Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, gazete, TV ve ajans temsilcilerin onuruna iftar yemeği programı düzenledi. Programda, basın mensupların Ramazan ayını kutlayan Şahin, onlarla tek tek ilgilendi, ayaküstü sohbet etti.
Erikçe Mutfak Sanatları Merkezi’ndeki (MSM) programda konuşan başkan Fatma Şahin, on bir ayın sultanı Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluş olduğunu hatırlattı.
ŞAHİN: TAŞ ÜZERİNE TAŞ KOYMAYA ÇALIŞTIK
“Çok güzel bir aydayız, ayların sultanındayız. Ramazan ayının feyzi, bereketi, rahmeti üzerinizde olsun” diyen Şahin, şöyle konuştu: “Ramazan ayının tam ortasındayız. Ramazanda; açlığı, yokluğu, yoksulluğu, veren elin alan elden üstün olduğunu, komşusu açken tok yatan bizden değildir anlayışını yüreğimizde hissediyoruz. Ramazan aynı zamanda bir mekteptir, birliğin, kardeşliğin, güzelliğin öğretildiği, kötülüklere kapısını kapattığı önemli bir aydır. On bir ayın sultanı ramazanın bu manevi ikliminin tüm aylara yayılmasını diliyorum. Hele bu coğrafyada, hele bu bölgede, hele bu şehirde bu çok daha mühim. Kardeşlik hukukunu güçlü bir şekilde tutmamız gerekiyor. İbn-i Haldun, ‘coğrafya kaderdir’ diyor. Bu coğrafyada daha iri, daha diri olmanın yolunun birlikten ve beraberlikten geçtiğini biliyoruz. Ramazan da tam bunu tesis ediyor.
“ŞEHİR ZARAR GÖRMESİN” DİYE GAYRET GÖSTERDİK
Çok zor bir dönemi hep birlikte geçirdik. Bu zor coğrafyada, bu şehre taş üstüne taş koymak için tüm çalışma arkadaşlarımla, ‘şehrimiz zarar görmesin’ diye çok büyük gayret gösterdik. Taş üzerine taş koymaya çalıştık, taş üzerine taş koymak çok kolay değil. Şartlar olgunlaştığı zaman elbette kolay ama zor şartlarda kardeşlik hukukunu geliştirmemiz gerekiyor, birbirimizi kalbi olarak sevmemiz gerekiyor. Allah, ‘müminler kardeştir, eğer bunu yüreğinizde hissedemezsiniz gerçek Müslüman olamazsınız ve cennetime giremezsiniz’ diyor. Yunus Emre’nin diliyle sevmek, Hz. Mevlana’nın diliyle sevmek. Başkasından beklemeden önce kendi kalbimize bakacağız. Parçalamak, ayrıştırmak, kutuplaştırmak çok kolay, asıl olan şey birleştirmektir. Dünya’yı cennet haline getirmekte cehenneme çevirmekte insanoğlunun elindedir. Birilerinin bu coğrafyada bitmek bilmeyen bir hesabı var; o yüzden kan, gözyaşı bitmiyor. Biz bir Gaziantep modeli oluşturduk, bu model kardeşlik modeli, birbirini kalbi sevme modeli, dili, dini, mezhebi ne olursa olsun sevgi ve kardeşlik modelini güçlendirmemiz gerekiyor. Bunu bir Türkiye modeline dönüştürmemiz gerekiyor. 82 milyon insanın üzerine kurulacak bu modelle aşılamayacak engel, gidilemeyecek hiçbir hedef yoktur.
KAZANAN ŞEHRİMİZ OLACAK
Bugüne kadar bu zor süreçte kardeşlik hukukuyla arkamızda durduğunuz için Allah sizlerden razı olsun. Kazanan şehrimiz olacak, hepimiz faniyiz, hayatlar bitecek, makamlar bitecek. Bugün 19 Mayıs, milli mücadelenin üzerinden tam 100 yıl geçti, o gün istiklal ve izmihlal için çıkılan yolculuk olmasaydı bugün rahat bir nefes alamazdık, her şeyin başı inanç, her şeyin başı azim, her şeyin başı mücadeledir. Bu gazi şehir bunun en ağırını yaşadı, atalarımızın verdiği mücadeleyi torunları olarak bizler yarınlara taşıyoruz. Çocuklarımıza bastıkları bu toprakların ne kadar kıymetli olduğunu anlatmanın yolu; birbirimizi sevmekten geçiyor. Çocuklarımıza daha güzel bir ülke, daha güzel bir şehir bırakmamız gerekiyor. Birbirimize ihtiyacımız var, eğer işin ucundan tutarsak Allah yardım ediyor, rahmetini ve bereketini veriyor, sizlerden bu duyguyu güçlendirerek her işimizi yapmayı sizlerden istirham ediyorum. Bu duyguyu güçlendirirsek, kalpten kalbe giden yol açılıyor.
HER TÜRLÜ ELEŞTİRİYE AÇIĞIZ
Bütün gücümüzle, iyilik, kardeşlik için mücadele ediyoruz. İş yaparken elbette hata da yapabiliriz, yanlışlarımız da olabilir, insanız beşeriz, etten kemikten yaratıldık, hiçbirimiz mükemmel değiliz, hepimiz sınav halindeyiz, en az hata yapmak durumundayız. İşi ehline vermek durumundayız, adaletli yönetici olmak durumundayız, bu sorumluluk insan olmamızın ötesinde bize verilen bir görevdir. Bu konuda azami derecede dikkat etmeye çalışıyoruz. Dost meclisinde söyleyeceğiniz her türlü eleştiriye açık olduğumuzu ifade ekmek istiyorum. ‘Birlikte gelin düzeltelim’ dediğinizde her şeye açık olduğumuzu ifade etmek istiyorum. ‘Biz yaptık oldu’ anlayışından daha çok ‘gelin birlikte yapalım, gelin birlikte güzelleştirelim, gelin birlikte bu güzelliği paylaşalım’ dediğiniz anlayış, bizim medeniyet anlayışımızdır. 31 Mart’tan sonra yeni bir dönem başladı, önümüzde koca bir 5 yıl var. Sayılı gün çabuk geçer, cumhuriyetin 100’üncü yılı 2023 yarın. Çok hedefimiz var, partiniz ne olursa olsun, yaşam şekliniz ne olursa olsun, 2023’de Türkiye ekonomisinin Dünya’nın 10’uncu ekonomisi olması için bir ortak hedefimiz var, hepimizi heyecanlandırıyor, ancak bu hedefe ulaşmamız için her türlü engel var. 100 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önünde de çok engel vardı, nasıl aştılar, nasıl inandılar, nasıl başardılar? O yüzden korkaklar zafer anıtı dikemezler, sizlerle birlikte bu şehrin güzelliğinin zafer anıtını dikelim, kardeşliğin zafer anıtını dikelim, basın mensuplarının sorunları sorunlarımız, çareniz çaremiz, geleceğiniz geleceğimiz diyerek zaferimizi hep birlikte müjdeleyeceğiz.”
Konuşmaların ardından program, günün anısına çekilen toplu fotoğrafla sona erdi.
Editör: Turgut Bozgeyik