29 yıl boyunca bürokraside kritik görevlerde bulunan eski TÜİK Başkanı Birol Aydemir, “Arkadaşların bilerek verilerle oynamadığına eminim. Ama verilere benim de güvenim yok. Biz de büyüme de istihdam verisi de enflasyon da şüphelidir” dedi.
Birol Aydemir, 29 yıl boyunca bürokraside kritik görevlerde bulundu. Çalışma Bakanlığı Müsteşarlığı, SGK Başkanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanlığı gibi önemli kurumların tepe ismi oldu. Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur'u birleştiren SGK yapılanmasının da kurucu ismiydi. 2016'da emekliye ayrıldı ve şimdi Ali Babacan'ın Deva Partisi'nden siyasete atıldı. Yılların tecrübeli bürokratı ve çiçeği burnunda siyasetçi ile devleti ve siyaseti konuştuk.
GÜVENSİZ Mİ?
TÜİK çok fazla eleştiri alıyor. Dünyada istatistik ofisleri her zaman eleştirilir. Benim dönemimde TÜİK, dünyada itibar kazandı. Şimdi neden eleştiriliyor? Çünkü insanların yaşadığı ve gördüğü bir hayat var. Bir de istatistik ofislerinin yayınladığı veriler var. Bunlar örtüşmeyince insanlar inanmıyor, eleştiriyor. En çok enflasyon eleştirilir ve inanılmaz. Çünkü kendi hayatına bakar, tükettiği mallara bakar. ‘Bu kadar harcama yapıyorum, bu enflasyon ne alaka' diye sorar. Dünyada en önemli şey istatistik kurumlarının bağımsızlığı, işine karışılmayacak.
MÜDAHALE VAR MI?
Rakamlara doğrudan müdahale yok, veri değiştirdi diye. Ama dolaylı müdahale var. Merkez Bankası (MB) Başkanı bir gecede gitti, nerede kaldı bağımsızlık? BDDK, MB, TÜİK gibi teknik kurumlarda bağımsızlık bitince doğrudan veya dolaylı müdahaleler başlar. Benim zamanımda bir tane bile olmadı. Şimdi olmadığına dair kim garanti verebilir. İtiraz ettiğin vakit, ertesi gün görevden alınıyorsan, hatta memuriyetten atılıyorsan, ne yapabilirsin? Sadece talimatları yerine getirirsiniz. Şimdi TÜİK'ten veriler kaç gün önceden gidiyor, yönetime, bakana. Maliye Bakanı, veriler iyi olunca 1-2 gün önce açıklama yapıyor. Bu olamaz, bağımsızlığa aykırı.
GÜVENMİYORUM
İstihdam verileri, büyüme verileri de öyle. Kendin güveniyor musun, yok. Arkadaşların bilerek verilerle oynamadığına eminim. Ama verilere benim de güvenim yok. Bizde büyüme de istihdam verisi de enflasyon da şüphelidir. Pandemi krizine girmişiz, insanlar işsiz kalmış, bizim işsizlik oranımız düşüyor… Şaka gibi. Normalde yüzde 18-19'a gelmesi lazım, yüzde 12 geliyor. Nasıl oluyor? İş gücüne katılım oranı düşüyor. İleride işsizlik oranı çok artacak. Çünkü önceki aylardaki işsizliği göstermediler.
TİTANİK GİBİ BATIYORUZ
Ülke şu anda çok kötü yönetiliyor. Kötü değil, çok çok kötü. Titanik batarken güvertede orkestra çalıyordu. Ekonomi pik yapıyor diye insanlara doğruları söylemiyoruz. Şaka mı, başka bir ülkede mi yaşıyorum. Pik yapan ne Allah aşkına. İnsanların aklıyla dalga geçiyorlar. Titanik gibiyiz, batmak üzereyiz, bunlar hâlâ güvertede orkestra çalıyor. Kurumları bitirirseniz, batarsınız. Çıkardığın tahvil alınmaz, çöp demektir. Paranın sıfır faizle ortalıkta dolaştığı dönemde, biz para bulamıyoruz. Son 1 yılda 15 milyar dolar ülkeden para çıkışı oldu. Bilgisiz insan ne yapar? Her şeyini deneme-yanılma ile yapar. Kötü yönetim var, sebebi de bilgisiz kadrolar. Türkiye'de her şey durma noktasına gidiyor. Başkanlık sistemi ile 2018'de buzdağına vurduk.
LİYAKATI BİTİRDİLER, SADAKAT SİSTEMİNE GEÇTİK
Yaşadığımız şu günlerde devletin çöküşüne şahit oluyoruz. Devlet dediğiniz kurum ve bakanlıklardan oluşur. Bunların hepsi çöküyor, işlevi kalmıyor. Politika üretemiyorlar. Çünkü kurumlar bitti. Önce gelenek ve görenekleri yok edildi, sonra hafızası yok edildi, liyakatsiz insanlar atandı. Çünkü liyakat değil, sadakat sistemi geçerli.
Sıkıntı, liyakat sisteminin bitmesinden geliyor. Gelenek kalmadı, hafıza kalmadı. Böyle bir yerde devlet işlemez. Merkez Bankası ile TÜİK aynı derecededir. Önceden bu iki kurumun başkanı da Bakanlar Kurulu kararı ile atanırdı. Şimdi Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile atanıyor. Şimdi tek imza ile her şey oluyor zaten. Merkez Bankası'nın güvenirliliği kaldı mı? Kim güveniyor? BDDK'nın aldığı kararı, 2-3 gün ya da 3 ay sonra değiştiriyorlar. Deneme-yanılma yöntemi. Çünkü tecrübe, birikim yok. Kurumdaki insanlar, bu kararların bir parçası da değil. Yayınlandığında görüyorlar. Bizi buraya Türk tipi başkanlık sistemi getirdi. Siyasi anlayış ve bu anlayışa bağlı getirdiğimiz sistem. Şu andaki dönem ile 1930'larda tek partinin ne farkı var?
PARTİ DEVLETİ OLDUK
Bütün il başkanları vali, belediye başkanı idi. Şimdi AKP'nin il başkanları valinin belediye başkanının üzerinde… Vali, onların emrinde. Ne farkı var, hiç fark yok. Parti devleti olduk. AKP teşkilatlarından referans götürmeden hiçbir yerde işe giremezsiniz. Gençlerin yüzde 76'sı referansın, liyakatten önemli olduğunu düşünüyor. Dünyada Türk tipi başkanlık sisteminin örneği yok, yerli ve milli, benzeri yok. Sistem tıkandı, birinin hastası var Cumhurbaşkanı'ndan yardım istiyor. Herkes yardımı Cumhurbaşkanı'ndan isteyecekse, diğer kurumlar ne iş yapar?
!#**h25151**#!