Hazine ve Maliye Bakanlığı görevi için isminin geçtiği ancak kendisinin bunu istemediğini söylediği belirtilen eski Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte görüntülendi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin İstanbul'da olmasına rağmen, Erdoğan'ın katıldığı tören yerine, Baykar'a gitmesi dikkat çekti.
Erdoğan'ın, faiz artırımı konusunda "Arkamdan iş çevirdiler" diye tepki gösterdiği Merkez Bankası'nın bağımsızlığına sık sık vurgu yapan Şimşek'in, yabancı yatırımcılar tarafından "güven veren bir isim olarak görüldüğü" konuşuluyordu.
İkilinin bir arada fotoğraf vermesi ‘Mehmet Şimşek ekonominin başına mı geçecek’ sorularına neden oldu. Şimşek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş sonrasında kabinede ve AKP’de görev almamıştı.
Kulislerde Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin yerine geçeceği gündeme gelen Mehmet Şimşek, 'Silivri Yeraltı Doğalgaz Depolama Tesisi Kapasite Artış Töreni'ni Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte protokolden takip etti.
NEBATİ ERDOĞAN’IN YANINA DEĞİL BAYKAR’A GİTTİ
Öte yandan, Silivri’deki törende yer almayan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati bugün Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ı ziyaret etti.
Nebati, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Bugün, ülkemizin savunma sanayiindeki büyük bir kazanımı olan ve yerinde görme imkanı bulduğum Kızılelma Türkiye Yüzyılı’na çok yakıştı” ifadelerine yer verdi.
Nebati paylaşımda ayrıca, Baykar’ın patronları Selçuk Bayraktar ve Haluk Bayraktar ile fotoğraflara yer verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Silivri Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisi Kapasite Artış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
“SİLİVRİ AVRUPA'DAKİ EN BÜYÜK YER ALTI GAZ DEPOLAMA TESİSİ HÂLİNE GELMİŞTİR”
Törendeki konuşmasına tesisin açılışı yapılan yeni fazıyla 4,6 milyar metreküpe ulaşan toplam kapasitesinin ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Açılışla birlikte Silivri Avrupa'daki en büyük yer altı gaz depolama tesisi hâline gelmiştir. Bilindiği gibi Silivri'deki bu tesisi biz kurmuş, ilk fazını da 2007 yılında hizmete almıştık. Son genişletme çalışmaları, denizden 3 kilometre açıktaki platformlar vasıtasıyla 18 kuyuda, 31 bin metre deniz sondajı yapılarak gerçekleştirildi. Bu faaliyetler, Karadeniz'deki sondaj işlemleri seviyesinde bir yoğunlukla yürütülmüştür. Tüm bu çalışmalarda kullanılan malzemeler tamamen yerli ve millî olarak üretilmiş, böylece ülkemizin gaz depolama alanındaki teknoloji birikimine de katkı sağlanmıştır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Silivri Doğal Gaz Depolama Tesisi'nin günlük 45 milyon metreküp enjeksiyon ve 75 milyon metreküp geri dönüşüm kapasitesine sahip olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yani tesisimiz, ülkemizin en yoğun tüketim döneminde dahi talebin dörtte birini tek başına karşılayabilecektir. Ankara Tuz Gölü'ndeki kapasite genişletme çalışmaları tamamlandığında, orada da benzer orana ulaşacağız" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin bu yılki toplam doğal gaz tüketiminin 53,5 milyar metreküp olacağı göz önüne alındığında, Silivri'de ulaşılan 4,6 milyar metreküplük ve Tuz Gölü'nde hedeflenen 5,4 milyar metreküplük kapasitesinin öneminin daha iyi anlaşılacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tesisin yeni fazının hizmete girmesinde emeği geçen bakanlığı, kurumları ve yüklenici firmaları tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeyi doğal gaz keşfi ve işletmesi yanında depolaması alanında da en güvenli seviyeye getirene kadar yatırımlara devam edeceklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa ve orta vadede küresel enerji krizinin Avrupa'da yol açtığı sıkıntıların, uzun vadede kalkınma hedeflerini yavaşlatacak sorunların ülkede yaşanmaması için her türlü tedbiri almayı sürdüreceklerini vurguladı.
“ÜLKEMİZİ EN ÜST LİGE ÇIKARTACAĞIMIZ YENİ BİR DÖNEME GİRİYORUZ”
Türkiye Yüzyılı ile millete gelecek vizyonu sunduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ülkemizi her alanda dünya ile rekabet edebilir seviyeye getirme hedeflerimizi kamuoyuyla paylaştık. Bu büyük atılımı, geçtiğimiz 20 yılda çalışıp didinerek, günbegün üzerine koyarak sahip olduğumuz eser ve hizmet altyapısı üzerinde gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bir başka deyişle, 20 yıla sığdırdığımız asırlık işlere harcadığımız emeklerimizin meyvelerini toplamaya başlayarak, ülkemizi en üst lige çıkartacağımız yeni bir döneme giriyoruz. Hükûmete geldiğimizde kısır hesapların, çekişmelerin, kavgaların, krizlerin içinde sıkışıp kalan bir Türkiye vardı. Sahip olduğumuz stratejik, beşeri ve tabii potansiyeli, bu sancılı tablo içinde adeta heba ediyorduk. Türkiye'nin istikametini güven ve istikrar iklimine döndürerek ülkemizi önce bu girdaptan kurtardık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her dönemde olduğu gibi bugün de birilerinin ısrarla önemsizleştirmeye çalıştığı dev yatırımlarla ekonomiyi sürekli büyüttüklerini söyledi.
Yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı destekleyerek, cari fazla yoluyla bu büyümeyi 85 milyonun tamamının hayatına yansıttıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde maruz kaldıkları siyasi, sosyal ve ekonomik saldırılara karşı verdikleri mücadeleyi, ekonomi programını daha güçlü ve kararlı hâle getirerek tahkim ettiklerini söyledi.
“TÜRKİYE, KENDİ VATANDAŞLARINA VE SANAYİSİNE SUNDUĞU ENERJİ HİZMETİYLE DÜNYANIN 17. BÜYÜK ARZINA SAHİP ÜLKESİDİR”
Kalkınmanın temel unsurlarının başında yer alan enerjinin, altyapı projelerinin hep öncelikli başlığı olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Bugün Türkiye, kendi vatandaşlarına ve sanayisine sunduğu enerji hizmetiyle dünyanın 17. büyük arzına sahip ülkesidir. Yaklaşık dörtte birini konutta, dörtte birini sanayide, dörtte birine yakınını enerji sektörünün kendisinde, beşte birini de ulaştırmada kullandığımız 160 milyon ton eşdeğer petrol enerji arzımız var. Bunun 2021'de 51 milyar dolara yaklaşan maddi değeri, bu yıl 81 milyar dolara ulaşacak. Yerli ve yenilenebilir kurulu gücümüzü yüzde 65 seviyesine getirmemize rağmen, enerjide hâlâ ciddi bir dışa bağımlılığımız söz konusudur. Ancak özellikle doğal gazda, hem konutların hem sanayinin hem elektrik üretim tesislerinin ihtiyacını karşılamadan ülkemizi arzu ettiğimiz kalkınma seviyesine çıkarabilmemiz mümkün değildir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan Devlet Başkanları Üçlü Zirvesi'ne katılmak üzere Türkmenistan'a gittiğini hatırlatarak, "Şimdi Türkmenistan'dan ülkemize gerek doğal gaz gerekse enerji naklini gerçekleştirmek üzere görüşmelerimizi yapmıştık. Üçlü bir zirve yaptık, Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan olarak başarılı bir zirveden sonra aramızda kararlılığımızı ortaya koyduk" değerlendirmesini yaptı.
Hükûmete geldiklerinde sadece 5 ildeki 57 yerleşim yerinde kullanılan doğal gazı, bugün 81 ildeki 703 yerleşim yerine yaygınlaştırdıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece nüfusun yüzde 85'ine yakınını doğal gaza kavuşturduklarını söyledi.
“YENİ KEŞİFLERİN MÜJDESİNİ MİLLETİMİZLE PAYLAŞMAK İÇİN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın en geniş sondaj filosunu kurarak yürüttükleri çalışmalar sayesinde Karadeniz'de 540 milyar metreküplük ülkenin en büyük doğal gaz rezervi keşfini yaptıklarını anımsatarak, "Bu doğal gazı millî şebekemize aktarmak için hummalı bir inşaat faaliyeti yürütüyoruz. Aynı zamanda, yeni keşiflerin müjdesini milletimizle paylaşmak için de gece gündüz çalışıyoruz. Benzer bir gelişme petrol keşfi ve üretimi alanında da yaşanıyor. Hem yeni sondajlar yapıyor hem eski kuyuları tekrar kontrol ederek üretime kazandırıyoruz. İnşallah en kısa sürede günlük petrol üretimimizi 100 bin varile çıkartacak ardından daha büyük keşifler ve üretimler için yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu gelişmelerin bir diğer sonucunun da Türkiye'nin, sahip olduğu 7 doğal gaz boru hattı, ikisi yüzer 4 LNG tesisi, 15 giriş noktası ve diğer avantajlarıyla dünyanın önde gelen enerji ticaret merkezlerinden biri hâline dönüşmesi olduğunu belirterek şunları anlattı: "Türk Akım Projesi’yle Bulgaristan, Yunanistan, Kuzey Makedonya, Romanya, Bosna-Hersek, Sırbistan ve Macaristan'a gaz akışı sağlıyoruz. TANAP Projesi üzerinden de bugün Avrupa'ya 18,5 milyar metreküp gaz sevkiyatı yaptık. LNG yatırımlarımız ve gaz depolama tesislerimiz, ülkemizin arz güvenliğini temin yanında enerji ticaretimize de olumlu etkileri olan gelişmelerdir. Saros'taki LNG tesisimizi hizmete açtığımızda bu alanda çok daha güçlü bir konuma geleceğiz. Amacımız, ülkemizi en kısa sürede doğal gaz referans fiyatının oluştuğu küresel bir merkez hâline dönüştürmektir. Bu konuda değerli dostum Sayın Putin'le önemli görüşmelerimiz oldu. Adımlarımızı attık, atıyoruz. Ve böylece özellikle Trakya doğal gazda, enerjide bir hub haline gelecektir. Bununla ilgili çalışmalarımızı bölgemizdeki enerji ortaklarımızla birlikte yürütüyoruz. Hâlen toplamda 20 milyar dolarlık bir yatırımın sürdüğü Nükleer Güç Enerjisi'ni de bu tabloya eklediğimizde artık enerji alanında bambaşka bir seviyeye yükseleceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Asya ve Akdeniz'deki yeni gelişmelerin ardından Türkiye'nin bu özelliğinin daha da pekişeceğinin altını çizerek, "Türkiye'nin, Libya ile yaptığı anlaşmanın yol açtığı rahatsızlıkların gerisinde, enerji alanındaki her yatırımın yarım asırlık, bir asırlık derinliğe sahip olması yatıyor. Siyasi ve diplomatik ilişki ağımızı, ortak ekonomik çıkarlar temelinde genişleterek, diğer alanlarla birlikte enerjide de yeni kazanımlar elde etmek için yoğun çaba harcıyoruz. Stratejilerimizi ve adımlarımızı, bu alana yapılan her yatırımın ve elde edilen her kazanımın, nesiller boyu devam edecek etkilerini hesaba katarak belirliyoruz. Hiç şüphesiz bu noktaya, milletimizden aldığımız güçlü destekle ülkemizin atılımlarını engelleme çabalarını aşa aşa geldik" ifadelerini kullandı.
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE HEDEFLERİMİZE DAHA KARARLI VE GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE YÜRÜYECEĞİZ”
Her projelerini sabote etmek için sergilenen gayretlerin gerisindeki hesapları ve araçları gayet iyi bildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrecilik gibi bahanelerle önlerine döşenen mayınların, hangi lobilerin desteğiyle kotarıldığının farkında olduklarını ifade etti.
Hâlâ aşamadıkları birtakım sıkıntıların da olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama geldiğimiz seviye bizi, 2023 hedeflerimize yaklaştırmakla kalmayıp Türkiye vizyonu için ihtiyacımız olan imkâna kavuşturmaya da yetmiştir. İnşallah önümüzdeki dönemde hedeflerimize daha kararlı ve güçlü bir şekilde yürüyeceğiz. Enerji vizyonumuzu, 2053 yılında birincil kaynaklarda dışa bağımlılığımızı yüzde 71'den yüzde 13'e indirecek şekilde belirledik. Hedeflerimizi buna göre oluşturuyor, yatırımlarımızı buna göre planlıyoruz. İklim değişikliğine karşı mücadele çalışmaları başta olmak üzere küresel uzlaşmaların tamamı da bu vizyonun içinde yer almaktadır. Türkiye'yi yeni projelerle yeni yatırımlarla yeni heyecanlarla yeni sevinçlerle buluşturarak dünyanın en büyük 10 ülkesi arasındaki hak ettiğimiz yere adım adım ilerleyeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün bizimle uğraşanlar bugün iş birliği için kapımıza geliyor. Bugün hâlâ bizimle uğraşmayı sürdürenlerin de yarın dostluğumuza ihtiyaç duyacaklarından eminiz. Biz, kimsenin eksiğine fazlasına bakmadan, ilhamını medeniyetimizden ve tarihimizden aldığımız ilkeli, hakkaniyetli, adaletli, merhametli duruşumuzu hep koruyacağız. Tüm hesapların üstündeki hesaba inanıyoruz. Milletimizi Türkiye Yüzyılı'na hazırlamaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışını yaptıkları Silivri Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisi Kapasite Artırım Fazı'nın hayırlı olmasını dileyerek emeği geçenleri tebrik etti.
NEBATİ'YE SANSÜR MÜ?
Eski Hazine ve Maliye bakanı Berat Albayrak’ın kardeşi Serhat Albayrak’ın CEO’su olduğu Turkuvaz grubu, düzenlediği ekonomi zirvesine Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'yi çağırmamıştı.
MEHMET ŞİMŞEK KİMDİR?
AKP iktidarlarında 11 yıl boyunca bakan ve başbakan yardımcılığı gibi görevlerde bulunan Mehmet Şimşek, 1967 yılında Batman ili Gercüş ilçesinin Arıca (Kefre) köyünde dünyaya geldi.
İlk ve orta öğrenimini Batman Merkez’de, liseyi ise Gercüş’de tamamladı. 1988 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nden dönem ikincisi olarak mezun oldu. Aynı fakültede yaklaşık bir yıl araştırma görevlisi olarak çalıştıktan sonra, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açılan sınavı kazanarak resmi burslu statüde dil eğitimi ve yüksek lisans öğrenimi görmek üzere İngiltere’ye gitti.
Şimşek, 1993 yılında Exeter Üniversitesi’nde finans ve ekonomi dalında yüksek lisans derecesini almaya hak kazandıktan sonra Türkiye'ye döndü. Ankara’da üç ay süre ile Etibank’ta çalıştı. Ardından ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nde yaklaşık dört yıl kıdemli ekonomist olarak çalıştı.
1997'DE NEW YORK'A YERLEŞTİ
1997'de New York'a yerleşti ve uluslararası yatırım bankası UBS'in hisse senedi analiz kısmında araştırmacı olarak görev yaptı. 1998 yılında İstanbul'a dönerek Deutsche - Bender Menkul Değerler’de iki yıl çalışan Şimşek, dünyanın önde gelen yatırım bankalarından birisi olan Merrill Lynch’e geçti ve İngiltere'ye yerleşti.
2000 yılı ortalarında başlayan Merrill Lynch döneminin ilk günlerinde Şimşek'in sorumluluk alanında Türkiye, Yunanistan, Mısır ve İsrail’i içeren Akdeniz bölgesi bulunuyordu. 2001'in ortasından itibaren de sorumluluk alanına Rusya, Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti gibi gelişmekte olan Avrupa ülkeleri de eklendi.
Şimşek 2005 yılı sonunda Merrill Lynch'in Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Ekonomik ve Stratejik Araştırmalar Bölümü Başkanlığına getirildi. AKP'den 23. dönem milletvekili adayı olmak için Merrill Lynch’deki görevinden Mayıs 2007’de ayrıldı.
22 Temmuz 2007 Genel Seçimlerinde AKP Gaziantep 1. sıra milletvekili olarak seçildi. Seçimlerin ardından kurulan 60. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nde Hazine’den sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yaptı.
1 Mayıs 2009 tarihine kadar bu görevi yürüten Şimşek, bu tarihte ilan edilen kabine değişikliği ile Maliye Bakanlığı görevine getirildi. 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan seçimlerde AKP Batman 1. sıra milletvekili olarak seçildi. Seçimlerin ardından kurulan 61. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nde yeniden Maliye Bakanlığı görevine getirildi.
1 Kasım 2015'teki seçimlerde AKP Gaziantep 1. sıra milletvekili olarak seçilen Şimşek, 64. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nde Başbakan Yardımcılığı görevine getirildi.
Şimşek Maliye Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı görevlerinin yanı sıra 2007 yılından itibaren Yüksek Planlama Kurulu, Özelleştirme Yüksek Kurulu, Savunma Sanayi Yüksek Koordinasyon Kurulu, Ekonomi Koordinasyon Kurulu, Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu üyeliği görevlerini de yürüttü. Ayrıca, 2007-2009 yılları arasında IMF & Dünya Bankası Türkiye Guvernörlüğü ve 2008-2011 yılları arasında İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Koordinasyon Kurulu Üyeliği görevlerini üstlendi.
2013'TE 'YÜKSELEN AVRUPA'DA YILIN MALİYE BAKANI' SEÇİLDİ
2013'te 'Emerging Markets' dergisi tarafından "Yükselen Avrupa’da Yılın Maliye Bakanı" seçilen Şimşek, aynı yıl 'Foreign Policy' dergisince de dünyanın en etkili 500 kişisinden biri olarak gösterildi.
ERDOĞAN: FAİZ ARTIRIMI KONUSUNDA ARKAMDAN İŞ ÇEVİRDİLER
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ile uyumlu çalışmasıyla dikkati çeken Şimşek, uluslararası piyasalarda "saygı duyulan", "iş dünyasıyla dost” bir isim olarak görülüyordu.
Erdoğan'ın, faiz artırımı konusunda "Arkamdan iş çevirdiler" diye tepki gösterdiği Merkez Bankası'nın bağımsızlığına sık sık vurgu yapan Şimşek'in, yabancı yatırımcılar tarafından 'güven veren bir isim olarak görüldüğü' konuşuluyordu.
Nisan 2018'de Şimşek'in istifa ettiği iddiasının ardından ani bir yükselişle 4,04’ü geçerek tarihi zirvesini yenileyen dolar/TL kuru, daha sonra “Çabalamaya devam” açıklamasının ardından gerilemişti.