Ocak ayından bu tarafa dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs salgını, pek çok ekonomiyi olumsuz yönde etkilerken; birçok ülke ekonomik olarak dar boğaza girdi. Salgından en çok etkilenen kitle her zaman olduğu gibi dar gelirli ve yoksul kesim oldu.
Evet, dünya bir salgını yaşıyor, etkileri de henüz atlatılabilmiş değil. Konunun uzmanları 2021 yılının sonuna kadar salgının devam edeceği yönünde hemfikirler. Fakat ülkemiz açısından ekonomideki sorunlar, korona salgınıyla başlamış değil. Özellikle 2018 yılından bu tarafa bir krizden diğerine savrulan ekonomimiz, her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Diğer ülkeler, hükümetler; bu salgın sürecinde çiftçisini, esnafını, işçisini, işverenini korumak için milyarlarca dolarlık, avroluk hibe destek paketleri açıklarken, bizdeki saray hükümeti vatandaşı salgında bir başına bıraktı. Ya faizle borçlarını erteledi ya da faizle yeni borçlar verdi. Devletine 40 yıl vergi veren insanlarımıza, bunlar 40 gün bakamadı. Millete beş maskeyi bile parasız dağıtmaktan aciz kaldılar. Ne yaptılar? Vatandaşa IBAN numarası gönderip bağış istediler. Dünyada da bağış isteyerek bu işlerin üstesinden gelmeye çalışan başka bir yönetim yoktur sanırım.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak iş başına geldiği günden beri, son 8 çeyreğin 7’sinde yatırım harcamalarında daralma var. Türkiye ekonomisinde yatırım yok denecek kadar azaldı. Büyümeyi bir kenara bırakın her çeyrekte ekonomimiz küçülüyor, daralıyor. Ama yönetenler ne yapıyor?
Hayal ve umut pazarlamaya devam ediyorlar. Şimdi 2023’e randevu verip, “gazla mucize olacak, her şeyi düzelteceğiz” söyleminde ısrarcılar. Endeks yorumlamaktan bir haber olan Hazine ve Maliye Bakanı Damat, tam 28 aydır ekonomide olmayan güvene seviniyor. “İşsizim, geçinemiyorum” diyen vatandaşa ise “battık, bittik lobisi” diye sıfat takıyor, dalga geçiyor. Olan bana oluyor, sana oluyor, daha dünyaya gözlerini açmamış, ama açacak olan gelecek nesillere oluyor. Allah sonumuzu hayır eyleye…
