Olmakta olanlara bir de, ne parti, ne de kişi isimleri üzerinden değil de, sıfatlar üzerinden bakınız !
Yani, o parti, bu parti, şu isim, bu isim değil de,
kişilerin sıfatları üzerinden,
milli/milliyetçi - sistem/küresel
diye sıfatlayarak bakınız.
Son günlerde 2023 seçimlerindeki CB adayı konusunda, belki de, Türkiye siyaset tarihinde ilk defa milliyetçiler edilgen, pasif değil,
baskın, aktif bir siyaset ile ülke gündemine,
siyaset sahnesine yön verecek şekilde insiyatif sahibi oldular...
Milliyetçiler belkide Türkiye siyaset tarihinde ilk defa böylesine küresellerin karşısındalar ve
insiyatif üstünlüğünü ele geçirdiler...
Belki Türkiye tarihinde ilk defa küreseller oyun kurucu değiller ve müthiş şaşkınlar çünkü ilk defa, onların karşısında, bir başkaları gündemi belirliyor ve onlar gündemin arkasına düştüler, insiyatiflerini kaybettiler...
Türk Milyetçileri gündemi belirleyen oldular ve insiyatifi ele aldılar.
isim önemli değil, kişilik/sıfatlar önemli...
Milliyetçi birisi çıktı,
bir başka milliyetçiyi milli CB'lığı için aday gösterdi..
Küresellerin oyunlarını, inzicamını bozdu..
Ve insiyatif milliyetçilere geçti.
Bir başka millici çıktı,
"milli bir CB adayı çıkarın, destekleyelim" dedi.
ve ekledi,
"eğer milli bir CB adayı çıkarmazsanız, biz elimizi taşın altına koyarız" dedi..
Küreseller iyice afalladılar.
Ve milliyetçilerdeki insiyatif iyice perçinlendi.
Ve klasik taktikleri olan,
Kişi isimleri, kuruluşlar (partiler), eski tarihçeler üzerinden dezenformasyona başladılar.
Fakat artık, atı alan Üsküdar'ı geçmişti...
İnsiyatif artık Türk Milliyetçilerine geçmişti.
Buna birde, partiler üstü milliyetçiler destek vererek eklenince, küreseller iyice sıkıştılar.
Fakat, küresellerde boş duracak değildi ve
hemen milliyetçiler içine sokulmuş profesyonel elemanlar çalışmaya başladı ve durumların pekte farkında olmayan, millici ama partizanlığı daha önde olan kişileri, isimler, partiler, parti aidiyetleri, parti liderlikleri gibi mefhumları kullanarak vatandaş nazarında bu milliyetçi çıkışı boğmaya çalıştılar ama yeterli olamadılar çünkü halkın %67'si oluru vermişti..
Ama nedense,
kendini, milli, millici, Türk, Türkçü tanımlayan veya bilinen veya gösterenlerden bile,
şu gelişime, değişime, çeşitli fikri, zikri, partizanist hastalıkları sebebiyle,
bir kısmı daha üstündeki makamdakilerin işareti ile,
bir kısmı işaret dahi almadan (güya) piar ve rol çalıp kendini gösterme istekleri ile,
bir kısmı hiç bir şeyin farkında olmadan salt tabela partizanlığı sebebi ile, karşı duruş gösteriyor..
Öyle ki, 23 milli parti ve 7 milli stk'nın katıldığı, 2023 seçimlerinde, milli partiler arasındaki işbirliklerinin konuşulduğu,
CB seçimi ve CB adaylarının/adaylıklarının "C"sinin dahi konuşulmadığı bir arama toplantısını dahi,
halkı manipüle amacı ile yalan haberle,
(güya) ayrı bir CB adayı belirlenmesi ve ilanı,
CB seçimindeki ittifak yapacak, 3'ncü ittifak grubu gibi haberleştirebiliyorlar..
Üstüne üstlük küreselciler bu yalan haberi,
kendi bilinen yayın organlarında da değil, milliyetçi olduğu düşünülen bir yayın organında yaptırabiliyorlar.
Yani, milliyetçileri milliyetçilere kırdırma operasyonlarının medyatik türü yapmaya çalışıyorlar.
Halbuki,
Türkiye siyaset tarihi boyunca belki de,
ilk defa,
milliler, milliyetçiler, Türk'ler, Türkçü'ler,
ülkenin kaderine bu kadar netlikle yön verebilme noktasındalar.
Fakat, küresel ağababalar ve onların millicilerin Türkçü'lerin dahi içine soktukları yerli işbirlikçileri, toplumu ve toplumdaki milliyetçileri dezrnforme etme çalışmalarına
hız verdiler.
Durumun ayırdına henüz varamamış bazı milliyetçilerde, bilerek/bilmiyerek,
kendi bazı oluşumlarını, partilerini, fikriyatlarını bahane ederek,
Türkiye tarihindeki belkide ilk defa olmak üzere olan, millilerin ülke kaderi üzerindeki bu kadar ağırlığını ve aktifliğini baltalamakla meşguller..
Örneğin,
bizim "Bu çıkış!" yazımızda dahi,
hiç bir parti ismi,
şunculuk, bunculuk, herhangi bir oluşum adı geçmemesine rağmen,
şu anda olmakta olanların,
ne kadar önemli, büyük gelişmeler olduğunu anlatabilmek adına,
sadece,
teklif eden ve teklif edilenin adını kullanmamız bile,
şu anda olmakta olanları sindiremeyenlerce,
nasıl, hiç olmadığı halde ne taraflara çekildiğini gösterdi...
İsimler, partiler ve şu anda Türkiye'ye dayatılan paradigmalara sığınmış, amirliğini kabul etmiş,
o kadar çok "tatlısu milliyetçisi" gördük ki !
Bir milliyetçinin,
başka bir milliyetçiyi,
T.C.'nin CB'lığına aday göstermesinin değerini anlayamamanın ötesinde,
tamda kurdukları düzenin bozulmasını istemeyen/istemeyecek küresellerin ağızları ve gösterecekleri sebeplerle,
tamda küresellerin işine gelecek şekilde,
itiraz ediyorlar.
Türkiye bunu gördü.
Ama, Türkiye bir şey daha gördü ve küresellerde gördü ki,
bir milliyetçi daha çıktı ve destek verdi.
dedi ki "eğer bir milli CB adayı çıkartmazsanız, biz elimizi taşın altına koyarız"
bu milliyetçinin çıkışı ile iyice cendereye girdi küreseller...
Her ne kadar,
'tatlısu milliyetçileri" bunu görmese/göremese,
bilerek/bilmiyerek, bu gelişmeye
(sebeplerini yukarıda saydık) karşı çıksada, artık kervan yola çıktı...
Velev ki, küreseller yinede milliyetçileri dinlemezler ve milli bir CB adayı göstermezlerse,
milliyetçilerde c aşamasına geçer...
Yine, milli bir CB adayı çıkartmamakta direnilirse,
milliyetçiler, d aşamasına geçer...
Yani, yaşananların özü şu..
Türkiye tarihinde belki ilk defa,
milliyetçiler pasif değil,
edilgen değil, takip eden değil, önüne konan ile yetinen değil...
Türk Milliyetçileri ilk defa,
masada oyun kurucu konumda ve küreseller tali...
Yani ilk defa,
küreseller oyunu kurmuyor ve takipçi pozisyonunda..
Olan bitene birde bu yönden bakılırsa,
Türk Milliyetçilerinin mücadelesinin büyüklüğü
daha iyi anlaşılacaktır diye düşünüyoruz...
Sağlıcakla kal Yüce Türk Milleti'm...
