USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Arz-ı Hal

06-01-2023

Eskiden adliyelerin önünde “arzuhalciler” vardı. Kelimenin doğrusu, “Arz-ı Hal” olmasına rağmen, galat olarak “arzuhal” denilirdi. Bunlar, az-çok mürekkep yalamış kişilerdi. Mahkemeye veya diğer devlet dairelerine verilecek dilekçeyi bunlar yazardı. Bu dilekçelerde kullanılacak ifade çok mühimdi.

İşte bu arzuhalci örneği bize halimizi Rabbimize arz etme hususunda ilham verdi. Dünyada ve çevremizde olup bitenlere bakınca yüreğimiz yanıyor. Halimizi, hissiyatımızı Rabbimize arz etmek istiyoruz. Çünkü bu ahvali ancak O düzeltir, bu zulümleri ancak O durdurur, bu münkerâta ancak O dur diyebilir, koymuş olduğu hükümleri ancak O uygulatabilir. 

Çoğu defa, Hz. Nuh Aleyhisselâm’ın hissiyatına kapılıp, “Ennî mağlûbun fentasir” [Ben yenik düştüm, bana yardım et!] (Kamer / 10) demekteyim. Zira bütün Peygamber’in şerrinden ve fitnesinden Allah’a sığındıkları dehşetli bir zamanda yaşamaktayız. Elimde bir tek kalemim var. Onunla ne yapabilirim ki… Bu kadar münkerâtın ortadan kaldırılması için devlet gücü lazım. Hele dünyadaki bu kadar münkerâtın, zulmün ortadan kaldırılması için, 60 İslâm ülkesinin tek çatı altında toplanacağı bir yapıya ihtiyaç var.

Halimiz, vaziyetimiz gözler önünde. Halimizi ancak ve ancak, Kâinatın Sultanı’na arz edebiliriz. Her şey O’nun gelinde. O’nun gücü ve kuvveti sonsuz. O’nun izni olmadan bir yaprak bile kımıldamaz. “Kahhar”, “Cebbar”, “Müntakim” gibi Celâllî isimleriyle tecelli buyurduğunda zulüm kılıcını kuşananlar kahr u perişan olur. Nuh Aleyhisselam’ın zamanındaki bütün kâfirlerin, Hûd Aleyhisselam’ın azgın kavmi Âd’ın, Salih Aleyhisselam’ın kavmi Semûd’un, İbrahim Aleyhisselam’a diş bileyen Nemrut ve etbâının, Hz. Musa’nın köle durumundaki Ben-i İsrail’i kurtarmaya teşebbüs ettiğinde peşine düşen Firavun ve ordusunun, Şuâyb Aleyhisselam’ın azgın kavmi Medyen halkının helâk olduğu gibi…

Rabbimiz bizlere iki mekân hazırlamış. Biri bu dünya, diğeri de ebedî hayattın yaşanacağı âhiret diyarı. Orasının da iki mekânı var. Cennet ve cehennem olmak üzere… Bu dünya âhiretin tarlasıdır. Burada ne ekilirse orada o biçilecektir. Cennet yurdu, bu dünyadaki inanç ve ibadetle kazanılacaktır. İşte ızdırabımız da tam bu cihettedir. Öyle bir devirde yaşamaktayız ki, Allah’ın düşmanı olan şeytan bayram etmekte, mü’minler ise ızdırap içerisinde kıvranmaktadırlar.

Tahrim Sûresi’nin 6. âyet-i kerimesinde meâlen şöyle buyrulmaktadır:

“Ey insanlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, iri gövdeli, sert tabiatlı, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.”

Baş göz üzerine Ya Rabbi! İşte bu hususta halimizi Zât-ı Zülcelâl’e arz etmek istiyoruz.

“Ya Rabbi! Evladlarımızı, torunlarımızı Senin rızan dairesinde yetiştirmemiz çok zor. Eğitim sistemi, çevre, medya, uygulamalar Senin hükümlerine ve va’zetmiş olduğun sisteme ters. Bunları düzeltmeye de gücümüz sarmıyor. Halimizi Sana arz ediyoruz, ya Rabbi!

“Ya Rabbi! Senin dinin olan İslâmiyet’i, inzal buyurduğun Kitabın Kur’an-ı Azimüşşân’ı ve Kâinatın Efendisi olan Resûl-i Ekrem’i (asm) çok seviyoruz. Biz mü’min kulların olarak Kur’an-ı Kerim’in ve Sünnet-i Seniyye’nin ahkâmının her sahada icra ve tatbik edilmesini istiyoruz. Çocuklarımızın, torunlarımızın Kur’an ve Sünnet-i Seniyye gölgesi altında yetişmesi halinde cennet yolunun kolaylaşacağına inanıyoruz. Ya Rab, bizlere o güzel günlere kavuşmayı ve o günleri görmeyi, yaşamayı nasip eyle…  

“Ya Rabbi! Halimizi gereği şekilde Sana arz etmeyi, layıkıyla duâ etmeyi, Senden edebli şekilde istemeyi bilemiyoruz. Bu bakımdan, gözümüzün nûru Sevgili Peygamberimizin Senden talepleri ne ise onları istiyoruz. Sahabe-i kiramın, nice nice veli kullarının yaptıkları duâlara aynen iştirak ediyoruz. Onların istediklerini istiyoruz.

“Ya Rabbi! Biz Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde bildirildiği üzere, dinin olan İslâmiyet’in yeryüzüne hâkim olacağına inanmaktayız. Arzumuz, bizlerin de o mesudâne günleri görmesidir.

“Ya Rabbi bu kemter kulunun, aynı duyguları paylaşan bütün mü’min ve mü’mine kardeşlerimin duâsını kabul buyur. Yüzlerimizi güldür Yâ Erhamürrâhimîn!” 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?