USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İdarecilerin işi zor...

25-03-2024

İdarecilik, mesuliyeti büyük, imtihanı şiddetli bir iştir. İdareci derken yalnızca devlet işinde idarecilik görevi olanı kastetmiyoruz. Ailenin reisi de, evin hanımı da, yerine göre işçi de bir idarecidir. Her biri kendi çapında mesuliyet sahibidir. Sevgili Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

“Her biriniz çobansınız ve her biriniz sürüsünden mes’uldür. Hükümdar, iş başındakiler çobandır, tebaasından mes’uldür; erkekler de âilelerinin çobanıdır ve sürüsünden mes’uldür. Kadın kocasının evinin çobanıdır, o da sürüsünden mes’uldür. Hizmetçi de efendisinin malını gözetir ve ondan mes’uldür. Hulâsa, hepiniz çobansınız ve idâreniz altındakilerden mes’ulsünüz.” (Bu hadis-i şerifi İbn-i Ömer (ra) rivayet etmiştir. Riyazü’s Sâlihîn, c. 2, s. 73, 656 no’lu hadis)

Bu “çobanlar” içerisinde durumu en sıkıntılı, işi en zor, hesabı en ağır olanlar, devlet idaresini üstlenenlerdir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazılarına bakalım:

“Ebû Ya’lâ Ma’kıl b. Yesâr’dan (ra) Peygamber Efendimiz:

“Allah herhangi bir kulun idaresi altına başkalarını verip de o kimse idaresindekilere hıyânet ederek ölürse, Allah o kimseye cenneti haram kılar” buyurmuştur.

“Bir rivayette: “İdaresini üzerine aldığı kimselere iyi bakmazsa ona cennet kokusu gelmez” buyrulmuştur.

“Müslimin bir rivayetinde: “Herhangi bir emir Müslümanların işini üzerine alır da onlar için hayr-hahlığa çalışmazsa, Müslümanlarla birlikte cennete giremez’ buyrulmuştur.” (R. S., c.2, s. 75, h. no: 657)

Hazret-i Âişe radıya’llahu anhâ’dan, Resûl-i Ekrem salla’llahu aleyhi ve selem:

“İlâhî! Her kim milletin işinden bir vazifeye tâyin olunur da onları meşakkate düşürürse, sen de onu meşakkate düşür ve her kim milletin işinden birine tâyin olunur da onlara karşı rıfk ile muâmele ederse, sen de dünya ve âhirette ona yumuşaklık göster’ buyurmuştur.” (R.S., c.2, s. 75, h. no: 658)

“Âiz b. Amr’dan (ra): Bu zat, Abdullah b. Ziyâd’ın yanına girmiş ve ona şöyle demiştir:

“Oğlum, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den işittim: ‘Âmirlerin en fenâsı merhametsiz ve katı yürekli olup şiddet ve unf ile [sertlikle] muâmele edendir’ buyurdular. Sakın onlardan olmamaya çalış.” (R.S., c.2, s. 76, h. no: 660)

“Ebû Meryem el-Ezdî’den (ra) rivayete göre, bu zât Muâviye’ye (ra) şöyle demiştir:

“Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in:

“Allah-u Teâlâ bir kimseyi Müslümanların herhangi bir işini görmeğe memur eder de o kimse Müslümanların eksik ve gediklerine karşı kapısını kapatır, kulak asmazsa Allah-u Teâlâ da kıyamet gününde onun ihtiyacına bakmaz’ buyurduğunu işittim.

“Bunun üzerine Muaviye halkın ihtiyaçlarını kendisine duyurmak için bir adam tayin etti.” (R.S., c.2, s. 77, h. no: 661)

Sahabe-i kiram, bu hadis-i şeriflerden haberdar oldukları için, devlet hizmetinde bulunmaktan ve hele de idarecilikten kaçınırlardı. Ancak devlet çarkının dönmesi için de bu işi üstlenenler lazım. Gerçekten ehil iseler, bu hizmetten kaçınmak da mesuliyetlidir. Zira o vakit idarede kargaşa, sıkıntı baş gösterir, ahali maddî-mânevî sıkıntıya düşer.

Peygamberimiz (asm) kendisinden idarecilik veya memuriyet isteyen kimselere, “Biz isteyenlere bu görevi vermeyiz” buyurmuşlardır.

İster memur olsun, ister âmir; devlet görevini üstlenenler o işin ehli olacaktır. İkincisi vazifesini hakkıyla yerine getirecek, üçüncüsü zulmetmekten şiddetle kaçınacak ve halka şefkatli davranacaktır.

Hadisin râvilerinin de örnek olduğu gibi, icabında bir Müslüman, idarecilere hakkı söyleyecek, görevini düzgün yapmasını hatırlatacak, hele idareci zulme sapmışsa, onun karşısında durup zulümden vazgeçmesini söyleyecektir.

Bu hadis-i şerifleri okuyan bütün Müslüman idareciler, haksızlıktan, suistimalden, adaletsizlikten şiddetle kaçınmalıdır. Unutmayalım: Ölüm var! Âhiret var! Hesap var!..

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?