USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Kız Kulesi nereye gitti?

09-09-2022

İstanbul, Sevgili Peygamberimizin (asm) Müslümanlar tarafından fethedileceğini müjdelediği kutlu belde. Rabbim bu diyarı Boğaziçi başta olmak üzere müstesna güzelliklerle yaratmış ve 1453’te Müslümanların yed-i eminine vermiş.

Benim bu güzel şehre geliş tarihim 1975… 2008’e kadar tam 33 yıl bu şehirde yaşamışım. Aramızda “tuz-ekmek hakkı” var. Üniversite tahsilini yapmışım, gazeteci olarak çalışma hayatına atılmışım, kütüphanelerinde dirsek çürütmüşüm, çocuklarım bu şehirde dünyaya gelmiş, “İstanbul… İstanbul” diye kitabını yazmışım. Sözün özü, İstanbul’la aramızda derin bir sevgi bağı var. Gaziantep’e taşındıktan sonra da İstanbul’dan kopamamışım.

Son zamanlarda İstanbul’a bir haller oldu. Gökdelenler tarihî silüeti bozdu. Dolmabahçe Sarayı’nın, caminin hemen arkasında gulyabani gibi, dev gibi öcü bir bina… Bu ucube yapı bir iken on oldu, yirmi oldu, sonraları yol oldu, sayısı belirsiz oldu.

Her İstanbul’a gelişte benim için hatırası olan mekânları gezerim. Ancak son yıllarda her gelişin ardından hüzünle dönmeye başladım. Bir yazımda bahsetmiştim, Sultantepe Korusu’na gitmek istemiştim, koca korunun satıldığını, orada 6-7 tane villa yapıldığını gördüm. Oturduğumuz ev koruya çok yakındı, biz ve o civar sakinleri orada piknik yapar, Boğaz’ı seyrederdik. Şimdi oradan Boğaziçi’ni sadece çok varlıklı yeni sahipleri seyredecek…

Yine bir başka gelişimde Üsküdar’da Yeni Valide Camii’nde (Valide-i Cedid Camii) ikindi namazını kılayım dedim, baktım, caminin kıbleye gelen duvarını kaplayan koca Kâ’be örtüsünün yeri boş. Camide güvenlik görevlileri vardı, sordum. “Çalındı” dedi. Çalındıktan sonra güvenlik görevlileri gönderilmiş, onlar da boş çerçeveyi koruyorlardı. Bu gidişte yine camiye gittim, baktım, Kâ’be örtüsünün olduğu çerçeveyi de kaldırmışlar. Güvenlik görevlilerini de… Herhalde camide çalınacak bir şey kalmadığı için.

İstanbul’a bu gelişimde enteresan bir haberle karşılaştım: Koca Kız Kulesi sırra kadem basmıştı. Kızların kaçmasını duymaya alışmıştık da koca kulenin kaçması tuhaftı doğrusu. Hani sihirbazlar, “hokus pokus” der ve elindeki örtüyü yardımcısı bayanın üzerine örter, sonra da örtüyü çekince bayan kaybolur ya, ona benzer bir şey olmuş. Önce kulenin her tarafını örtmüşler, derken hokus pokus yapmışlar ve kule kaybolmuş.

Serde gazetecilik var ya, o merakla Üsküdar’a gittim, baktım, gerçekten kule yok. Hani şu paraların üstünde resmi olan, İstanbul’un sembolü ve dünyanın en önde gelen tarihî eseri var ya, işte o yok. Kim ne anlatırsa anlatsın, bunun izahı olamaz. Dünyanın her yerinde tarihî eserlerin bir taşı bile titizlikle korunur. O yapı olduğu gibi muhafaza edilerek restore edilebilir. Yapı teknolojisi çok gelişmiştir. İlber Ortaylı Hoca, İskender Pala ve Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Komisyonu’nun diğer değerli üyeleri buna ne der?..

Ya bir de kuleyi sökmeyi akıl edenlerin aklına başka “parlak fikirler” gelirse… Mesela Kâ’be’nin karşısında ecdadımızın asırlarca nöbet tuttuğu “Ecyad Kalesi”ni dağıyla birlikte yerle bir edip yerine Kâ’be’ye saldıran dev gibi duran 77 katlı binayı yapanlar gibi; ya da Dubai’de sun’i ada üzerine inşa edilen 828 metre yüksekliğinde 160 küsur katlı “Burj Khalifa” gibi bir bina yapmayı aklederlerse… “Bizim onlardan neyimiz eksik!” derlerse… “Yok artık!” demeyin. Bizimkisi yoğurdu üfleyerek yemek ya da Nasreddin Hoca’nın su getirmeye gönderdiği oğluna peşinen tokat atması gibi… Hoca’ya, “Çocuğa niye vurdun? Testiyi kırmadı ki” demişler. Hocamız da şu cevabı vermiş: “Testi kırıldıktan sonra vurmuşsun ne fayda!”

Onu bunu bilmem arkadaş. Şahsen ben Kız Kulesi’ni olduğu gibi istiyorum. Hem bu gibi yapıların özel veya tüzel kişilere 49 yıllığına kiralanması yanlış. Hiç kimseye vermeyin. Devletin elinde kalsın. Millet de bu gibi mekânlara rahatça erişebilsin. İstanbul’a gelenler Kız Kulesi’ne de gidebilsin. Kayıkla o astronomik rakamlı gidiş geliş ücreti olmasın. Makul bir ücret olabilir. Vatandaş orada çay içecekse makul bir ücret alınsın. (Salacak’ta sözde halk tipi çay bahçesinde ufacık bardakta çay 8 lira. İki kişi ikişer bardak içse 32 lira. İki simit, bir açma 28 lira. Yol parası iki kişi 60 lira. İki kişinin İstanbul’da çay-simit keyfinin maliyeti 120 lira. Bu da Kız Kulesi’nin kaybolması gibi tuhaf bir durum.) İstanbul’u gezmek isteyenler için yazdım. Siz, size ve İstanbul’a mukayyet olun!..

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?