Yaklaşık dört aydır, hoca arkadaşlarla birlikte “Fıkhu’l Büyu’” okuyoruz. Yani, “Ticaret Hukuku.” Ahmet Çelik Hocam bu dersin okunacağını bizlere ve sosyal medya aracılığıyla şehir halkına duyurdu. Bilhassa ticaret erbabının bu dersleri takip edebileceğini bildirdi. Koca şehirden dersimize yalnızca iki ticaret erbabı katılıyor. Oysa Müslüman tüccar için bu konu çok çok mühimdir. Hz. Ömer (r.a.), hilâfeti zamanında, ticaret hukukunu bilmeyenleri çarşıya sokmaz, onları ticaretten menedermiş. Zira alışveriş fıkhını bilmeyenler, yaptıkları muamelelere haram karıştırabilirler. Aslında bu gibi derslerin televizyonlarda da işlenmesi lazım. Diyanet TV bunu yapabilir.
Biz dersimizde Pakistanlı bir âlim olan Muhammed Takiyyü’l Osmanî’nin dört mezhebe göre yazdığı “Fıkhu’l Büyû’” isimli iki ciltlik eserini okuyoruz. Eserde, alışverişle ilgili temel konular, devlete ait ticaret hukuku ele alınmakta. Pek çok konu dört mezhebe göre işlenmekte. Ayrıca Avrupa’da mer’iyette olan ticaret hukukundan da yer yer örnekler verilmekte ve İslam ticaret hukuku ile mukayesesi yapılmakta.
Müellif, eserin takdim kısmında, şu anda İslam devletlerinin büyük ekseriyetinde İslam fıkhının uygulanmadığını belirttikten sonra, bu durumun şu iki menfi neticeyi doğurduğunu belirtmekte: 1. Bu durum fıkıh ilmindeki araştırmayı durdurdu. 2. İslâm fıkhının tatbikatı engellendi. Dolayısıyla bu büyük servet gizli kaldı. Bilhassa İslâm ülkelerindeki hâkimler İslâm ticaret hukukunu bilmeli. İslâm ticaret hukuku yazılmalı.
Günümüzde İslam ülkelerindeki hukuk fakültelerinde Avrupa ülkelerinin ticaret hukuku okutulmakta. İslâm ticaret hukuku ya hiç okutulmamakta, ya da sathî olarak üzerinde durulup geçilmektedir.
Alışveriş fıkhının hem itikada, hem muamelâta ait yönü vardır. İslâm inancına göre, alışverişin Allah’ın hükümlerine göre yapılması farzdır. İslâm’ın hükümleri dışındaki muameleler batıldır. Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şerifler ticaret hukukuna ait temel esasları belirlemiştir. Müçtehitler ise, Kur’an’a ve hadise dayanarak içtihatlar yapmışlardır. Böylece İslam ticaret hukukunun temel esasları ortaya çıkmıştır. Bu esaslar ise fıkıh kitaplarında belirtilmiştir. Bu konu, mufassal fıkıh eserlerinde ya “Fıkhu’l Büyû” başlığı altında bir bölüm olarak, ya da bizim okuduğumuz eser gibi müstakil eserlerde işlenmiştir.
Bizim dört ay boyunca okuduğumuz onlarca konudan bazılarının başlıklarını vermek istiyorum: Bey’ü Şira’ın (alışverişin) temel esasları, Bey’in rüknü, icab ve kabul, icab ve kabulü yerine getirmenin yolu (aslı, dille, ağız ile ifade edilecek. Ancak dilsiz insanın işareti kabuldür. Bazen konuşabiliyorsa, sadece işaretle mün’akit olmaz. Konuşabiliyorsa, başıyla tasdik etmesi geçerli değildir.), Yazı ile telefonla alışveriş yapmak, elçi göndererek alışverişin gerçekleşmesi, icap hali ne vakit sakıt olur?, icabın belli bir vakitle sınırlanması, alışverişte sukut kabul değildir, Hıyaru’l Meclis, Tırampa yoluyla alışveriş, emanet para (kendi ihtiyacı için kullanamaz), kaparo (Cumhura göre câiz değil. Hanbeliye göre câiz), Müzayedenin hükmü (açık arttırma yoluyla satış), Açık arttırmada satıcı malını korumak için kendisi fiyat verebilir, ihalenin şartları, manakase (düşük fiyat vermek), şartnâmeden para almak câiz mi?, ihaleden vazgeçmemek için teminat vermenin hükmü, hangi alanlarda borç senedi câiz olmaz, hazine bonoları câiz mi?, ihalede anlaşma câiz değil, Essar’a (ihalede karşı tarafı devre dışı bırakmanın hükmü), çocuğun satması-satın alması, sarhoşun alışverişi, gayr-ı Müslimlere bir malı satmak, küffâra silah satışı ve onlardan silah almakla ilgili hükümler (Meselâ silah verelim, Müslüman esirleri kurtaralım, bu câiz değil. Hatta düşman silah imal edecek diye onlara demir satmak da mekruh), Müslüman devlet idaresine başkaldıran bağiye, hırsıza silah satılmaz, Ceziretü’l Arab’ta küffara toprak satılmaz, uzunca kalmasına izin verilmez, Ceziretü’l Arab dışındaki yerlerde kâfirlere toprak, ev satılabilir mi?, (Ulemânın görüşü: Filistin’de Yahudi’ye toprak satmak yasak), Nâib malı kendine alabilir mi?, Harbilere harp âleti satmak câiz değil, çan yapacaksa bakır satmak câiz değil, kâfire Mushaf, hadis kitabı satılmaz, aldatmak alışverişi ortadan kaldırır, alışverişte aldatmanın çeşitleri, mescit genişletilirken yapılan istimlaklerin hükmü, savaş halinde devletin ihtiyaç duyduğu şeyler bedelini vererek alınabilir, hükümet stokçuları, stok yaptığı malı satmaya zorlar, şüf’a hakkı (malını satan, öncelikle ortağına, komşusuna satması lazım)… İşte bunlar gibi onlarca konuyu öğreniyoruz. Öğrenmeye de devam edeceğiz, inşallah…