Biliyorsunuz ki Memleketimizin EN MÜSLÜMAN ve en TANINMIŞ Cemâati olan NAKŞİBENDİ Tarikatının İSMAİLAĞA Cemâati Lideri Mahmut Ustaosmanoğlu öldü.
Ve derhal kavga ve kargaşa başladı.
Hiç garipsemeyin; bu da 1400 sene evvel başlayan ve kesintisiz devam eden kavgalardan binlercesinden birisidir.
Hz. Muhammed’in ölümünden hemen sonra da, cesedi bile 3-4 gün bekletilmiş ve TAHT Kavgasına girişilmişti de EBUBEKİR bu işin galibi ilan edilmişti ya neyse …
CÜBBELİ Ahmet’i cenaze merasimine bile sokmadılar.
Zavallı Cübbeli, kameralar önünde “iki gözü iki çeşme” bi halde, “mezarına bi bardak su dökmeme bile müsaade etmediler” diye bu işten dolayı dert yanmıştı.
Çok böyük bi HAKSIZLIKTI ve Cübbeli, AĞLAMAKTA HAKLI idi.
Halbuki bu CÜBBELİ Ahmet, bu Cemâatin reklamını öte dünya için en eyi bi şekilde yapan ve “Sorgu Meleklerine, Ben Nakşibendi Tarikatının HALİDÎ kolundanım dersen derhal CENNETE alınırsın” diyen ÂLİM (ve aynı zamanda çok büyük ÎCÂDLARI olan) bi kişidir.
Bilemiyoruz ama, belki de gözü bu Cemâatin LİDERLİĞİNDE, yani ŞEYH olmak hevesinde idi ki, Mevta Lider’in Yeğeni Saadeddin, hiç vakit kaybetmeden, “hele bi ŞEYHLİĞİNİ açıklasın, baksın o zaman KASETLERİNİ nasıl piyasaya süreriz” deyivermişti.
CÜBBELİ de buna karşı, “çıkarmayan MEL’UNDUR” diye cevab vermiş ve dün de, gayet YİĞİTÇE bi çıkış yaparak;
“Ben de, işlenen CİNAYETLERİ ve TECAVÜZLERİ anlatırsam ortada bir kişi bile kalmaz” diyerek karşı hücuma geçmiş bulunmaktadır.
“Tencere DİBİN kara, seninki benimkinde daha KARA” tarzındaki bu, POST kavgası daha ne kadar sürer, nasıl neticelenir bilemeyiz.
Ama, böyle kavgaların başlangıcını bilmekteyiz.
İşte o VAHŞİ kavgaların ilk zamanlarından bir demet:
İSLÂM tarihi ilk günden beri KAN ve KATLİAM tarihi olmuştur:
Hz.Muhammed’in ölümünden sonra Hulefâ-i Râşidin denilen dönem başlar.(632-661)
İlk Halife Ebubekir’dir ve yaşlı olduğu için, ancak (632-634’de) 2 sene kadar Halife olarak kalmış ve eceliyle ölmüştür.
İkinci Halife Hz. ÖMER, katledilmiştir.
Üçüncü Halife Hz. OSMAN, yolsuzlukları hırsızlıkları AYYÛKA (gök yüzünün en yüksek yerine) çıkınca halk İSYAN etmiş ve evinin etrafını sarmış, Osman yemin ederek hırsızlıklara yolsuzluklara engel olacağı vaadinden bulunmuş ve ilk isyandan kurtulmuş. Fakat aradan 1 sene geçmesine rağmen (çevresindekilerin ve bilhassa aynı aşiretten olan akrabası MUAVİYE’nin hırsızlıkları ile) vaziyet değişmediği için çıkan ikinci isyanda HALK tarafından PARÇALANMIŞ ve gömecek kimse çıkmadığı için cesedi 3-5 gün evinin önünde kalmış ve en sonunda ancak 4 kişi tarafından kaldırılıp (ki, bunlar da halk tarafından taşlanmıştır), Müslümanlar KABUL ETMEDİĞİ için de YAHÛDİ MEZARLIĞINA GÖMÜLMÜŞTÜR.
4. Halife Hz. ALİ zamanında iç karışıklıklar hiç durmak bilmemiş, MUAVİYE ile olan savaş (657 yılındaki Sıffin savaşı) ve çekişmeler yüzünden Müslümanlar birbirini katletmiş ve ortaya (1400 seneden beri devam etmekte olan, ALEVİ, SÜN’İ ve HARİCÎ ve daha sonra yüzlerce parçaya bölünmüş) MEZHEP çatışmaları çıkmış ve en sonunda ALİ de KATLEDİLMİŞTİR.
Hz. Muhammed’in Karısının Hz. Ali ile çekişmesindeki savaş ise Müslümanlar için ayrı bir felaketttir.
AYŞE, Hz. ALİ’ye karşı topladığı 30 000 kişilik ordu ile Kûfe’de bulunan Hz.Ali kuvvetlerinin üzerine yürüdü . Ayşe’nin deve üstünde bu savaşı bizzat idareetmiş olmasından dolayı CEMEL Savaşı olarak adlandırılan bu savaş, 4 Aralık 656’da Hz. Ali’nin zaferi ile sonuçlandı. Bu savaşta 15 000 Müslüman öldü.
AYŞE’nin kıskançlığı, kini, nefreti, entrikaları meşhurdur.
Daha sonra, Ali’nin oğlu HASAN, karısı tarafından ZEHİRLENMİŞ;
HÜSEYİN ise KERBELÂ’da, Muaviye’nin oğlu YEZİD kuvvetleri tarafından KATLEDİLMİŞTİR.
Bütün bunların sonucunda MÜSLÜMANLAR 1400 seneden beri İNSAFIN, VİCDANIN MERHAMETİN ve de İNSANLIĞIN en ufak bir zerresi olmaksızın birbirlerini KATLETMEKTEN bıkmamışlardır.
Bunun için de Batı Dünyası’nın oyuncağı olmaktan ve SEFALET içinde çırpınmaktan kurtulamamışlardır; kurtulamayacaklardır da …