USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ESNAF VE İŞÇİNİN HALİ

22-03-2020

Değerli okurlarım ülke ekonomisi her geçen gün çıkmaza giriyor. Bu yetmezmiş gibi üstüne bu virüs salgını da tuzu biberi oldu adeta. Dünya da olduğu gibi bizde de bir takım tedbirler alınıyor ama bu alınan tedbirler gerçekten esnafın ve işinden koparılan işçinin yarasına merhem oluyor mu dersiniz?

Lokantalar,

Cafeler,

Berber ve kuaför salonları

Eğlence merkezleri,

Kısaca bu ve bunun gibi birçok farklı işletmeler virüs nedeniyle tedbir amaçlı kapatıldı.

Bu sağlık açısından elbette gerekli tedbirler arasında yer almakta.

Fakat işin birde perde arkası ekonomik boyutu var.

Peki bununla ilgili tedbirler yeterince alındı mı derseniz işte orda olumlu bir tablo maalesef gözükmemektedir.

 

Değerli okurlarım, ivedilikle yapılması gerekenleri sıralayalım,

Ankara’nın esnafın ve işçinin içinde bulunduğu çıkmaz tabloyu duyması için ve gerekli tedbirleri alması için:

 

  • Öncelikle bankaların alacak kredilerini en az bir ay ertelemesi için gerekli yasal düzenlemenin yapılması şart,
  • Daha sonra gerek özel, gerekse resmî kurumlar kiracılarından  en az bir ay kira almaması için yasal düzenleme getirilmesi şart,
  • Bir başka husus ev sahiplerinin kiracılarından en az bir ay kira almaması için yasal düzenlemenin yapılması şart,
  • Diğer önemli bir konu, işçi ve esnaf kesimin devlete olan vergi, trafik borcu, SGK borcu vs gibi borçlar faizleri silinerek ileriki bir tarihe ertelenmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması şart,
  • Bir diğer husus, belediyelerin işçi ve esnaf kesimden bu yılki emlak vergisini yanı sıra en az bir aylık su kullanım bedeli almaması için yasal düzenlemenin getirilmesi şart,
  • TEDAŞ’ın işçi ve esnaf kesimden en az bir ay elektrik kullanım bedeli almaması için yasal düzenlemelerin yapılması şart,
  • Telekom, Türkcell ve Vodofone gibi kuruluşların işçi ve esnaf kesimden en az bir aylık telefon ve internet kullanım bedeli almaması için yasal düzenlemeler yapılması şart
  • Asgari ücretle çalışan ve şu sürede ücretsiz olarak izne gönderilenlere devlet tarafından en az 2.500. TL nakdi yardım yapılsın,

 

Değerli okurlarım herhangi bir ülkede beklenen veya ortaya çıkan panik ortamında güven çok önemlidir elbette.

Halk, ülkeyi idare edenlerin eğer varsa hatalarını görüp eleştirmeli ama güven duygusunu
asla ama asla kaybetmemelidir.

Peki bizde durum nedir? Bu virüs salgını yüzünden ne yazık ki bu süreci yönetmekte olanlara duymak istediğimiz güveni yitirmemize neden oldu.

Örneğin Aytaç Yalman Paşa'nın koronadan, hem de resmi kayıt altında iken vefat etmiş olması bunun en somut örneğini teşkil etmektedir.

Şöyle bir düşünün, Aytaç Paşa’nın geçmiş yıllarda Kara Kuvvetleri Komutanlığı yapmış olan

emekli bir orgeneral olduğunu.

Koronavirüs emareleri görülüyor, tedavi herhalde sonuç vermemiş olmalı ki, vefat ediyor ve olay öğrenilmesin diye sessiz sedasız gömülüyor.

Bu olay ülkemizdeki koronadan ölen üçüncü ölüm vakası…

Ne acıdır ki devletimiz bu ölümü halkından gizliyor.

Olay ortaya çıkınca Sağlık Bakanı günler sonra itiraf etmek zorunda kalıyor!

Çok merak ediyorum, sayın bakanın bu durumdan haberi mi yoktu?

Şayet yoksa bu durum çok daha büyük bir skandal demektir.

Veyahut vardır da kendisine yukarıdan bu doğrultuda talimat mı geldi acaba?

Yani ordunun en üst düzeyine gelmiş bir komutanın bütün dünyanın belası olan bir hastalıktan vefat ediyor ve bu haber gerek bilerek olsun gerekse bilmeyerek toplumdan saklanıyor.

O zaman akıllara ister istemez şu sorular geliyor:

Aytaç Paşa'nın ölümünü dahi toplumdan gizleyenler acaba başka neleri gizlemeye çalışıyor?

Hasta sayılarını mı?

Ölümleri mi?

Tıbbi malzeme eksiklerini mi, neleri?

Değerli okurlarım hem çok zor, hem de meşakkatli bir süreçten geçiyoruz bu günlerde.

Allah hepimizin yardımcısı olsun demekten başka birşey gelmiyor elimizden.

Doğruları söylediğin zaman hain ilan ediliyorsun,

Provokatör, kışkırtıcı ilan ediliyorsun,

Susunca ülkenin bu halde olmasına yüreğin dayanmıyor.

İktidar kesimi ve iktidarın yandaş ve yalaka medya devamlı olarak pembe haberler pompalayıp her şeyin iyiye gittiğini yalanını söylüyor

Neymiş efendim her şey düzelmiş, ya da düzelecekmiş!

Utanmasalar neredeyse sokak ortasına çıkıp avaz avaz kıçları yırtılırcasına bağıracaklar
İyi ki korona çıktı da bu olumlu tabloları karşımızda gördük!

Oysa ki tablo hiç de iyi görünmüyor durum vahim!

Bu öyle bir hastalık ki, vaka ve ölüm sayıları geometrik dizi ile başka bir deyişle hızla katlanarak artıyor.


1-5-6-18-47-98-191-359-670-947 gibi…


Hal böyle olunca bir anda yüz binlerce gariban kesim,

Alt düzey gelir grubundan yüz binlerce kişi ya işsiz kaldı,

Ya da umutlarıyla birlikte güvenini de yitirdi.

Bırakın hastalığı ve sağlığı bir yana,

Milyonlarca insanımız ekonomik ve sosyal güvenini yitirmiş durumda.

Ömür süresini çoktan tamamlamış olan iktidar,

Patronları istediği kadar kurtarmaya kalkışsın,

Onlara 100 milyar liralık teşvik paketleriyle birlikte kıyaklar armağan etsin,

Ekonomi iflas etti kurtulması mümkün değil bu durumda.

Peki bu durumda en önemli konu nedir derseniz, elbette işsizliktir.

Birkaç gün içerisinde işsiz kalmaya mahkûm edilmiş olan milyonlarca insanımızdır.

Bizi zor günler bekliyor…

Durum vahim…

Ve unutmayalım, biz Türkiye olarak henüz işin çok başlangıç aşamasındayız.

Henüz bir Çin, bir İran, bir İtalya, bir İspanya falan olmadık ama bu olmayacağız anlamına da gelmiyor elbette.

Şayet dikkat ettiyseniz hep aynı şeyi ifade ediyorum

İnşallah yanılırım ama

Şimdi de aynı şeyi söylüyorum…

Durum karamsar, tablo karamsar ve her şey yeni başlıyor.

Ve henüz işin en başındayız

Aytaç Paşa'nın koronadan ölümü bile 82 milyon halkımızdan gizlendiyse,

Ve güven duygumuzu yitirdiysek.

Gerisini varın siz düşünün...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?