Bu soru, üzerinde yaşadığımız toprakların gerçek sahiplerini anlamak ve hatırlamak adına bugün her zamankinden daha önemlidir. Vatan, yalnızca sınırlarla çizilmiş bir coğrafya değildir; uğruna can verilen, alın teri dökülen, nesilden nesile aktarılan kutsal bir emanettir.
Bu vatan;
• Cephede canını ortaya koyan askerindir,
• Çocuğunu sırtında mermi taşıyarak büyüten kadının hakkıdır,
• Tarlasını ekip biçen köylünün, emeğiyle ayakta duran işçinin payıdır,
• Kalemiyle, aklıyla, bilimiyle ülkesine hizmet eden aydınların, öğretmenlerin eseridir.
Ama en önemlisi, bu vatan, bedel ödeyenlerindir. Düşmana karşı son kurşunla direnen kahramanların, bağımsızlık mücadelesinde yitip gidenlerin, özgürlüğü ve onuru her şeyin üstünde tutanların hakkıdır.
Bugün, bu hakkı teslim etmek ve emanete sahip çıkmak hepimizin görevidir. Bu toprakların gerçek sahibi, hiçbir çıkar gözetmeden milletini seven, ülkesinin geleceği için çalışan herkesin ortak adıdır: Türk Milleti.
Bu vatan, korkusuzca doğruyu söyleyen gazetecilerindir, haksızlık karşısında dimdik duran gençlerindir, aklıyla, emeğiyle, cesaretiyle yaşamını ortaya koyan herkesindir.
Peki, ya hainler? Ülkenin geleceğini karartan, toplumu bölen, vatanı pazarlık masalarına taşıyanlar? Onlara bu vatanın hiçbir yerinde yer yoktur. Çünkü bu topraklar, ancak bedel ödeyenlerindir.
Unutmayalım: Bu vatan, Atatürk’ün yolunda ilerleyenlerin, Cumhuriyet’in değerlerini savunanların, ulusun egemenliğine sahip çıkanların vatanıdır. Öyle kalacaktır!
Ve sormaya gerek bile yok: Bu vatan, Türk milletinindir!