
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, bazı tanıkların beyanı ve tanıkların beyanlarına karşı sanıkların savunmaları alındı.
Kadın doğum doktoru olan tanık Ümit Beyatlı, bahsi geçen bir doğumda tutuklu sanık Hasan Basri Gök'ün olmadığını, bebek doğar doğmaz bebek hemşiresine teslim ettiğini ve sanığı tanımadığını söyledi. Tanık Meral Bulut, Reyap İstanbul Hastanesi'nde hasta çıkış görevlisi olarak çalıştığını, görevinin taburcu olan hastalardan ödeme almak olduğunu anlattı.
Sanık Renas Kılıç'ı acil sorumlusu olarak tanıdığını ifade eden Bulut, "Ben yenidoğanla ilgili hiç ödeme yapmadım. Ödemeler yabancı hastalarla ilgili, nakit paralar bana geliyor. Ben bu paraları muhasebeye veriyorum, Onlar da ödeme yapıyor. Renas Kılıç normalde Esenyurt Belediyesinde çalışıyordu. Ben Renas'ın usulsüz bebek sevki yaptığını duymadım ve görmedim. Renas'ın yenidoğanla ilgili bir ilgisi yoktu. Acilde çalışıyordu" dedi.
Duruşmada mütalaasını açıklayan Cumhuriyet savcısı tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini ve eksik hususların giderilmesini talep etti.
SANIKLARIN SAVUNMALARI
Esenler Güney Hastanesinin yardımcı hemşiresi tutuksuz sanık Batuhan Çetin savunmasında, tanıkların her şeyi doğru söylemediğini düşündüğünü, bazı tanıkların da sanık olması gerektiğini, bahsi geçen videoda bebeğe müdahale etmediğinin görüldüğünü ve bebeği öldürmeye değil, yaşatmaya çalıştığını ifade etti.
Başka suçtan tutuklu Mustafa Kemal Zengin, tanıkların hiçbirini tanımadığını, savcı Yavuz Engin'e karşı tutumunun yanlış olduğunu bildiğini ve beraatini istediğini belirtti.
Tutuklu sanıklardan hemşire Hakan Doğukan Taşçı da tanık olarak dinlenen Yaren Sena Kayır'ın "Opera" bebek hakkında "Biz bebeği teslim ettiğimizde bebek yaşıyordu" beyanının yalan olduğunu iddia etti.
"İLAÇLARI SATTIĞIM İÇİN PİŞMANIM"
Tanık Kayır'a "kalbini dinledin mi" diye sorduğunu, Kayır'ın ise "hayır" dediğini aktaran Taşçı,"Onlar bebeğin gece öldüğünü fark etmiyorlar. Ben o hastaya kalp masajı uygulamadım. Kalp masajı yapılacak süre geçilmişti. Fırat Sarı bana yine de 'kalp masajı yap' dediği için yaptım. Hasta öleli saatler olmuştu, buz gibiydi. Ben ne biliyorsam anlattım. Suçum var mı? Evet. İlaçları hasta üzerinden düşürülüyordu ve çöpe atılıyordu. Biz de bu ilaçları satma kararı aldık, elden sattık. Böyle bir şey yaptığım için çok pişmanım" diye konuştu.
Tutuklu sanık Fırat Sarı, savunmasında, dün sanık Mustafa Kemal Zengin'in tutuklulara "asalak" dediğini, ancak salonda bulunan sanıkların "asalak" değil "başarılı" insanlar olduğunu söyledi.
Hastalara şifa vermek için eğitim gördüklerini ve hayatlarının bunun üzerine kurulu olduğunu ifade eden Sarı,"Hocalarımın öğrettiği bilgiyi hastalarıma yaymak için elimden geleni yaptım. Ben 15-20 bin arası yoğun bakım hastası baktım" şeklinde savunma yaptı.
Sarı, sanık Zengin'i tanımadığını belirterek, "Bu soruşturma tamamen tapeler üzerinden kurulan bir soruşturmadır. İşimize yarar şeyler tapeleştirilmemiş. Nerede aleyhimize bir konuşma varsa onlar tapeleştirilmiş. Ben kayıtların bize verilmesini ve kendi sesimi dinlemek istiyorum" ifadesini kullandı.
Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının beyanlarının alınması için duruşmayı 28 Nisan Pazartesi gününe erteledi.