Gündem

Seçim çalışmasına katılan müdür değil onu şikayet edene ceza!

Gaziantep, Karkamış İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Bozkurt, 24 Haziran seçimlerinden önce AKP milletvekili adayları ile seçim çalışması yaptığı ortaya çıkmıştı.

Seçim çalışmasına katılan müdür değil onu şikayet edene ceza!
11-10-2018 16:38

Gaziantep, Karkamış İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Bozkurt, 24 Haziran seçimlerinden önce AKP milletvekili adayları ile seçim çalışması yaptığı ortaya çıkmıştı.

İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Bozkurt’un aynı zamanda sosyal medya hesabından da AKP lehine siyasi paylaşımlarda bulunmuş, Odatv’nin haberinin ardından Bozkurt hakkında soruşturma başlatılmıştı.

Ancak, AKP’yle birlikte seçim çalışması yapan Bozkurt değil, olayı ortaya çıkaran ve eleştiren Eğitim İş Nizip Temsilcisi Hasan İnal cezalandırıldı. İnal, seçimden bir hafta sonra jet bir kararla Şırnak Uludere Dağdibi İlkokulu’na sürüldü.

“UTANÇ VERİCİ…”

Eğitim İş, yaptığı yazılı açıklamayla duruma tepki gösterdi. Sendikanın “AKP'ye oy isteyen bürokrata değil, bunu ortaya çıkaran sendika temsilcimize ceza verilmiştir!” başlıklı açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“AKP'nin yandaş bürokratlar aracılığıyla eğitimi siyasileştirme ve devleti partileştirme uygulamaları, bir adım daha öteye taşınmış; bu utanç verici yandaş faaliyetleri ifşa eden eğitimciler cezalandırılmaya başlanmıştır.

Bu utanmaz ve düşmanca tutumun son mağduru, sendikamızın Gaziantep Nizip temsilcisi Hasan İnal olmuştur. 24 Haziran seçimlerinden önce Karkamış İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Bozkurt'un, mesai saatleri içerisinde AKP'li vekillerle köy köy gezip oy istemesinin yanlış olduğunu sosyal medyadan yazan temsilcimiz, seçimden hemen bir hafta sonra jet bir kararnameyle Şırnak Uludere'de Dağdibi İlkokulu'nda görevlendirilmiştir.”

“AYNI KİRLİ VE ZALİM ZİHNİYETİN ÜRÜNÜDÜR”

“Bu keyfi ve intikam niteliğindeki görevlendirmenin 3 skandal boyutu vardır” denilen Eğitim İş açıklamasında 3 boyut şöyle anlatıldı:

“1- Sendika yasaları gereği, olağanüstü bir durum olmadıkça bir sendika temsilcisi devlet tarafından başka bir yere sürülemez. Eğer bu yaygın bir metod olsaydı, hiçbir sendikacı gittiği yerde örgütlenecek vakti ve zemini bulamazdı. Dolayısıyla bu görevlendirme kanun dışıdır.

2- Söz konusu görevlendirme için sözlü ya da yazılı bir gerekçe gösterilmemiş, "hizmet gereği" gibi yuvarlak bir terimle izah edilmeye çalışılmıştır. Böyle bir sürgün, gerekçesiz yapılamaz. Eğer yapılıyorsa bunun adı fermandır, ve kamu görevlisi sıfatını bir kenara bırakarak sadece en tepeden gelen emirlere "hizmetin gereği"dir. Yasalarla yönetilen, demokratik bir ülkede bir benzerine rastlanamaz.

3- Hiçbir gerekçe gösterilmeyen bu sürgün için akıllara gelen tek gerekçe, 24 Haziran seçimlerinden 20 gün önce temsilcimizin sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımdır. Söz konusu paylaşımda Hasan İnal, ülkesinin düzgün yönetilmesini ve bürokratların siyasiler gibi davranmamasını isteyen her yurttaş gibi şunları yazmıştır:

‘Bir ilçe milli eğitim müdürü, milletvekili adayları ile köy köy gezip seçim çalışması yapabilir mi? Evet hepinizin de tahmin ettiği gibi bu siyasi parti AKP olunca bal gibi yapar. İşgal ettiği koltuğun sorumluluklarını yerine getirmek yerine köylerde dolaşıp AKP'ye oy isteyen zat; senden de hesap sorulacak elbet.’

İsim vermeden yapılan, haklı sorular sormak ve haksızlığa isyan etmekten ibaret olan bu kısa paylaşımın, bir eğitimcinin sürgününe yol açması, hırsızın ev sahibinden davacı olduğu günlere geldiğimizi göstermektedir. Olaya konu olan MEB yetkilisinin köylerde attığı oy isteme turları, basında birçok yerde haberleştirilmiş, olayın failleri bu haberi yalanlayamamışken; bunu ortaya çıkartan eğitimciyi cezalandırmak, çocuğuna pantolon alamadığı için intihar eden babayı haberleştiren gazeteciyi gözaltına almakla aynı şeydir. İkisi de aynı kirli ve zalim zihniyetin ürünüdür.”

“ŞAŞMAZ, USLANMAZ İRADEMİZE ÇARPACAKTIR”

Eğitim İş açıklamasını şöyle noktaladı:

“Eğitim İş olarak duyuruyoruz:

Hasan İnal yalnız değildir! Haksız, gerekçesiz sürgün kararına karşı açtığımız davanın arkasında, Hasan İnal'ın dikkat çektiği eğitimin siyasileştirilmesinin ise karşısındayız! Vatanın her karış toprağı bizler için kutsaldır ve her bir köşesi bizler için birer görev yeridir. Ama sürgünle 'uslandırma', bir sendika yöneticisini keyfi olarak sendikal faaliyet gösterdiği alandan kopartma gibi antidemokratik her uygulama, bilinsin ki bizim şaşmaz, uslanmaz irademize çarpacaktır!”

(Odatv.com)

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER