Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Habertürk’ten Sevilay Yılman’a konuştu.
Uygulamakta oldukları politikayla ilgili bilgiler veren Nebati, güvenle birlikte sorunların çözüleceğini ileri sürdü.
Nebati’nin sözlerinin en dikkat çeken bölümlerinden biri, kendi şirketiyle ilgili sözleriydi. Aynı zamanda iş adamı olan Bakan Nebati şunları kaydetti:
“Bitersek hep beraber biteceğiz. Kazanırsak hep beraber. Karamsar tablo çizenler var. Hiçbir şekilde bize inanmayanlar. Onlara diyorum ki; ‘Sen maaş alıyorsun. En fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin. Ama ben bütün varlığımı kaybederim bu iş düzelmezse eğer. 1000 çalışanımız var. 1000 kişiyle beraber bütün varlığımı kaybederim.
Ben babadan görme bir insanım. Babamın bana bıraktıklarını kaybederim. Ben bunu göze alır mıyım Sevilay Hanım? Bu işi ya düzelecek ya düzelecek! Yeter ki bize güvenilsin, inanılsın!”
Nureddin Nebati, tekstil dünyasında önemli bir konuma sahip. Ekonominin düzelmemesiyle birlikte varlığını kaybedeceğini düşünüyor. “Sen maaş alıyorsun. En fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin. Ama ben bütün varlığımı kaybederim bu iş düzelmezse eğer. 1000 çalışanımız var. 1000 kişiyle beraber bütün varlığımı kaybederim” ifadeleri, Nebati’nin iş dünyasında ‘büyüdüğü’ günleri hatırlattı.
KRİZLE BÜYÜDÜLER: “BELKİ DE O KRİZ OLMASAYDI, BİZİM MAĞAZACILIĞA GİRME ŞANSIMIZ OLMAYACAKTI”
Tarih: 6 Mart 2006.
Yeni Şafak gazetesinde “Urfalı ağanın çocukları mağazacılıkta büyüyor!..” başlıklı bir röportaj yayımlandı.
Büyüyen ise Nureddin Nebati’ydi.
Nebati, 2001 krizinin kendileri için dönüm noktası olduğunu, bu sırada büyüdüklerini söyledi. Sebebini ise şöyle anlattı:
“Belki de o kriz olmasaydı, bizim mağazacılığa girme şansımız olmayacaktı. Çünkü alışveriş merkezlerinde çok ciddi şekilde mağaza boşalıyordu. Kaliteli çocuk giyimi konusunda da boşluk vardı.”
“ÇİN’DEN 5 DOLARA ALIP 150 DOLARA SATMAK GİBİ HAYALLERİM VAR”
Nureddin Nebati’nin kardeşi Seyid Nebati ise, gözünü Çin’e dikmişti. Bugün Çin modelinin tartışıldığı ve bakan koltuğunda Nureddin Nebati’nin oturduğu günlerde, Seyid Nebati’den şu sözleri duymak oldukça dikkat çekici:
“Çin'le rekabet mümkün değil. İşçi fabrikada yatıp kalkıyor, maliyeti toplam 60 dolar civarında. İtalyanlarla beraber ürünlerimizin bir kısmını ileride Çin'de üretmeyi düşünüyoruz. Pekin'de B&G Store açmak, hatta Versace'nin yaptığı gibi Çin'den 5 dolara alıp 150 dolara satmak gibi hayallerim var.”
MARKALARI BÖYLE ANLATTI: “İNGİLTERE’DE KRALİYET AİLESİNİN TERCİHİ OLAN…”
Nebati ailesinin satışını yaptığı markaları genelde zengin aileler tercih ediyor. Seyid Nebati, ailenin sahip olduğu markaları verdiği bir röportajda şöyle anlatmıştı:
“Patrizia Pepe, Bikkembergs, Brooksfield, Miss Sixty, Energie gibi yurtdışında kendini kanıtlamış ve Türkiye’de de seçkin bir kitle tarafından tercih edilen dünyanın önde gelen markalarının çocuk line’larını Türkiye’ye ilk getiren biz olduk. Ayrıca dünyanın en seçkin bebeklerinin üzerinde görülen, İngiltere’de kraliyet ailesinin tercihi olan Baby Graziella markasının tüm ürün grupları da yine Türkiye’de sadece B&G Store’da satılıyor. Bu yıl Guess Kids markasını da Türkiye’ye getirerek ithal ürün markalarımıza bir yenisini daha ekledik. Ankara Armada’da ilk mağazamızı açtık. Türkiye’de üretilen BG Baby, NBT Jeans, Riccione, Tyess, Firstline, Riccione Basic markaları da mağazalarımızdan tercih edilebilecek diğer markalar.”
Sonuç olarak, 2001 kriziyle atılım yapan Nureddin Nebati, bugün ciddi bir ekonomik kriz içindeki ülkede bakan koltuğunda oturuyor. Şirket yöneticisi iken yaşanan krizi fırsata çevirme ‘başarısı’ gösteren, şirketinin birikimi sayesinde bazı markaları şirketi bünyesine katan Nebati, bakan koltuğunda otururken hem bu krizin yarattığı fırsatlardan bahsedemiyor hem de krizde büyüttüğü şirketini kaybetme endişesinden söz ediyor.
