
Son Dakika haberi... CHP lideri Özgür Özel Keçiören Belediyesi tarafından hizmete alınan 23 hizmetin açılış töreninde konuştu. Özel konuşmasında, 'Erdoğan'ın çizdiği sınırlar içerisinde siyaset yapmıyoruz. Korku duvarını aştık' dedi.
CHP lideri Özgür Özel Keçiören'de yaptığı konuşmasında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Açılış törenine CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yanı sıra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Keçiören Belediye Başkanı Dr. Mesut Özarslan da katıldı.
'EMEKÇİLER NEREDEYSE ORADA OLACAĞIZ'
Ertesi gün Gençlik Kolları Genel Başkanımız Cem Aydın yargılanıyor, gideceğiz, tam arkasında duracağız. Hizmette de durmadan çalışacağız, hukuk mücadelesini de aksatmadan vereceğiz. Her hafta olduğu gibi yine Ekrem Başkanımızı, arkadaşlarımızı Silivri zindanında yalnız bırakmayacağız. Perşembe günü de 1 Mayıs'ta emekçiler hangi meydanda ise o meydanda onlarla kucaklaşacağız" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Salı günü yapılacak grup toplantısını iptal ettiklerini açıkladı: Bu salı grup toplantısı yok. Niye? Çünkü Zafer Partisi'nin Genel Başkanı Ümit Özdağ yargılanıyor, gideceğiz, mahkemede yanına oturacağız.https://t.co/foHLqOejpM@emrkongar pic.twitter.com/SXbBmC7wjy
— Gazikent27 (@Herdaim_Haber) April 25, 2025
"MAHKEMEDE YANINA OTURACAĞIZ"
Özgür Özel burada yaptığı konuşmada, "Haftaya salı grup toplantımız var geliyorsunuz, dinliyorsunuz, bu salı biz müsaadeliyiz. Grup toplantısı yok. Niye? Çünkü Zafer Partisi'nin Genel Başkanı Ümit Özdağ yargılanıyor, gideceğiz, mahkemede yanına oturacağız.
Törende konuşan CHP Genel Başkanı Özel, şunları söyledi:
"Cumhuriyet Halk Partisi 31 Mart seçimlerini kazandığı akşam ‘bu seçiminin kaybedeni yok’ dedi. Herkese güvence verdi. Biz işimizi iyi yapacağız, ‘İşimiz gücümüz Keçiören, işimiz gücümüz Ankara, işimiz gücümüz Çankaya’ dedik. 'İşimizi iyi yapacağız, kimseyi üzmeyeceğiz. Bize verdiğiniz bu desteği bir tüketici kredisi gibi tüketmeyeceğiz bu krediyi. Bunu Türkiye’nin geleceğine yapılmış bir yatırım kredisi olarak göreceğiz. En iyi şekilde çalışacağız. Ülkeyi yönetme yetkisini de sizden takdir ederseniz alacağız’ demiştik. Millet inandı, millet güvendi, millet memnundu. Anketlerde Mansur Başkan söyledi, Mersin, Manisa, Denizli seçim akşamı yüzde 60’la neredeyse seçildiler, memnuniyet yüzde 68’lere, 70‘lere çıktı ama birileri hazmetmedi, hazmedemedi, saldırmaya başladı. Şimdi hem hukuken büyük haksızlıklarla muhatabız hem de sürekli yalanlarla muhatabız. Bugün, Milli Eğitim Bakanı denilen adama soruyorlar, Türkiye’de okullara bundan sonra başörtülü öğrencilerin alınmaması söz konusu olur mu? 'Evet, böyle bir tehlike var' diyor. Burada Parti Meclisi’nde başörtülü pırıl pırıl üyeleri olan, MYK’sında, gölge kabinesinde başörtülü bakanı olan, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde arkadaşları başörtüsüyle derse sokulmamaya kalkınca onlarla birlikte mücadele eden, üniversitenin kapısında eylem yapan Özgür Özel varken başörtülü kardeşimin hakkını savunmak Milli Eğitim Bakanı olacak meczuba kalmamış. Buradan, Keçiören’den bütün Türkiye’ye söylüyorum; Türkiye’de geçmişte, başörtülü kardeşimizin eğitim hakkına konulan engelde, torununun düğününe gitmek için orduevi kapısından döndürülen anacığıma bu ayıp da bir yüzyıl geride kalmıştır. Bunların hepsinin teminatı benim, Mesut Başkan, Mansur Başkan, Ekrem Başkan, bütün Cumhuriyet Halk Partili’lerdir.
"Her asgari ücretlinin cebinden 1,5 gram altın, her emeklinin cebinden aylık 1,5 gram altın çaldılar"
Bu memlekete darbe girişimi ile büyük zarar verenler, bir günde 50 milyar dolarlık rezervi bu süreçte yakıp atanların bu memlekete verecekleri hiçbir şey kalmamıştır. Açıkça buradan söyleyeyim, yaktıkları para 2 trilyon liradır. Bugün Türkiye’deki bütün çiftçiler, bütün bankalarda olan borcu ve faizi 1 trilyon liradır. Yani Ekrem Başkana, belediye başkanlarımıza, Türkiye’nin geleceğine yaptıkları kadar ve girişimdeki harcadıkları paranın yarısı, bütün çiftçilerin borcunu siler atar. O para her emekliye, 30 bin TL vermek için lazım olan, bir kere değil her aya 30 bin TL maaş vermek için biz asgari ücret 30 bin TL olsun diyoruz ya, emekli maaşı da en düşük asgari ücret olsun diyoruz ya, o paranın dokuz katını sadece bu operasyonda yok ettiler. Nakit asgari ücretlilerin maaşının 30 bin TL’ye çıkarılmasına devlet cebinden aradaki farkı ödese onun için ihtiyaç olan paranın on katını bir gecede yaktılar. Her asgari ücretlinin cebinden 1,5 gram altın, her emeklinin cebinden aylık 1,5 gram altın, en düşük memur maaşı alanın cebinden ayda 3,5 gram altını sadece bu operasyon için çaldılar. Onun için ekonomiye faydası olmayan, Türkiye’nin dünyayla ilişkisine faydaları olmayan bu haksız tutumdan bir an önce vazgeçilmesi gerekmektedir.
"Önerimiz bütün yargılamaların başta TRT ve isteyen bütün televizyonlar tarafından yayınlanması, kimin iftiracı olduğunu, kimin dürüst siyasetçi olduğunu milletimiz tarafından görülmesidir"
İstanbullunun seçtiği belediye başkanı Silivri’de zindanda tutulmaktadır. İstanbul’un depremle yüzleştiği bugünlerde herkes birbirinin yüzüne bakmaktadır. AKOM’un başında olması gereken kişiyi, oraya İstanbullular oturttuğu halde birileri hapiste tutuyor. Biraz önce söylendiği gibi, kimse yargılanmamak istemiyor. Kimse muaf değil. Her türlü iddia cevabını alır ama esas olan tutuksuz yargılamadır. İddiamız odur ki her türlü iddia, her türlü iftirayı milletimize yandaş kanallardan, TRT‘den anlatıp alınan cevapları göstermeyenler büyük haksızlık yapmaktadırlar. O yüzden önerimiz bütün yargılamaların başta TRT, isteyen bütün televizyonlar tarafından yayınlanması, sonradan sorulara verilen cevapların milletimiz tarafından görülmesi, kimin iftiracı olduğunu, kimin dürüst siyasetçi olduğunu milletimiz tarafından görülmesi gerektiğini bir kez daha söylüyoruz.
"6 Şubat depreminden sonra ‘bir yılda yapacağız’ dedikleri deprem konutlarını iki yıl üç ay geçmiş olmasına rağmen henüz yüzde 30’unu yaptılar"
Hem İstanbul’un deprem riskinden dolayı belediye başkanını görevi başına bekliyoruz hem de bundan sonraki süreçte tüm işlemleri adil ve şeffaf bir biçimde yönetilmesi gerektiğini görüyoruz. Kendileri İstanbul’da, yıkım olmayan bir depremde GSM şebekelerinin, cep telefonlarının çöktüğü gerçeğiyle yüzleşiyorlar. Dönüyorlar GSM şirketlerini savunuyorlar ve 6 Şubat depreminden sonra ‘bir yılda yapacağız’ dedikleri deprem konutlarını iki yıl üç ay geçmiş olmasına rağmen henüz yüzde 30’unu yapmışken, o günden bugüne 100 depremzede daha çadırda, gurbette duruyorken utanmadan, sıkılmadan depreme hazırlık konusunda kendileri özeleştiri yapmak yerine bize çamur atmaya kalkıyorlar. Kanal İstanbul’da suçüstü yakalandılar. Şimdi 'efendim o 24 bin konut yoksullara dağıtılacak konutlar.' Kardeşim sen Sazlıdere’ye 24 bin konut yaptın mı? Sazlıdere gibi yüzde 100 içme suyu olarak kullanılan hafızayı mahvettin mi? Peki önünde Kanal İstanbul haritası ile toplantıyı yapıp, o videoların Katar televizyonunda yayınlanıyor mu? Katarlılar Kanal İstanbul manzarası için konut satın alıp, hem de bedava Türkiye pasaportuyla yanında eşantiyon olarak alıyorlar mı? Sen Katar Emiri’nin, Arap Emirlerinin analarına, karılarına, kocalarına ayrı ayrı oralardan arsalara helikopterden seçip seçip verdin mi vermedin mi? Millet Kanal İstanbul gerçeğini gördü ve bir anda geri vitese taktılar, ‘Kanal İstanbul yok’ demeye başladılar. Daha geçen hafta Kanal İstanbul’da suçüstü yakalandılar. Söz veriyoruz onlara o kanalı yaptırmayacağız. O ihanete İstanbul’a da Türkiye’ye de yaptırmayacağız.
"Hangi televizyon bizi göstermiyorsa, o televizyon kanallarını boykot ediyoruz"
Bizim toplantılarımızı, toplu mitinglerimizi görmeyen, görmezden gelen televizyonlara boykot yapıyoruz. O televizyonların sahiplerinin sattıkları mallara boykot yapıyoruz. Ama bir genel boykot, bir tüketim boykotu hele hele esnafa boykotu aklımızın ucundan bile geçirmiyoruz. Sözüme değer veren herkese Cumhuriyet Halk Partisi’ne gönül veren, demokrasiden yana olan, CHP’li olmasa da bu haksızlıklara bizimle birlikte karşı duran herkese başta bu yandaş medya ‘boykotyap.org’da altında hangi firmaları var görülüyor. O firmaları boykot etmeye, NTV denen televizyon yüzde 70-75 parayı bizden kazanıp hizmeti Saray’a yapan NTV’ye, Doğuş Grubu’na, bunların sattıkları arabalara, boykotu sakın ha gevşetmeyin. Almanya’dan ilgili sendikadan, ilgili fabrikalardan bunlara ‘ne yapıyorsunuz, yanlış yapıyorsunuz’ diye sorular sorulmaya, tedbirler alınmaya başladı. Sıkı tutun sonuç alacağız. Hangi televizyon bizi göstermiyorsa, biz bizden yana olsun demiyoruz, adil olsun diyoruz, o televizyonları, o kanalları boykot ediyoruz. Bunlardan bir tanesi bana bir milyon liralık tazminat davası açmış güya onu hedef gösterdim diye. Sen çiftçiye, kredi verilsin diye kurulmuş Ziraat Bankası’ndan ballı börekli bir krediyle gidip de orayı, o kuruluşları satın alacaksın, sonra karşılığında olmadık yerlerden golf arazileriyle trampa (bir mülkün diğeriyle takas edilmesi) yapacaksın, bu çiftçinin hakkı olan krediyle bu millete haber veren kanalları satın alıp yandaşlaştıracaksın. Ondan sonra gelmiş bana efeleneceksin. Alnını karışlarım tüpçü seni. Aç bir dava daha bakalım el mi yaman bey mi yaman, demir mi örüyorsun karşında demir gibi halkın iradesini mi görüyorsun?
"Erdoğan’ın, AK Parti’nin çizdiği sınırlar içerisinde siyaset yapmıyoruz"
Erdoğan’ın, AK Parti’nin çizdiği sınırlar içerisinde siyaset yapmıyoruz. Milletimizin yanında, mağdurun yanında, emeklinin, işçinin, çiftçinin, yoksulun yanındayız. Gençlerimizle omuz omuzayız. Korkmuyoruz, endişeyi evde bıraktık bu iktidarı değiştirene kadar sokaktayız. Meydandayız, mücadeledeyiz. Kimse korkmasın. Fakirin, fukaranın ekmeğiyle oynayana da emekliyi açlığa mahkum edene de gencin gelecek ümidini çalana da huzur vermeyeceğiz. Bu toplumun kendisiyle dayanışmayı hak eden tüm kesimlerinin yanında, bu toplumun iliğini, kemiğini sömürenlerin, bu insanlara hak etmediği muameleyi yapanların, hak etmediğini yaşatanların da tam karşısındayız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi memleketi 100 yıl sonra bir kez daha kurtaracak, demokrasi bir kez daha biz kuracağız. Hep birlikte başaracağız. Keçiören’le, Yozgat‘la, Bayburt‘la birlikte biz kazanacağız. Biz Türkiye’yiz, biz Türkiye’ye aşığız. Memleketimizi seven herkesle omuz omuzayız. Bu memlekete eziyet edenler korksunlar, korkacaklar, gidecekler, yakamızdan düşecekler."
Özel, konuşmasının ardından genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, parti meclisi üyeleri, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, ilçe belediye başkanları, il ve ilçe başkanları ile birlikte kurdele keserek açılışı gerçekleştirdi.
Törene CHP Genel Başkan Yardımcıları Gamze Taşcıer ve Aylin Nazlıaka, Grup Başkanvekili Murat Emir, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Ankara Milletvekilleri Semra Dinçer ve Adnan Beker, Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan, Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Mamak Belediye Başkanı Veli Gündüz Şahin ve CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol da katıldı.