Merhaba değerli dostlar.
19 gün boyunca, kendi çocukluğumuzdan gelecek bir mektup gibi bekledik Narin'den gelecek güzel haberi. Olmadı. Tüm diğer kayıp çocuklardan beklediğimiz güzel haberler gibi. Yine olmadı..
Nasıl olsun ki?. Kedi'ye; köpeğe, sokak hayvanına kıyan, işkence eden ilkel, merhametsiz sosyolojik kabus Narin'e mi acıyacaktı? Ağacına, orman'ına, denizine sahip çıkmayan, göl'ünün, dere'lerinin yok olmasını seyredenler mi koruyacaktı Narin kızımızı? Karıncaya bile kıyamayan duyarlı, vicdanlı çoğunluğu tenzih ederek soruyorum: biz ne zamandan beri bu kadar vicdansız olduk? Bir daha altını çizerek soruyorum, ne zamandan beri ?.
Bu topraklarda, bu coğrafyada yaşamadı mı Hacı Bektaş-ı Veli? Hani şu bir dizine aslan'ı, diğer dizine geyik'i oturtan Anadolu erenleri'nin piri olan Hacı Bektaş-ı Veli...
Gelişmişlik düzeyi, belli ekonomik ve sosyolojik parametreler ile ölçülür elbette. Ama bana kalırsa; sokak hayvanları'nın çevredeki insanlardan korkup korkmadığıyla da ölçülmeli. Çocuklara ve kadınlara nasıl davranıldığıyla da.. Çevreyle, doğayla olan ilişkisiyle de ölçülmeli. Hatta; pencerenin ucundaki bir çiçek saksısı ile mütevazi evlerdeki çit'in ve dış duvarların badanasıyla bile ölçülmelidir. Hatta tanımadıklarımıza verdiğimiz bir selamla, sabah vakti sokakta karşılaştığımız ilk insana içten bir "günaydın" demekle bile ilişkili olmalıdır.
...
Narin bugün okula başlayacaktı. Ama önce çuvala konulup bir dere kenarına, sonra da tabutunun üzerine bir gelinlik konularak toprağın altına konuldu..
O çuvala sekiz yıllık kısa bir ömrü sığdırabildik öyle mi? Bu kadar kötülüğün arasında ancak sekiz yıl yaşayabildin öyle mi Narin?
Narin'lerin olmadığı sınıflarda ve sıralarda okula başlayan bütün öğrenci ve öğretmen'lerimize başarılı bir eğitim-öğretim yılı diliyorum.
Narin'in yüzündeki o masum tebessüm de susanların utancı ve kâbusu olsun.
...
Aziz Nesin şöyle yazmıştı;
"öyle bir ağlasam ki çocuklar, size hiç gözyaşı kalmasa. Öyle bir ölsem ki çocuklar, size hiç ölüm kalmasa.."
Herşeye rağmen, güzel günlerin geleceğine olan inancımızı ve umudumuzu canlı tutmak zorundayız.
Tekrar görüşmek dileğiyle, onurlu ve dirençli kalın.
