Yaşam

Siyasette kadınlarla ilgili dört şaşırtıcı gerçek

Kadınlar son yüz yılda oy verme hakkını alarak ve neredeyse bütün ülkelerde parlamentolara girerek önemli siyasi kazanımlar elde etti. Ancak kadınlar yine de yetersiz düzeyde temsil ediliyor, özellikle de en üst düzey görevlerde. Siyasette kadınlarla ilgili dört şaşırtıcı ge

Siyasette kadınlarla ilgili dört şaşırtıcı gerçek
08-03-2025 00:00
08-03-2025 18:22

Getty ImagesMürekkepli parmağını kaldırıp, oy kullandığını gösteren Mısırlı bir kadın. Mürekkep, mükerrer oyu engellemek için kullanılıyor.

Kadınlar son yüz yılda oy verme hakkını alarak ve neredeyse bütün ülkelerde parlamentolara girerek önemli siyasi kazanımlar elde etti.

Ancak kadınlar yine de yetersiz düzeyde temsil ediliyor, özellikle de en üst düzey görevlerde.

Siyasette kadınlarla ilgili dört şaşırtıcı gerçeği derledik.

1. KADINLAR NEREDEYSE HER YERDE OY VERME HAKKI KAZANDI

20. yüzyıla kadar çok az sayıda kadının oy verme hakkı vardı, ancak yüzyılın sonunda her şey değişti ve çok az sayıda kadın oy verme hakkından mahrum kaldı.

Bazı ülkeler, 21. yüzyılda bu eğilimi takip etmeyi sürdürdü ve son olarak Suudi Arabistan 2015'te kadınlara yerel seçimlerde oy verme hakkı tanıdı. (Suudi Arabistan'da ulusal seçim yapılmıyor.)

BM'ye göre böylece, tüm ülkelerdeki kadınlar yasal olarak oy kullanma hakkına sahip oldu.

Ancak Taliban yönetimi altındaki Afganistan'da son dönemde kadınlar siyasi haklarından mahrum bırakıldı.

Birleşmiş Milletler'in toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi için çalışan BM Kadın kuruluşuna göre "Afgan kadınları oy verme hakkını 100 yıldan daha uzun bir süre önce elde etti. Fakat bugün Taliban yönetimi altında kamusal hayattan silindiler. Şu anda hiçbir Afgan kadını ulusal ya da bölgesel düzeyde herhangi bir önemli siyasi konumda bulunmuyor."

19. yüzyılın ortalarına kadar, genel oy verme hakkı erkekler için de nadir görülen bir durumdu. Fakat bazı ülkelerde erkekler oy verme hakkı alırken, kadınlar büyük ölçüde dışlandı. Yeni Zelanda 1893'te kadınlara oy hakkı veren ilk ülke oldu. (O zamanlar bir Britanya sömürgesi olsa da, kendi kendini yönetiyordu.)

İngiltere merkezli sivil toplum kuruluşu Global Change Data Lab'in proje lideri Bastian Herre'ye göre İkinci Dünya Savaşı başlarken, erkeklerin dünya genelindeki ülkelerin üçte birinde oy hakkı vardı, kadınların ise sadece altıda birinde.

Herre "Kadınlara karşı oy hakkı ayrımcılığının sona erdiği birçok ülkede İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki yıllarda fark hızla kapandı ve hem kadınlar hem de erkekler birçok diğer ülkede oy hakkı aldı" diyor.

Birçok Afrika ülkesinde, kadınlara oy hakkı bağımsızlıktan sonra verildi. Bazı diğer ülkelerde ise ayrımcılık şaşırtıcı derecede uzun sürdü.

ABD'de 1965'e kadar çok sayıda siyah kadın ve erkeğe oy hakkı verilmedi. İsviçre'de ise kadınlar federal seçimlerde oy hakkını 1971de alabildi. Güney Afrika'da da siyah kadınların oy kullanmasına ilk olarak 1993'te izin verildi.

Getty ImagesAfgan kadınlar oy kullanma hakkını teknik olarak 1919'da kazandı, fakat Taliban seçim yapmaya gerek duymuyor.

Ancak kağıt üzerinde oy hakkına sahip olmakla, bu hakkı gerçekten kullanabilmek farklı meseleler.

Bağımsız sivil toplum kuruluşu World Population Review'a göre, "Bazı ülkelerde ve bölgelerde kadınların yasal oy kullanma hakları var fakat toplumsal normlar, taciz, sandıkta şiddet ya da eşlerinden gördükleri baskı nedeniyle oy kullanmaları önleniyor".

Kuruluş, Mısır'da görünüşte makul bir kural olan kimlik gösterme gerekliliğine dikkat çekiyor. Ancak ülkede kadınların geçerli bir kimlik kartına sahip olma ihtimalinin erkeklerden çok daha düşük olduğu vurgulanıyor. Kimlikleri bulunsa bile eşlerinin elinde oluyor ve böylece erkekler kadınların oy kullanıp kullanamayacağını belirleme gücüne sahip oluyor.

2. KADINLAR SADECE ÜÇ PARLAMENTODA ÇOĞUNLUKTA

İsveç merkezli Varieties of Democracy Project (V-Dem) adlı kuruluşa göre 20. yüzyılın başlarına dek kadınlar ulusal parlamentolardan tamamen dışlanmış durumdaydı.

Finlandiya 1907'de parlamentoya ilk kadın milletvekili gönderen ülke oldu.

Bu aşamadan sonra dünya genelinde kadınların siyasete girişi çok daha düşük bir hızla arttı, ancak ilerleme hızı 20. yüzyılın sonuyla 21. yüzyılın başında hızlandı.

Amerikan düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi'ndeki Kadınlar ve Dış Politika programı tarafından oluşturulan Kadınların Gücü Endeksine göre, şu anda BM'ye üye 193 ülkenin sadece üçünde, Ruanda, Küba ve Nikaragua'da kadın parlamenterlerin oranı yüzde 50'nin üzerinde.

Endekse göre Meksika, Andorra ve BAE de parlamentolarında kadın ve erkek üyeler arasında eşitlik sağladı.

Kadınların Gücü Endeksi'nden Noel James "Bu altı ülkeye ek olarak, kadınların parlamentoya daha fazla girmesi için yasal kotalar uygulayan beş ülke var" diyor.

James'e göre Ruanda'nın cinsiyet eşitliğindeki başarısı da kısmen 1994'teki soykırıma dayanıyor. Soykırım nedeniyle nüfusun büyük kısmını kadınlar oluşturmaya ve ülkenin yeniden inşası çabalarına katılmaya başladı. James, kız çocuklarının iyi bir şekilde eğitime erişmesinin de katkı sağladığını kaydediyor.

BAE parlamentosunun yasalar uyarınca yarı yarıya kadınlardan oluşması gerekiyor. Bunların yarısı seçilirken yarısı da atanıyor. Son seçimlerde ülke vatandaşlarının sadece yarısı kadarı oy verme hakkına sahipti.

BM Kadın örgütü, siyasi görevlere seçilmeye çalışan kadınların pek çok ülkede zorluklarla karşılaştığını vurguluyor.

Kuruluşa göre, "Zararlı normlar ve cinsiyet temelli şiddet, kadınların siyasi haklarına darbe vuruyor ve medyadaki klişeler, kadınların erkeklerden daha az meşru ve daha az kabiliyetli oldukları fikrini besliyor".

Kuruluş, siyasi partilerin de sıklıkla kadınları aday olarak belirlemeye direndiğini söylüyor. Ayrıca kadınların "mali ağlar ve siyasi patronaja erişiminin az olmasının", özellikle kalkınmakta olan ülkelerde siyasetin dışında kalmasına yol açtığını vurguluyor.

Şu anda sekiz ülkenin parlamentosunda hiç kadın yok: Afganistan, Azerbaycan, Suudi Arabistan, Macaristan, Papua Yeni Gine, Vanuatu, Yemen ve Tuvalu.

Getty Images2019-2023 arası Başbakan Sanna Marin'in liderliğindeki Finlandiya hükümetinde kadınlar hakimdi.

3. ÜLKELERİN YÜZDE 15'İNDEN AZINI KADINLAR YÖNETİYOR

1 Aralık 2024 itibarıyla, 193 ülkenin sadece 26'sında kadın devlet ya da hükümet başkanı bulunuyor. Kadınların Gücü endeksine göre bu yüzde 15'ten az bir orana denk geliyor.

Ayrıca kadınların hükümetlerdeki pozisyonların yarısını ya da daha fazlasını işgal ettiği sadece 15 ülke var.

Getty ImagesBarbados'ta kadın Devlet Başkanı Sandra Mason (solda) ve Başbakan Mia Amor Mottley

4. 1946'DAN BU YANA 80 ÜLKENİN KADIN LİDERI OLDU

Kadının Gücü endeksine göre 1946'dan bu yana 80 ülke, yani toplam ülke sayısının kabaca yüzde 40'ı kadın devlet ya da hükümet başkanına sahip oldu.

1960'ta, Sri Lanka'da Sirimavo Bandaranaike dünyanın ilk demokratik yollardan seçilmiş başbakanı olana dek, bunların hepsi iktidarın miras yoluyla devralındığı kraliyet aileleri üyeleriydi.

Herre'ye göre "O zamandan bu yana çok daha fazla sayıda ülke kadın yöneticiye sahip oldu. Bu eğilimin itici gücü demokrasilerdi".

Ancak en üst düzey görevlerde kadınların sayısı erkeklere kıyasla hala çok daha az.

KADINLARIN SİYASETTE TEMSİLİ NEDEN ÖNEMLİ?

Araştırmalar, siyasi görevlerde daha çok kadın olmasının olumlu değişiklikleri beraberinde getirdiğini gösteriyor.

2021'de Colorado Boulder Universitesi tarafından yapılan bir çalışmaya göre, kadınların daha etkili olduğu parlamentolara sahip ülkeler, eğitim ve sağlığa daha fazla yatırım yapıyor.

Aynı şekilde, 2020'de Cambridge Üniversitesi'nin yaptığı araştırma, Sahraaltı Afrika ülkelerin parlamentolarında artan kadın sayısının, sağlık harcamalarını artırdığını ve çocuk ve bebek ölümlerini azalttığını tespit etti.

Ancak Kadınların Gücü endeksinden James, kadınları seçmenin bu sonuçları garanti etmediğini vurguluyor. James'e göre kadınlar homojen bir grup değil ve hepsi cinsiyet eşitliği, barış ve işbirliğine destek vermiyor.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER