Bu işte bir terslik var.
Hem pandemi döneminde vatandaş perişan, para kazanamıyor. Evlere hapsedildi. Bir taraftan cenazelerini tek başına defnediyor. Acısını kimse ile paylaşamıyor. Bu kadar acı ve felaketin üzerine marketlerden, esnaftan kazık yiyiyor. Fedakarlık yaparak fiyat indirimine gidilmesi gerekirken, fiyatları üç katına çıkarıyorlar.
Bu ramazanda oruç tutan sözde müslümanlar da bu zammı yapıyorlar. Peki bu mübarek ayda din kardeşine atılan kazıktan elde edilen kazanç helal olur mu? Zift katran olur, zehir zıkkım haram olur. Hükümette pes etti galiba. Bütün belediyelere tanzim satış mağazaları açmaları için kanun çıkarmalı, bu dindaşına kazık atanların karşısına rakip olmalıdır. Tanzim satışlar geçici olmamalı. Hep kalıcı olmalı. Ürünleri tarlada üreticiden toptan almalıdır. Halden almamalıdır. Toplum yararına çok az bir karla satış yapmalıdır.
Temel gıda maddeleri satan, her mahalleye bir tanzim satış mağazası açılmalıdır. Yoksa bu kriz fırsatçıları ile başka türlü başgelinmez. Hükümet oy kagısı içinde olmamalıdır. Böyle kayıtsız kalmakla zaten oy kaybediyor. Dargelirlinin oyunu alır. Varsın varlıklı oy vermesin. Dar gelirlinin oy oranı daha yüksektir.
Hükümetler, fakirleştirdikleri vatandaşı bilmez mi? Gayet iyi bilir. Şu kadar yeşil kartlıya yardım ediyoruz diye övünüyorlar ya.. Halkı fakirleştirdik demiyorlar. Gelen bütün iktidarlar bilerek ve isteyerek, Çiftçiyi ve hayvan üreticisini fakirleştirdiler. Avrupa Birliği'nin talimatı üzerine bunu yaptılar. Küçücük Hırvatistan'dan bile et aldık.
Bir zamanlar Teröristi görmezden gelince, köylü dağlara çıkıp hayvanını otlatamadı. Böylece et, süt üretimi de düşmüş oldu. Şimdi dağlarda terörist kalmadığına göre, köylüye hibe şeklinde küçük veya büyükbaş hayvanlar verilmelidir. Vesselam.