Her 10 Kasım’da yaşananlar, senin mirasının ve halkımızın tarihe olan derin minnettarlığının bir yansımasıdır. Ancak, bazıları bu anmayı, sanki sadece geçmişin gölgesinde sıkışıp kalmışız gibi sunuyor. Oysa ki, senin önderliğinde kurduğumuz Cumhuriyet, geleceğe dair bir umudu, bir halkın gücünü ve kararlılığını simgeliyor. Bugün hâlâ senin yolunda yürüyen bir millet var, ancak bazen ilerlemek için bir çıkış yolu bulmakta zorlanıyoruz. 2024 yılına geldiğimizde, hala senin temel ilkelerinin ve halkın birlikteliğinin ne kadar kıymetli olduğunu unutmamalıyız.
Önderler senin izinden gitmeye çalışıyorlar, ama zamanın ruhuna ve halkın ihtiyaçlarına kulak vermektense, sadece kişisel çıkarlarına odaklanıyorlar. “Kurtarılacaksa ben kurtarırım” diyenlerin yalnızlıklarını daha fazla hissettiklerini fark ediyorum. Ama sen, Atatürk olurken yalnız değildin. Yanında milletinin farklı kesimlerinden fedakâr insanlar vardı. Herkes senin izinden gitmeye çalışıyor, ancak senin mücadeleni ve o süreçte gösterdiğin cesareti, kararlılığı unutuyorlar. Bugün herkes, “kim daha Atatürkçü” olduğu yarışına girmişken, halk, egoların gölgesinde boğulmuş durumda. Çıkış yolu arayanlar, bu bölünmüşlükten yorulmuş.
Geçmişin zaferleriyle bugünün mücadelelerini kıyaslayanlar, zamanın ruhunu ve koşullarını göz ardı ederek abartılı bir karamsarlığa kapılıyorlar. Paşam, kaygıları anlamak mümkün, ama buna kapılmak da bir o kadar tehlikeli. Asıl mesele korku değil, eksik bir liderlik arayışıdır. Senin gibi bir liderin gelmeyeceğini bilenler, bu düşünceyle yoruluyor. Ancak, unutulmamalı ki halk, milli bayramları sadece kutlamak için değil, içsel bir anlam ve farkındalıkla yaşıyor. Sevinçten çok dirençle hatırlıyor o günleri.
Dilerim ki, bir gün Türkiye, senin hedeflediğin muasır medeniyet seviyesini aşmış bir ülke olarak karşımıza çıkar. O zaman, sana, barış içinde huzurlu bir Türkiye’den selam göndeririz. Ama bazıları bunu anlamaz, hatta bu düşünceyi abarttığımıza bile inanabilir. Paşam, senin huzur içinde uyumanı diliyorum. Zaman kaybetmeye gerek yok çünkü zaman, bizim en değerli kaynağımız. Bu millet, belki bugün değil, ama yarın, senin gösterdiğin yoldan gitmenin ne kadar önemli olduğunu hatırlayacaktır. Ve bir gün, senin izinden yürümek için birleşecektir.
Gözlerinden, gönlünden gelen ışıkla…