Öyle bir coğrafyaya hakim olmuşuz ki, müslim, gayri müslim, putperest herkesin gözü topraklarımızda. Bu nedenle her ülke casuslarını gönderir, bilgi elde etmek için. İleride ülkemizi ilgal ettiklerinde kendilerine kapıları açabilecek işbirlikçi casus ararlar. Bu işe milyar dolar harcarlar. Yani cephede harcayacakları parayı soğuk savaşta harcarlar ki, askeri zayiatları olmasın. Artık süper devletler kendileri savaşmıyorlar. Birer terör örgütü kurdurup adlarına savaştırıyorlar. Soyları şecereleri incelerler, soyunda dönmelik olanların çocuklarını (feto, barzani, karzai gibileri) ilkokuldan takibe alır işbirlikçi vakıflarınca okuturlar. Üniversite çağına gelince paslaşırlar, öğrenciyi burslarla yurtdışına gönderirler ve bizim ortak beslememiz geliyor derler. İlgili mason locaları hemen öğrenciyi kapar ve korumaya alırlar, orada da burs verirler.
Burasını emekli general cevat rıfat atilhandan dinleyelim:
Karanlık bir odaya alırlar, bu odanın adı düşünce odası, aslında bademleme odasıdır. önce üzerini çıkar derler. Çıplak bir vaziyette masaya oturturlar. masada bir kum saati var, bir de kuru kafa iskeleti. Yani kum saati iyi düşün demektir, kafatası, ihanet edersen bu işin ucunda ölüm var demektir. Düşün ve kararını ver, geçmişte ülkende aileni zorla müslüman ettiler veya katlettiler, ülkene dönüp bizim talimatlarımıza uyacaksan, Türklerden, Müslümanlardan intikamını almak istiyorsan bizimle çalış, seni destekleyelim, seni ülkende en üst düzeye getirtelim de sen o ülkenin anasını kendi ellerinle belleyeceksen mason olmayı kabul et derler.
Eğer bize ihanet edersen, elimizde olan demlenme ile ilgili resim ve videoları yayımlarız, halkın seni alaşağı eder. Kişi düşünür kabul ederse hemen Üniversite mezunu olduğu için önce 28 dereceli mason yaparlar. Hadi ülkene dön, bizim ajanlarımız seni ülkende bekliyorlar, ne yapacağını, nasıl hareket edeceğini sana söylerler. İşin parasal yönünü düşünme derler. Bu nedenle her islam ülkesinde feto gibi tosuncukları ve masoncukları vardır. Bunlar ülkesinde yaptıramadıkları bölünme yasalarını masonların merkezine iletirler, bu merkezler kendi devletleri aracılığı ile dillendirirler ve şu yasayı çıkarmazsan seni natoya almayız, şunu yapmazsan seni birleşmiş milletlere almayız, şunu yapmazsan seni Avrupa Birliği'ne almayız, şunu yapmazsan seni Gümrük Birliği'ne almayız derler ve Anayasayı kevgire çevirirler.
Bunların hiçbirini yapmazsan bu defa ambargo koyarlar, o ülkede ekonomik askeri, dizilerle ahlaki bunalım yaratırlar. Enflasyon, develüasyon yaratırlar, hayat pahalılığı başlar. Adi suçlar artar. Ülke İnsanlarını iç savaşa sürüklerler. Mülteci yaparlar, vatan ararken ayağınıza çelme takarlar, hem o ülkede iç savaş çıkarıp halkını mülteci yaparlar hem de sakın ülkemize mülteci gelmesin derler.
Ayrıca fakir bir gurup yaratırlar, hergün sadakaya alıştırırlar ve bu sadakacıların sırtından iktidarlarını sürdürürler. Bu masonlar islam ülkelerinde böyle çalışırlar. Amerika dış teröre iç savaşlara her yıl 650 milyar dolar ayırır. İşte böylece her ülkede iki tane gizli güç bulunur. Biri masonik gizli güçler, diğeri de milli güçler. Bu ikisi arasında satranç oyunu oynanır. Kim akıllı hamle yaparsa o üste çıkar ülkeyi yönetir. Ben az söyleyeyim siz çok anlayın.
Ülkemiz 2013'ten buyana dik duruyor. En modern silahını uçağını gemisini üretiyor. Terörün kökünü kazıyor. Suriyedeyiz, Katardayız, Karabağdayız, Afganistandayız, Myanmardayız, Açenadayız, Kandildeyiz, Musul Kerkükteyiz. Bu kadar gider tabii ki kasada açık verdirecek ve pahalılık olacaktır. Ülkemizi savaşa sokarak diz çöktürmek istiyorlar. İki seçeneğimiz vardır: İç savaşa gidip kardeşin kardeşi öldürdüğü bir ortama mı şahit olacağız, yoksa dik durmak için bu pahalılık illetine razı mı olacağız? Karar verin lütfen.