Bizim Saffet göndermiş…
Okuyunca paylaşmak istedim, “bir duvarımız olsaydı, her gün bende iş-erdim, o zaman anlaşılırdık sanırım…”
Yıl, 1887…
Gazetecinin biri, Victor Hugo’ya soruyor… Eserleriniz ve siz bugün çok olumlu eleştiriler aldınız, çok övüldünüz...
Bunlar arasında sizi en çok hangisi hoşnut etti?
Hugo anlatıyor: Karlı bir kış gecesiydi… Eş dostla yiyip içmiştik… Mesafe kısa diye, evime yaya olarak dönüyordum… Fena halde sıkışmıştım… Hızlı adımlarla, malikânemin bahçe kapısına vardım... Kapı kilitliydi… Var gücümle uşağıma seslendim: “İGOOOOOOOR…”
Defalarca haykırmama karşın İGOR beni duymuyordu… Si-dik torbam Atlas Okyanusu büyüklüğüne ulaşmıştı... Altıma kaçırmak üzereydim… Yaşlılık işte... Çaresiz, bahçe duvarına yanaştım, etrafa bakındım, görünürde kimse yoktu, fermuarımı indirdim ve “su dökmeye başladım...”
Tam o sırada arkamda bir at arabası durdu... Hiç kıpırdamadan, sessizce işiyordum… Arabacı nefret dolu bir sesle “seni haddini bilmez, buruşuk o… çocuğu” O iş-ediğin, Sefillerin yazarı Victor Hugo’nun duvarıdır, dedi...
İşte, hayatımda duyduğum en iltifat dolu söz buydu…
Dünün sözü: “lafa bakılmaz ayin esi ç-iştir kişinin…”