçüncü defa yaka paça çıkarın dedim. Öyle bir söz söyleyeceğim ki suç unsuru varsa onu da söyleyeceğim. Baba Arif Güran herkesin kendini hür ifade edebildiği mahkeme oldu diye teşekkür etti. Siz de geldiniz aynı şeyleri söylediniz. İyi niyetim suistimal edilirse milletvekilleri dahi olsa salonu boşaltacağım" diye konuştu.

"BURADA RAPOR DİYEBİLECEĞİMİZ HİÇBİR ŞEY YOK"

Bilirkişi raporuna tepki gösteren Demir, "Bir anneyi kendi evladıyla, bir ağabeyi kendi kardeşini öldürmekle suçluyor. Buna 'Herhaldeler iddianamesi' diyorum. Kendini ifade etmekte zorlanan bir kadının anlattıklarına kendi yorumlarını ekleyip, tutanaklar tutulmuş. İddianamenin en temel noktası, daraltılmış baz. Birçok vaka var. Neden bunda yapılıyor? Bilirkişi diyor ki 'Bu dosyaya temas etmedim.' Herkes takip etti. Aklımızla oynamasın kimse. Heyet olarak bütün gerginliği aldınız. Bunlar rapor mudur? Burada rapor diyebileceğimiz hiçbir şey yok. Bu rapor, denetlenebilir değil. Aynı uzmanlık alanına sahip bir bilirkişiye götürdüğümüzde denetleyemedi. 'Ne yapıldığı anlatılmıyor' dendi. (Telefondaki sinyal gücü ile ilgili) Birkaç saniye beklerseniz, sinyal gücünün nasıl değiştiğini göreceksiniz. Sinyal gücü durduğunuz yerde değişiyor. Bu sinyal gücüyle yaptığını söylüyor. Sinyal böyle dalga boyutunda gelir. Radyo frekansıdır. En güzel örnekleme, suda oluşan dalgalar gibidir" dedi.

"BU AİLENİN BAŞINA ÇOK KÖTÜ ŞEYLER GELDİ"

Daraltılmış baz çalışmasına göre Nevzat Bahtiyar'ın olay günü ahıra gitmediğinin anlaşıldığını ifade eden Demir, "Nevzat Bahtiyar, o gün kendi ahırına götürdü. Bir gübre çuvalı var. Seri numarası ahırında çıkan çuvallarla ardışık. Kendisi de ilk savcılık ve sorgusunda söylemek zorunda kalıyor. Duruşmada bir şey ağzından kaçırdı. Onun içindeydi. Daraltılmış baza göre, Nevzat Bahtiyar ahırına hiç gitmiyor. Daraltılmış baza göre, 15.08'den sonra ne evine ne de müştemilatına girmiyor. Nasıl oluyor bu? Bu rapora güvenmemiz bekleniyor. Mısır tarlası yok. Bana cevap verdi, dalga geçiyor bizimle. Bizim de buna inanmamız bekleniyor. Bu konunun uzmanı değiliz. HTS kayıtlarına bakınca bir şeyler söyleyebiliyoruz. Üçgenleme yapıyorum, zırva. Bu görüntüleri izlediler. Bu görüntüleri izlediklerini nereden biliyoruz? 'O görüntüyü izleyip, bir delil daha üretelim' diyorlar. Bu ailenin başına çok kötü şeyler geldi. Başka bir ailenin de başına gelebilir. Burada verilen karar, tarihe geçecek. Bilirkişi alanında o kadar uzman ki uzmanlık alanını yazmıyor. Bilirkişi listesinde yoklar. Gelip, raporlarını açıklamalarını istedik. Hukuka sahip çıkmalıyız. 'HTS, baz kesin delildir' dendi. Ek raporda ne dendi; biraz yanlış yapabilirim, 1 dakikada bir insan 2 metreden fazla yol alabilir. Bu dosyadaki veriler, kesin veri gibi. Bakan beye de bilgi gitti. O da 'Biliyoruz' dedi. Bilirkişi bundan sonra, 'Hata yaptım' diyemez. Bir dahaki belki sorsak, biraz daha düşecektir. Ama zaman yok. Daraltılmış baza göre, imkansız bir şey daha var. Nevzat, daraltılmış bazdaki gibi anlattığı eylemi gerçekleştirmesi mümkün değil" diye konuştu.

SOSYAL MEDYA GERGİNLİĞİ

Daraltılmış baz çalışması raporunda çelişkilerin olduğunu belirten Demir, "Diyarbakır Barosu, dosyada olmayan bilgileri getirdi. Nahit bey, mitokondriyal paylaşımı attınız. Bütün belgeleri, açıklamaları sosyal medyadan siz yaptınız" dedi. Mahkeme başkanı, araya girerek, "Sosyal medyada konuşmayan bir biziz. Sosyal medya bizi bağlamaz" cevap verdi.

"TELEFON KAPANMASI ŞÜPHELİ BİR DURUM"

Konuşmasına devam eden Demir, "Burada Şahingöz kayıt yapıyor mu yapmıyor mu? Başkan beyin telefonunda da kısa bir kayıt var. 'Salim 20.00 sıralarında aramış. Jandarma nasıl oluyor da 18.54'e bakabiliyor? 'Kayıt alınamıyor' dendi. 'Bu dosyada çok büyük bir ihmal var. Bu da Güranlardan çıkarılıyor. Biz çözemedik, bunlar çok acayip organize bir aile deniyor. Oturmayan parçalar var. Hepimiz sorgulayalım. Caminin orada şebeke çekmiyor. Gazeteciler canlı yayın yapamıyordu ilk günler. Uzmanla görüştük. Google'da üçgenleme yapıyor, her bazın bir kapasitesi var. Kapasite dolduğunda sizi aktarabileceği ikinci baza iletiyor. Siz yerinde dursanız bile konum değiştirmediğinizde bazlar hiçbir veri tutamıyor. Tutacak bir veri yok. Hadi tuttu diyelim. Peki, bu veriler nerede? Raporda '100'ün üzerinde arama yaptım' diyor. 101 olur, 187 olur. Bu nasıl cüret? 'Anlattıklarını gelsin anlatsın' dedik. Gelmedi. Jandarmanın dar açı çalışması var. O, 13 baz veriyor. Bir telefon sanki aynı anda 22 bazdan almış, sinyali öyle üçgenleme yapılmış. Bu derece sıhhatsiz bir şeyle iddianame hazırlandı. Olay saatinde anne ile Enes'in telefonu kapalı mı? Kökten kapandığını söylüyor. Telefonlar kapalıysa evde olduğunu nasıl anlıyoruz? Telefon kapanması şüpheli bir durum. Ama hiçbir veri yok. Akşam saatin uyku halinde, Yüksel hanımın 80 dakikalık bir kesintisi var. Bu işi anlayan arkadaşla konuşuyoruz. Telefonla işi yoksa, o telefonu uyku moduna alır. Sinyal almaz, vermez. Bazen 2 saat olan var. Bir hatırlatma sinyali yollar. Telefon orada mı değil mi diye bakar" diye konuştu.

"NEREDE BU ÇUBUKLAR, TUTANAKLAR"

Demir, arama çalışmalarının sabote edilmesi için ailenin yangın çıkardığı iddialarına ilişkin, "Elektrik tellerinden bir yangın çıkıyor. Bu yangının kime ne faydası olacak. 22.00'den biliyoruz. Tam yangının çıkma anında, o anda kamera da gidiyor. Terlik olayı da anlatıldı. O terliği de biri bulacaktı. Her yerden delil toplandı. Bire bir benzeyen bir terlik. Sen zaten aileye 2'nci gün şüpheli bakmışsın. Bunun tutanağını da tutmuşsun. Dosyada 'patates hat' diye bir şey yok. Nasıl acımasız bir toplumdayız? Çobanı sorguladığı kamerayı gördünüz. Sosyal medyada aileye yönelik, alenen aileye savaş açan kişilerle temas halinde. Ulusal Kriminal Büro, '46 tane siber saldırı var' diyor Varsa bir tehdit git, şikayet et. Sohbet odaları var. 'Tehdit edildik' diyorlar. Gidin, şikayet edin. Şurada bile oturuyorlar. 'Bunlardan rahat yok' diye paylaşım atılıyor. Gelme, gelme. Herkes kendinde, her hakkı nasıl görüyor? Ersan Şen, 'Masumiyet karinesi var' dedi, linç edildi. Bu yangınlar ilgili 'Jandarma orada' deniyor. Nerede, bu yangının çıkarıldığı çubuklar? Jandarma personelleri orada. Müdahale etmişler, yangına. 'Ellerinde plastik çubuklar vardı' deniyor. Nerede bu çubuklar, nerede tutanaklar? Tıpkı Fuat Güran'ın tutuklu olması gibi. 'Ev aramasında bizi dinledi' dendi. Yeğeni kayıp, kendiniz gibi düşünün. Jandarma gelmiş. Ne yaparsınız, ağzının içine bakarsınız. Hastanede de doktorun ağzına bakarsınız. Orada ne konuşabilirler. Bu dosya, suç delillerini karartmadan bahsediyor. Talepte bulunuyoruz, ‘Ben işlem yapmayacağım' deniyor' dedi.

"NEVZAT İLE SALİM'İN GÖRÜŞME YOĞUNLUKLARI ÖNEMLİ"

Nevzat Bahtiyar'ın sorgu görüntülerinin izlettirilmesinin ardından Demir, "Nevzat Bahtiyar, ayın 8'inde Tavşantepe’ye gidiyor. Birlikte yemek yeniyor. İçliköfte. İyi ki bu görüntüler var. Jandarmanın ne kadar kötü ifade aldığını gösteren bir görüntü. Yönlendirme değil, yönlendirmenin ötesinde bir şey. Kurmadığın cümleleri Nevzat'ın ifadesi gibi söylüyor. Nevzat'ın ifadesi değil bu. 'Keşke aramasaydım, pişmanım' diyor jandarma personeli. Ama Nevzat'ın ağzından çıkmayan kelimelerle yönlendirmeyi görüyorsunuz. İfadeyi alan kişinin ifadesi diyebiliriz, Nevzat'ın ifadesi değil o. Üfürükçüye gidilmiş, tutanağı var. Jandarmanın getirdiği üfürükçü de var. İstismar ediyor aileyi aslında. Organize nasıl bir şeydir? Kameralar olmasaydı, Nevzat Bahtiyar çıkar mıydı? Bugün çiftlik kamerası olmasaydı, Nevzat Bahtiyar olmayacaktı. Nevzat ile Salim'in telefon görüşme yoğunlukları önemli. 21 Mayıs'tan sonra Salim hiç aramamış. Haziran, temmuz, ağustos, Nevzat 4 kez aramış" diye konuştu.

ANNE YÜKSEL GÜRAN'IN SAVUNMASI

Enes Güran'ın avukatı Mustafa Demir'in savunmasının ardından anne Yüksel Güran savunmasına başladı.

Eşiyle evlendiklerinde birbirlerine yalan söylemeyecekleri yönünde söz verdiklerini anlatan Güran, evlerinde hiçbir zaman şiddet olmadığını savundu.

Kızı Tülin'i de 17 yıl önce kaybettiğini anımsatan Güran, "Narin kaybolduğunda Tülin'in ölümüyle de beni suçladılar, Tülin eğer hastanede ölmeseydi, kızımın mezarına kadar açarlardı, beni suçlarlardı. 'Sen öldürdün kızını, merdivenden attın, ne biçim annesin?' dediler. Kızım özürlüydü, konuşamıyordu. Dünyaya geldiği zaman 'En fazla 6-7 sene yaşar, iç organları büyür, sonra vefat eder.' dediler. Bu dosya için beni suçlu gösterdiler. Bana parmak salladılar." ifadelerini kullandı.

Yüksel Güran, savunmasını yaptığı sırada Enes Güran hava alması için Salim Güran ise talebi üzerine salondan çıkarıldı.

"NARİN BİR DAHA EVE GELMEDİ"

Savunmasına devam eden Güran, "Bırakmadılar kızıma gelinlik giydireyim, kefen giydirdiler. Kefenini, mezarını bile görmedim." dedi.

Güran, şu beyanlarda bulundu:

"Narin, en son Kuran kursuna gitti. Size yemin ederim onu görmedim, Narin eve gelmedi. Yorgundum, yatıyordum. Çocuklarım da evde yatıyordu. Enes, gece Malatya'dan gelmişti. O gün Allah'ın kulu evimize gelmemiş. Neden bize inanmıyorsunuz? 22 yıldır evliyim. Bir gün evimizde sorun olmadı, o gün niye olacak ki? 'Salim ve Yüksel, Narin'i öldürdü.' dediler, Enes'i de suça ortak ettiler. 'Enes gözüne vurmuş, zarar vermiş, kızını öldürmüş.' dediler. Hepimiz Narin'i arıyorduk. 'Babasını neden aramadın?' dediler, babası kafayı yiyecekti, o yüzden aramadım. 'Salim yengesiyle yatmış.' diyorlar. (Salim Güran) Niye Nevzat'ı arıyor? Bütün Tavşantepe bizim, istediği yere götürürdü. 2-3 dakikada tavuk mudur bu? Narin benden gelinlik, topuz için toka ve bindallı istedi. 'Söz veriyorum, alacağım.' dedim. Bırakmadılar, kızıma sözümü yerine getireyim. Hayalimizi yıktılar."

"EN AZINDAN MEZARINI GÖREYİM"

Yüksel Güran, tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar'a dönerek, "Bunu niye bize yapıyorsun? (Narin'in cansız bedeni) Neden Salim'e seslenip gel beraber götürelim demiyorsun? Bu da yetmedi, namusumuz ortaya koyuldu. Kızımı vahşi şekilde kaybetmişim. Narin'e kıyabilir miyim? Nasıl bir anneye iftira atarsın? Benim için namus çok önemli, bize hakaret etmeyin. Namuslu bir aileyiz." diye konuştu.

Cezaevinde sürekli dua ettiğini, gözyaşı döktüğünü dile getiren Güran, başındaki tülbenti çıkarıp saçını göstererek, "Narin'in annesi katildir, saçı elinde kalmış" bile denildiğini ileri sürdü.

Yüksel Güran, savunmasını şöyle tamamladı:

"Rabb'im kim ailemin, kızımın sebebi olmuşsa onları buraya koy diyorum. Özellikle Gazal'ın (Nevzat Bahtiyar'ın eşi) ismini söylüyorum çünkü bana iftira atıyorlar. Rabb'im şahidimizdir, kefilimdir. (Nevzat Bahtiyar) Bu adam biliyordu, Narin'e ne kadar düşkün olduğumuzu. Ne hakkın var, bizi bu hale getirdin? Karısı her sabah evimize geliyor, 'Sanki kardeşimin evine geliyorum.' diyordu. Nasıl rahat yatıyorsun? Bir anneyi katil yerine koymuş. Bana ceza kessinler, eve gitsem zaten delireceğim. Evin içi Narin'in anılarıyla dolu. En azından mezarını göreyim. Suçlamaları kabul etmiyorum."

Mahkeme Başkanı Ramazan Dündar, "Bu gece duruşma bitecek ve gece kararımızı açıklayacağız" dedi.

NE OLMUŞTU?

Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı.

Yüksel, Enes ve Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti.

Sanıkların yargılanmasına 7 Kasım'da başlanmış, 3 gün süren ilk duruşma, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek 26 Aralık'a ertelenmişti.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER