Bir Cumhuriyet Kadınından Milliyetçilere Sorumluluk Çağrısı...
Türkiye, tarih boyunca zorluklarla sınandı. Bugün ise milletimizin üzerinde kara bulutlar dolaşıyor; ekonomik krizler, siyasi çalkantılar ve toplumsal çürüme bizleri çepeçevre kuşatmış durumda.
Peki, bu çıkmazdan bizi kimin, nasıl kurtarmasını bekliyoruz?
Yeni bir Atatürk mü?
Hayır! Bir Atatürk daha gelmeyecek!
Bunu artık anlamalı ve kabullenmeliyiz. Çünkü Türk milletinin tarihinde liderler, ilham veren rehberlerdir; ancak bu milletin asıl gücü, her ferdin taşıdığı iradede saklıdır.
Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletine mücadele azmini, aklını kullanmayı ve kendi kaderini kendi elleriyle yazmayı öğretti. Şimdi soruyorum: Bu öğretiyi unuttunuz mu?
O halde hatırla!
Türk milletinin sabrı, düşman karşısında eğilmemek, vatanına sıkıca sarılmak ve gerektiğinde canını ortaya koymaktır. Atatürk, bu sabrı Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da ete kemiğe büründürdü.
Bugün de milletimizin sabrı tükenmeden harekete geçmeliyiz. Ancak, o sabrı sınamaya kalkanlar bilmelidir ki Türk milletinin sabrı taşıp sel olduğunda önünde hiçbir engel duramaz.
Bizden sonraki nesillerin gözlerinin içine gururla bakabilmek için üzerimize düşeni yapma zamanı gelmiştir.
Geçmişe ağıt yakmak ya da bir kurtarıcı beklemek yerine, Atatürk gibi düşünmeli ve O’nun gibi cesur adımlar atmalıyız. Atatürk olmak bir kişiyle sınırlı değildir; milletin her ferdi, onun idealleriyle hareket ettiğinde, işte o zaman bu milletin önünde duracak hiçbir güç kalmaz.
Bu Bir Uyarıdır!
Artık uyanma ve harekete geçme zamanı gelmiştir. Bu milletin sabrı tükenmeden silkinin! Sorumsuzca beklemek, geçmişe sığınıp rehavet içinde kalmak yalnızca bu milletin kaderini karartır.
Eğer üzerinize düşeni yapmaz, Türk milletinin onurunu savunmazsanız; tarih sizi affetmeyecek, yarınlar size lanet okuyacaktır!e
Herkes duysun:
Atatürk gibi yapmak ve mücadeleye atılmak artık sizin için bir seçenek değil, namus borcudur!