USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BEN DOĞAYIM

22-01-2018

İlk başta sadece ve sadece canlı doğa anaydı hep birdik. Doğanın uyumlu çocukları onun bir parçasıydık. Sonra insanlar, bitkiler, hayvanlar diye adlandırdık ama yine ayrışmadık. Doğayı oluşturan uyumlu güçler dengesiydik. Birbirimizi yaşattık.  Doğa insana akıl verdi ama akıllanamadık. Hayvanları türler, bitkileri türlere, insanları ırklara ayırdık. Her ayrım bizi biraz daha uzaklaştırdı, doğa anadan bizi aydınlatan ışıktan.

Sonra biz insanlar kendimizi yere göğe sığdıramayan insanlar, kendini o kadar büyük erişilemez her şeyin yaratıcısı hâkimi sanan insanlar. Kendimizi ayrıştırmaya başladık. Öncenin sonrasında sadece insan vardı. Sonra ırklara bölündük;  Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Alman, Ermeni, Kızılderili, kara derili, sarı derili, Rus, İngiliz, Hintlisi, Çinlisi, Japon vs vs vs bir sürü SÜRÜ vs. Her ayrışmamız da biraz daha düşman olduk bir birimize! Irkımızla övünen zavallılardık oysa.

Bu da yetmedi bize bu defa; inançlarla bölünmeye başladık. Musevi, Hıristiyan, Müslüman, Budist vs. vs. vs. Sayısız yine bölündük ve artan sadece düşmanlık oldu. Bu da yetmedi! Bu defa; Hıristiyanlar, Katolik, Süryani, Ortodoks, Protestan vs. vs. Müslümanlar ise Alevi, Sünni…

Her bölünme savaş ve acı getirdi. Bizim yaftamızı taşımayan bir olan insanı düşman ilan ettik ve bizden olmayanı öldürmeye başladık. Bununla da gurur duyduk. Üstün ırk olduk. Sahi tarih boyunca savaştı insanlar. İnsanlığın tarihi savaşların tarihi olarak başladı. Bu savaşlarda kim kazandı kim kaybetti. Kazananı küçük bir azınlık kaybedeni insanlık oldu.

Güçlü zayıfı ezmeyi öğrendi. Bu defa güçlü diğer tarafı yenebilmek için daha fazla bilmesi gerekiyordu. Bilgiyi hapsettik. İnsanlığın geleceği için değil, kendi geleceğimiz için kullanmaya başladık. İyi biliyorduk tarih bize göstermişti. Bilgi kimdeyse güç onun elindedir. Bilgi insanı yaşatmak daha mutlu etmek yerine azınlıkların elinde, çoğunluğu ezen güç oldu. Bilgi gücünü para diye adlandırdık sonunda.

Her ayrışmada mutlu olan azınlık. Mutsuz olan çoğunluk vardı. Bencildik, doymazlığımız vardı. Gücün esareti vardı. Hakim azınlık gücün esiri olmuştu. Çoğunluk ise azınlığın esiri olmuştu. Farkına varamadığımız bir tek şey vardı. Tüm insanlar esaret altındaydı.

Yeniden hür olmak, doğayla bir olmak, ne kadar zor gözükse de imkânsız değil aslında. Farklılık diye adlandırdığımız soyut sıfatlarımızı bir kenara bıraktığımızda. Bilgiyi insan odaklı kullandığımızda yeniden doğanın bir parçası olur. Ben doğayım der. Mutlu ve özgür yaşarız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?