Değerli okurlarım son günlerde toplum olarak koronavirüs ile yatıp koronavirüsle kalkıyoruz. İşin ilginç olan tarafı kimse yarının ne getireceğini tahmin edemez bir noktada ve endişeli bir şekilde eve kapanmış durumda,
Ve beklemekten başka elinden birşey gelmiyor.
Hal böyle olunca her kafadan bir ses çıkıyor.
Resmi kaynaklar farklı açıklamalar yaparken,
gayri resmi kaynaklar işin farklı noktalarına değinerek daha farklı açıklamalar yapmak kaydıyla insanların kafalarını daha da bulundrıyor.
Burada asıl mesele alt gelir grubuna ait kesimin ekonomik kaygılarının her geçen gün kaygı verici duruma gelmesi konusu.
Zaten sıkıntılı günler geçiren bu alt gelir grubuna ait kesim,
Yaşanan bu virüs salgını yüzünden daha da içinden çıkılmaz bunalımlara doğru yol almış gözüküyor.
Basından takip ettiğimiz kadar bu salgınla mücadele eden devletler bir takım önlemler almış ve sosyal devlet olma anlayışı çerçevesinden en azından halkının ekonomik olarak kaygılarını gidermiş durumda.
Peki, bizde durum nasıl?
Üzülerek belirtmeliyim ki bizde durum Avrupa’daki tablo gibi değil maalesef.
Ekonomik önlem paketi çerçevesinde bir takım tedbirler alındığını söyleyen sayın Erdoğan basın açıklamasıyla halkı bilgilendirdi.
Açıkçası bizde merakla bekliyorduk alt gelir grubuna yönelik olarak ekonomik tedbirler noktasında ne gibi tedbirler alınacak diye.
Ama dağ fare doğurdu misali asgari ücretli kesim için alınan tedbir “DUA” noktasından öteye gitmeyen bir vaziyette maalesef.
Bugün alınan karar doğrultusunda sosyal yardım alan 2 milyon aileye 1000’er lira nakdi yardım yapılacak açıklaması geldi aile, çalışma ve sosyal hizmetler bakanlığı tarafından. Harca harca bitmez.
Kendilerine verelim bu 1000 TL yi ve bir ay idare edin diyelim bakalım edebilecekler mi?
Bir taraftan insanlara mümkün olduğu kadar dışarı çıkmayın diyeceksiniz,
Ama öbür taraftan sosyal devlet anlayışının gereğini yapmayarak, yaşamsal noktasında, hiçbir ihtiyaçlarına katkı sunmayacaksın,
Bir taraftan esnafa kepenk kapattıracaksınız,
Diğer taraftan esnafın yanında çalıştırmış olduğu işçilerin yaşamsal ihtiyaçlarını garanti altına alacak önlemler almayacaksınız,
Bir taraftan Esnafa kepenk kapat diye talimat vereceksin, esnaf kapattı diyelim,
Diğer taraftan esnafın yanında çalışan işçisini ücretsiz izne gönderdiği zaman bu işçinin içine düşeceği tabloyu düşünmeyeceksin DUA edin diyeceksin!
Evet soruyoruz buna yönelik olarak devlet ne gibi tedbir veya tedbirler aldı?
Alındıysa bizim mi haberimiz yok?
İnsanlara eve kapanın diyorsunuz ama bu salgına karşı adil bir önlem almıyorsunuz?
Umreye gidip gelen siyasiler ellerini kollarını sallayaraktan gezerken,
Gariban halkı evlere tıkayıp karantinaya aldık diyorsunuz.
Sormak lazım bu karantina sadece gariban insanlar için mi geçerli bir durum.
Umre yapan milletvekilleri neden karantinada değil?
Umre yapan bürokrasiler neden karantinada değil?
Umre yapan belediye başkan çocukları neden karantinada değil?
Karantinadalarsa bizim haberimiz niye yok?
Neden bilgilendirme yapılmıyor?
Bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi için.
Değerli okurlarım işin özeti yine her zaman ki gibi AKP hükümeti alınan tedbirler noktasında sınıfta kalmış durumda.
Kim ne derse desin,
Kim ne söylerse söylesin,
Görünen köy klavuz istemez.
Halk tedirgin,
Halk endişeli,
Halk kaygılı,
Nasıl tedirgin olmasın,
Nasıl endişe duymasın,
Nasıl kaygılanmasın,
Bir yanda hayati risk taşıma korkusu,
Diğer yanda hayatta kalabilmek için ekonomik olarak tükenmişlik korkusu.
Bundan ötürüdür ki!
İşçi sınıfına,
Esnaf sınıfına yönelik ekonomik anlamda somut adımlar atılması,
Tedbirler alınması lazım.
Aksi takdirde yaşanacak olan toplumsal bunalımların önüne geçemezsiniz bilesiniz.
