Mesele MÜHİM, mevzu DERİN, yani “işte burası ÇOKÖNEMLİ”
Hem GEÇ oldu hemin de GÜÇ oldu; amma ve lâkin ŞAHSIM, vaziyetin ehemmiyyetini kavramış oldu.
Aleyhte konuşmanın ve hele de “GÖNDERELİM” falan demenin IRKÇILIK ve NEFRET suçu olduğunu da anlamış oldum.
Bir Devlet Büyüğümüzün (memleket aşırı yerden seslenerek yaptığı) ikazı ve izahı sayesinde İRŞÂD oldum, ayıldım ve uyandım:
“Bu bütün DÜNYANIN sorunudur. Her ülkenin bu konuda sorumluluğunu fark etmesi ve ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMASI gerekiyor” dedi ya …
Tabii ya, aynen böyle olmalı
Ve hatta, sadece elini değil tüm BEDENİNİ koymalı.
Hiç kimse Bizi yalnız bırakmamalı.
Ama bakıyorum da; Doğudaki VENEZUELA’dan Colombiya’dan, batıdaki Nijer’e Nijerya’ya; kuzeydeki İzlanda’dan güneydeki Sudan’a; ortaki Tayvan’dan, kenardaki Moldova’ya kadar heppisinin hiç birisi parmağının ucunu bile göstermiyor.
Fakat maalesef, biz bu hadiselerin GÖBEK kısmında kaldık ve GÖBEĞİMİZDEN bağlandık.
Hiç bi kötü bi niyetimiz, dahlimiz ve müdahalemiz yok iken ve durup dururken, kendimizi, hadiselerin merkezinde bulduk.
Biz tamamen kabahatsiz, günahsız; hadiselerden dolayı melûl-mahzun bi ahâliyiz.
Bütün suç Hafız ibn Beşşar ESAD’ındır !
Bilinen bi hakikat idi ki, kendisiyle çok iyi DOST idik; içtiğimiz su bile ayrı gitmez idi.
Bizim bütün NİYETİMİZ Şam'daki Emeviyye Camii'nde bi kaç rekât NAMAZ kılmak idi ve bu niyet ve isteğimizi, alenen ve resmen kendisine defalarca iletmiş idik.
PİS Herif müsaade etmedi ve aha da, ahâlisi MUHACİR memleketi HARÂB hâle geldi.
Biz Suriye'ye girdik (henüz NAMAZ kılamadık ama), Suriyeliler de bize GİRDİ.
Ve (yine bi çok büyük yetkilimizin söylediğine göre) en ÖNEMLİ tarafından ekonomimizin temeli ve orta DİREĞİ oldular ve ekonomiyi ayakta tutmaya başladılar ve başardılar.
Yine bu büyüğümüze göre; Bi gitseler, bizim ekonomi ÇÖKECEK ve yere çakılacak !
MaâzAllah !
AHMAK ESAD böylesine bilgili ve BECERİKLİ halkı elinden kaçırmış oldu.
Eh, eyi de oldu ve bu vesileyle bizi kurtarmış oldu.
Her ne kadar bizim askerler Suriye’de ölürken, bu Suriyeli gençlerin bir kısmı sahillerde ve cafelerde NARGİLE TÜTTÜRÜYORLARSA da, bu da onların HAKKIDIR vallahi.
Genç GARİBAN MİSAFİR çocuklar, karışmayın da memleketimizin keyfini çıkarsınlar.
Hastaları için beleş ve öncelikli tedavi ve karılar için serbestçe DOĞUM ve çocuk yardımı; büyükler için gıda yardımı, kira ücreti, denetimsiz ve vergisiz işyeri açma, üniversitelere imtihansız girme falan gibi BASİT ve UFAK tefek yardımlar bizim KESEMİZDEN yapılıyorsa da, bunlar da onlara HELÂL ü HOŞ olsun; en ÖNEMLİ yerlerdeki çalışmalarıyla ekonomimizi kurtarıyorlar ya…
Aslında, Biz bilemeyiz ve bilemiyoruz ya ...
Bazı ŞERR zannettiğimiz olaylar HAYR ile sonlanırlar. Bazan HAYR dediğimizden de ŞERR (kötülük) doğar.
AlimAllah !
Bizim ilk başlarda ŞERR dediğimizden, şimdi Büyük Böyüklerimizin anlattıklarına baktığımızda "HAYR" doğmuş olduğu anlaşılmış oldu.
Yani MÜRŞİDİMİZ, bizleri İRŞÂD eylemiş oldu. Yani KILAVUZUMUZ bizlere DOĞRUYU göstermiş ve bizi DOĞRU yola koymuş oldu.
Aha şimdi de, "sırf Afgan halkına istihdam ve fayda sağlamış olmak için Kabil Havaalanını İŞLETECEĞİK" dedik ama, TALİBAN denilen adamlar buna engel oluyorlar.
Afganlılar da, bizi çok sevdikleri için Suriyeliler gibi tamamen GENÇ ERKEK nüfus olarak bize GİRİYORLAR.
Tabii ki bunlar da, ekonomimizi CANLANDIRMAK için canla başla çalışacaklar.
AFRİKA’nın diğer memleketlerinden (Nijerya'dan, Somali'den, Sudan'dan Mısır'dan falandan-filandan gelenleri ayrı ayrı saymak mümkün değil. Bunların da başımızın üstünde yerleri var. Bakarız, besleriz, yetiştiririz ve heç bi yardımı esirgemeyiz.
MaşâAllah.
Bütün eyi niyetimizle Libya'yı KURTARMAK için oralara gittik, girdik.
Ve Libyalılar da bize GİRDİ.
Şimdi de yanıbaşında TUNUS karşımıza çıktı.
Bakalım ve bekleyelim hele, belki bundan da bi "HAYR" çıkarabiliriz.
Çok HAYIRLI ve hayr sever memleketiz ya …
Haa bi de DEMOKRASİYE AŞIĞIZ ve esasen bu AŞK ile hareket etmekteyiz, her adımımızı DEMOKRASİ çerçevesinde atmaktayız ya ...
Neyse …
Nasıl, siz de bu GÖÇ-Göçmen, MÜLTECİ-İltica, SIĞINMACI-Kaçkın meselesinin sebebini-seyrini, özünü-özetini kavrayabildiniz değil mi ?
Anlayamadınız veya kavrayamadıysanız bile ÇENENİZE sahip olun ve bu mesele hakkında olumsuz düşünmeyin, düşünseniz bile söylemeyin ve de Suriyeliler aleyhinde laf edip de SUÇ işlemiş olmayın.
Bu uyarı da benim size bi KIYAĞIM olsun.
Haydi bakiim, işinize gücünüze bakın ve büyüklerimizin işine karışmayın.
Tamam mı ?