Rabbimizin “Oku!” emrine, “semi’nâ ve ‘ata’nâ” [işittik ve itaat ettik] diyenlerdeniz, elhamdülillah. Okumayı çok sevenlerdeniz. Bazen günde 12 saat okuduğumuzolmuştur. Günde en az dört saatimizi okuma ile geçirmekteyim. Kitaplar benim en samimi dostumdur. Onların yanında huzur bulmaktayım. İnanın, hayat kitaplarla güzel. Doğrusu bu ya, kitap okumayanlara hayret etmekteyim. “İnsan nasıl kitap okumaz?” Ya da bir başka şekilde sorayım, “Kitap okumayan nasıl bir insandır?”
İstanbul’a gidince, ilk iş olarak kendime “kitap dostlar edinmek” oldu. Bizim delikanlı Muhammed Doğan Hocamın “Besmele” kitabı ile Ömer Nasuhi Bilmen’in “Fetih Sûresi” tefsirini almıştı. Ben de Muhammed Doğan Hocamın Heybil Yayınları’ndan çıkan “Ezan’daki Davet” kitabını aldım. Semendel Yayınevi’ndeki arkadaşlar yeni çıkan “Küçük Sözler”i hediye ettiler. Yayıncılık dünyası krize girince, “güvenlik görevlisi” olmayı tercih eden Fikret Tunç kardeşimizi görev yaptığı kütüphanede ziyaret ettim. Diş kirası olarak “Mecmuâ-i Fetih”i hediye etti. Böylelikle nevalemizi almıştık. Gidene kadar bizi idare ederdi. Hemen okumaya başladık.
Ezan’daki Davet: 94 sayfa, cep boy, nefis ciltli kapak içerisinde muhtevası çok dikkat çekici bir eser. Ele aldığı konular şunlar: İhlas, müsbet hareket etmek, tasavvuf ve tarikat hakkında, kelam ilmi hakkında, ictihad hakkında, masumiyet ve hatâdan hâil olmak sadece Kitab ve Sünnet’in hassasıdır, fırka-i naciye hakkında, ehl-i kıbleyi tekfir etmemek hakkında, Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin ziyaretine gelenler hakkında, Ezan’daki Davet hakkında, makamât-ı maneviye hakkında… Cepte taşınıp tekrar tekrar okunacak bir eser. İki günde bitirdim.
Besmele: Risale-i Nur Külliyatı’ndan Sözler isimli eserdeki “Birinci Söz” Besmele’ye dairdir. Bu eser o sözdeki hakikatleri şerh etmekte. Bismillah’ın her hayır şeyin başı olduğu ilmen ispat edilmekte. Kur’an-ı Azimüşşan’daki âyet-i kerimeler nazarlara verilerek bütün mevcudatın “Bismillah” dediği hatırlatılmakta.
Küçük Sözler: Semendel Yayınevi, Bediüzzaman Hazretleri’nin “Küçük Sözler” isimli eserini, müellifin el yazısıyla birlikte neşretmiş. Bir sayfada müellifin Osmanlıca yazısı, diğer sayfada Latince okunuşu… Ne büyük gayret ve samimiyet. Allah demenin bile yasaklandığı bir devrede, eserin müellif-i muhteremi, güç bela temin ettiği bir deftere zor okunan el yazısıyla Kur’an-ı Azimüşşan’ın hakikatlerini tefsir etmeye başlamış. Eserin sonuna şu açıklamayı not olarak düşmüş: “Şu Küçük Sözler’i bidayette müsvedde olarak kendim ve kendi müşevveş hattımla yazmaya mecbur oldum. Çünkü o vakit herkes benden çekiniyorlardı.”
Fetih Sûresi Tefsiri: Ömer Nasuhi Bilmen merhumun bu eserinde hem bu mübarek sûre tefsir edilmekte hem de İstanbul’un tarihçesi ve fethi ile Fatih Sultan Mehmed’in hayatı hakkında hülasa olarak bilgi verilmekte. Güzel bir eser.
Mecmûa-i Fetih: Sinan Alemdar’ın hazırladığı, Fatih Belediyesi’nin neşrettiği, orijinal bir eser. Fetih ordusunun İstanbul önlerine gelişinden fethin gerçekleştiği ve daha sonra Ayasofya’da namaz kılındığı tarihe kadar geçen hâdiseler, gazete lisanıyla aktarılmış. Doğrusu bu ya çok orijinal bir çalışma olmuş. Sinan Alemdar’ı ve böyle güzel bir çalışmayı yayınlayan Fatih Belediyesi’ni tebrik ederim. Fikret Bey’den öğreniyorum, Fatih Belediyesi iki yılda 11 kütüphane yapıvermiş. Hedef her mahalleye bir kütüphane yapmakmış. Kitaba, kütüphaneye, gençlerimizin kitap okuyacakları mekâna kavuşmasına ehemmiyet veren Fatih Belediye Başkanı M.Ergün Turan Bey’i tebrik ederim. Diğer belediyeler bu güzel çalışmayı örnek almalı. Her mahallede böyle kütüphaneler açılsa, gençlere orada bir simit, bir poğaça, çay ve meşrubat ikram edilse, gençler orada ders çalışsa, kitap okusa, okumak için kitabı alıp evlerine götürüp okuyup getirseler ne güzel olur. Ülkemin bütün belediye başkanlarına duyurulur… İnanın hayat kitaplarla güzel.